Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/197 E. 2021/484 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/197 Esas
KARAR NO : 2021/484
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2020
KARAR TARİHİ : 04/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı şirket arasında —- tarihinde temizlik, araç yıkama ve komi personeli hizmetlerinin karşılanmasına yönelik hizmet alım sözleşmesinin akdedildiğini sözleşmenin sona erdiği tarih olan ——– tarihinde dava konusu faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğini, söz konusu faturalarda müvekkil tarafından davalı şirket bünyesinde çalıştırılan personellere ilişkin kıdem tazminatı, ———— şirket kârı maliyetleri bulunduğunu, davalı şirketin davacı tarafından kesilen faturaların taraflar arasındaki sözleşmelere ve aynı zamanda sözleşme süresince yapılan uygulamalara aykırı olduğunu iddia ederek — tarihinde de —- gönderilmiş olduğu yazılı ihtar vasıtasıyla taleplerinin reddettiğini, davalı şirkete faturalara ilişkin şirket kârı, —– gerektiği hususunda —–yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, gönderilen ihtarname sonucu da herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davacı müvekkili tarafından, davalı aleyhine aralarında akdedilen sözleşmede belirtmiş olan şirket kârı ve damga vergisi tutarından toplamı olan—- numaralı icra takibi dosyası açıldığını, davalı tarafa da ödeme emri tebliğ edildiğini, davalı tarafın —– tarihinde takibe itiraz, ettiğini, takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinden uzlaşamadıklarını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davacı firma ile —— tarihli yönlendirme personeli hizmet alım sözleşmesi ve—- davacı fıma ile — yıkama ve komi personeli hizmetlerinin alımı sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin, davacı — olduğu sözleşmeler ile ilgili yükümlülüklerini düzenli olarak yerine getirdiğini, davacı ile müvekkili firma arasında imzalanan sözleşmeler gereği müvekkili —— edişlerinin düzenli olarak davacı tarafından istihdam edilen personellerin— numaralarına yatırıldığını, geriye kalan diğer ödemeler —— yüklenici firma olan davacının ——numarasına ödendiğini, müvekkilinin—- göndermiş olduğu e-posta ile taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin —- sona ereceği, bu sebple istihdam edilen tüm personelin adı soyadı iş giriş tarihi ve görevi yazılı ihbar süresi tablosu’nun hazırlanarak gönderilmesi talep ettiğini, davacının bünyesinde bulunduğu—– kendisinden talep edilen tabloyu müvekkili firmaya gönderdiğini, müvekkilinin davacı firmadan çalışılan tüm personele ihbar süresinin bildirilmesi ihbar süresi içinde yeni iş arama izninin kullandırılmasını ve kıdem tazminat alacağının hesaplanmasını talep ettiğini, bunun üzerine davacı firmanın tüm çalışanlara ihbar haklarını kullandığını, kıdem tazminat alacaklarını hesapladığını müvekkili ——- bitiminde de istihdam edilen personelin kıdem tazminatları personellerin iban numarasına yatırdığın, davacı firma söz konusu yazışmalar yapılırken kıdem tazminatı ödemeleri sebebiyle hizmet kazancı alacaklarının olduğunu yada böyle bir alacaklarının gündeme geleceği konusunda herhangi bir talepte bulunmadığını, müvekkili —– davacı arasında imzalanan sözleşmelerin imzalanmış olduğu günden sözleşmelerin bitimine kadar geçen süreçte davacının bünyesinde bulunduğu — edilen personellerden —- iş akdine son verildiğini, söz konusu personelin kıdem ve ihbar tazminatı müvekkili ——— personelin ıban numarasına ödendiğini, davacı şirket kendisi ile yapılan sözleşmenin sona ermesi ve yenilenmemesi üzerine davacı —– tarihinde haksız ve hukuka aykırı faturalar tanzim ederek müvekkil şirkete gönderdiğini, davacı tarafından kesilen faturalra taraflar arasından sözleşmeye ve yukarıda arz ettiğimiz üzere sözleşme süresince daha önce çıkarılan bir çalışanla ilgili kıdem tazminatı ödemesine ait düzenlenen faturaya şirket kurum hizmet kazancı ilave etmemiş olması nedeniyle taraflar arasındaki uygulamalara aykırı olduğu gerekçisiyle ——- tarihinde müvekkil şirket tarafından sistem üzerinden reddedildiğini. —- tarihinde ise ———- yevmiye numaralı ihtarı ile söz konusu faturalara itiraz edildiğini. tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ———sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
Dosyamız arasına celp edilen ——— sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takipte ödeme emrinin davalı/borçluya — tarihinde tebliğ edildiği davalının/borçlunun —- tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır. Huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından gösterilen deliler toplanmış, konunun incelenmesi uzmanlık gerektiğinden dosya bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda: ” davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacı ve davalının cari hesap ekstrelerinin birbirini teyit eder nitelikte olduğu, davacı ve davalının cari hesap ekstrelerinde —— tarihi itibari ile bulunan ——- davacı ve davalı arasındaki süre gelen ticari ilişkiden kaynaklandığı davacı ve davalının e -defter kayıtlarında yapılan incelemeler sonucunda dava konusu beş adet faturadan dolayı borç ya da alacak bulunmadığı davacı yan için sözleşme kapsamında alacak tespitine ulaşılmadığı hususlarını beyan ve rapor etmişlerdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; —–borçlu hakkında hizmet sözleşmesi kapsamında düzenlenen faturalardan kaynaklı icra takibinde bulunduğu görülmüştür. Bilirkişi heyetince ;davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacı ve davalının cari hesap ekstrelerinin birbirini teyit eder nitelikte olduğu, davacı ve davalının cari hesap ekstrelerinde —- tutarın davacı ve davalı arasındaki süre gelen ticari ilişkiden kaynaklandığı davacı ve davalının e- defter kayıtlarında yapılan incelemeler sonucunda dava konusu beş adet faturadan dolayı borç ya da alacak bulunmadığı davacı yan için sözleşme kapsamında alacak tespitine ulaşılmadığı tespit edilmiştir. Taraflar arasında imzalanan ——– tarihli hizmet alım sözleşmeleri ve tarafların ticari defterleri incelendiğinde dava konusu beş adet faturadan dolayı borç ya da alacak bulunmadığı davacı yan için sözleşme kapsamında alacak tespitine ulaşılmadığı anlaşıldığından usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınmakla , davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın sübut bulmadığından reddine karar vermek gerekmiş olmakla; aşağıdaki hüküm kurulmuştur.Davalı taraf cevap dilekçesinde her ne kadar kötüniyet tazminat talebinde bulunmuş ise de davacı taraf açmış olduğu takipte her ne kadar haksız ise de kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin yerinde görülmemesi sebebi ile REDDİNE,
3-Karar harcı 59,30 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 187,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 127,73 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/06/2021