Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/195 E. 2021/962 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/195 Esas
KARAR NO: 2021/962
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2020
KARAR TARİHİ: 07/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili, taraflar arasında yapılan satış işlemine istinaden müvekkili tarafından düzenlenen — faturanın borçluya tebliğ edildiğini, bu fatura alacağı için vade tarihinin — olarak tespit edildiğini ve faturanın vadesinde ödenmemesi halinde aylık — farkı uygulanacağının kayıt altına alındığını, davalının borcunu ödememesi üzerine — sayılı dosya üzerinden icra takibinin başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durdurulduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını, iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamını , davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, müvekkiline teslim edilmiş fatura bulunmadığını ve faturaya konu malın teslim edilmediğini belirterek davanın reddini, davacının %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda ,”, davacı yanın ——– ait ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğunu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu, ticari defterlerinin sahibi lehine delil kabileyetinin bulunduğunu, davacı taraf kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —– alacaklı olduğu, dava dosyasında bulunan depo çıkış fişi ve sevk irsaliyesine göre dava konusu mal —- plakalı araca teslim edilmiş görülmekte olup teslim alan kişi —- olduğu, davacı tarafından düzenlenen dava konusu alacağın dayanağı fatura davacı tarafından —— beyan edildiği, davalı tarafın —— yıllarına ait ticari defter ve belgelerinin incelendiği, defterlerin açılış kapanışlarının usulüne uygun olarak yapıldığı ve sahibi lehine delil kabiliyetinin bulunduğu, davalı taraf ticari defterlerinde dava konusu olup davacı tarafından düzenlenen ——- faturanın kaydına rastlanmadığı, davalı tarafından—- böyle bir fatura beyanı da görülmediği, davalı taraf defter kayıtlarına göre —— kapanış kayıtlarında da davacının alacaklı olduğuna dair bir hesap bakiyesinin görülmediğini, sonuç olarak; davacıya ait —- Yılı ticari defterlerin tasdiklerinin yasal süreleri içerisinde yapıldığı, davalı tarafın —–yıllarına ait ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içerisinde yapıldığı, tüm inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; davalının davacıya borcunun bulunmadığı, mahkeme tarafından davacı tarafın kayıtlarının kabulü halinde davacı taraf kayıtlarına göre davacının davalıdan; takip tarihi itibariyle — işlemiş faiz olmak üzere toplam —- alacaklı olacağı icra-inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda mahkemede olduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Tarafların ticari defterlerinin birbirini doğrulamaması, mutabakatsızlık bulunması sebebiyle dosya kapsamında bulunan fatura ve irsaliye sebebiyle davalı şirket yetkilisi isticvap edilmiştir. Şirket yetkilisince davalı tarafından kendilerine mal teslimi yapılmadığı, malı teslim alan —-çalışanı olmadığını beyan ettiği, — davalı şirketin —-adlı çalışanının olmadığı görülmüştür.
Davacının delil listesinde yemin deliline dayandığı anlaşıldığından davacıya yemin delili hatırlatılmış, davacı tarafından yemin metni sunulmuş ve davalı şirket yetkilisi tarafından uyuşmazlığa konu malların kendilerine teslim edilmediğine ilişkin yemin edilmiştir. Hal böyle olunca kesin delil olan yemin dikkate alınarak ve ispat yükü üzerinde olan davacının alacağın varlığını ve faturaya konu mal teslimini ispat edememesi sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili tarafından dava dışı —- tanık olarak dinlenmesi ve iş yerine yazı yazılması istenmiş ise de süresi içerisinde tanık listesi sunulmadığı ve malı teslim aldığı iddia olunan ilgili şirketin araştırılarak yazı yazılması hususunda delil listesinde talepte bulunulmadığı, —- teslim alan olarak irsaliyede dava açılmadan önce görüldüğü, söz konusu taleplerin dava dilekçesinde belirtilmediği, kaldı ki dava dışı şirketin davalı şirket ile çalıştığını kabul etmesi halinde bu kabulün davaya konu malların davalıya teslimini ispat etmeyeceği anlaşıldığından davacı tarafın talepleri kabul görmemiştir. Davacı tarafın kötüniyetli olduğu davalı tarafından ispat edilemediğinden davalı tarafın kötüniyet tazminatı taleplerinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davalı vekilinini kötü niyet talebinin reddine,
3-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 432,58 TL harcın mahsubu ile artan 373,28-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.372,50-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——— Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2021