Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/191 E. 2021/866 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/191 Esas
KARAR NO: 2021/866
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/01/2020
KARAR TARİHİ: 09/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Aynı —– faaliyet gösterdiğini, davalının iş sözleşmesinin —- tarihinde pazarlamacı olarak başlatıldığını, sonrasında ———- tarihinden itibaren çalışmaya başladığını ve — tarihinde istifa ederek işten ayrıldığını, ilk iş ilişkisinin kurulduğu —tarafından imzalanan iş sözleşmesinin —– işçinin işverenin—– — sebebiyle, yer bakımından —– iş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren—- yıl süreyle, konu bakımından işverenin faaliyet sahası ile sınırlandırılarak rekabet etmeme yasağı kararlaştırıldığını ve bunu ihlali halinde işçinin işverene —- ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, işçinin istifasından hemen sonra müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösteren ve ——-işyerinde çalışmaya başladığını, şirketin unvanı ile müvekkilinin ——— ünvanın benzer olduğunu, firmanın müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösterdiğini ve ortaklarının müvekkilinin —– şahılar olduğunu, — personellerinin bir kısmının da müvekkilinin eski çalışanı olduklarını, davalının da aralarında bulunduğu şahısların, müvekkilinin —- satıcısı olduğu —— marka ürünlerinin tek yetkili satıcısı müvekkili iken ilgili firmaya yanıltıcı bilgi vererek sözleşmenin feshini sağlattığını ve satışların —–unvanlı yeni firma üzerinden yapılmasına aracılık ettiğini, davalı tarafın çalıştığı firmada müvekkilinin müşterilerine mail atarak açıkça rekabet yasağı maddesini ihlal ettiğini, bu hususun tanık beyanları ile de ispatlanacağını, açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ile davalıdan —- cezai şart bedeli ile —- zarar tazminatının faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davalı şirkette —- tarihinde çalışmaya başladığını — tarihinde de işten çıkartıldığını, söz konusu davanın — yıllık yasal sürede açılmadığını, davanın —- tarihinde açıldığını, müvekkilinin davacı ——- elemanlarının daha önce tanımış oldukları müşterilere işe girmiş oldukları sektörün ürünlerini satması yani yeni iş yerine yeni müşteriler getirmesi gerektiğini, davacının bu amaçla işe alındığını, —- yıl boyunca sektörde çalıştığını, müvekkilinin çalışma alanının kısıtlanmasının hukuka aykırı olduğunu, davaya konu iş sözleşmesinin müvekkili tarafından imzalanmadığını, davacı tarafından sahte bir sözleşme ibraz edildiğini, aslı sunulmayan tüm sayfalarında imza olmayan sözleşmenin hukuken geçersiz olduğunu, davalı müvekkilinin işten ayrılırken —- tarihinde imzalanan iş aktinin taraflarca iptal edildiğini, davacı tarafın sahte bir sözleşme hazırladığını ve tahrif ettiği sözleşmeyi fotokopi olarak dosyaya dava dayanağı olarak sunduğunu, sözleşmenin tüm sayfalarının imzalı olmadığını, sayfalar arasında ——olduğunu, ilgili maddelerin davacı tarafından tahrif edilerek kendi lehine olacak şekilde değiştirildiğini, müvekkilinin davacı şirketten ayrıldıktan sonra —–tarihinde istifa ettiğini, bu işyerindeki çalışmasından dolayı davacı tarafından dava açılmadığını, her iki şirketin farklı tüzel kişilikleri olduğunu, şirketlerin birbirlerinin devamı niteliğinde olmadığını,—— marka ürünlerinin satıcılığının davacı şirket yetkilisi — alanında sergilediği agresif davranışların yol açmış olabileceğini, müvekkilinin en son çalıştığı ——– tehdit hakaret ve benzer olaylar sebebiyle ayrıldığını, tüm süreçte yaşanan olaylar neticesinde müvekkilinin işten çıkmak zorunda kaldığını, müvekkilinden sonra da pek çok çalışanın benzer sebeplerle işten ayrıldığını, — hakkında soruşturma açıldığını, müvekkilinin müşteri bilgilerini çalması ya da şirket bilgilerini alması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, ortada gizili müşteri gibi bir durumun olmadığını, piyasada faaliyet gösteren tüm firmaların birbirini bildiğini, tüm dünyada satılan ——- serbest ekonomi kuralları çerçevesinde ——– de satılmasında bir engel olmadığını, açıklanan nedenlerle, açılan davanın görev nedeniyle ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında kurulan sözleşme kapsamında sözleşme hükümlerine aykırı hareket edilmesi sebebi ile oluşan haksız rekabet nedeni ile uğranılan zararın tazminine ve cezai şart talebine yönelik olarak açılan tazminat davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen raporda özetle;” Dosyada —- oluşan ve sadece son sayfasında davalı—- firmasının imzasının bulunduğu —- — bulunduğunu, sözleşmenin ilk dört sayfasında tarafların imzasının bulunmadığını, dosya içinde bu sözleşmenin fotokopisinin bulunduğunu, sözleşmenin sadece son sayfasının taraflarca imzalandığını, sözleşmenin davalı tarafından imzalananan bir sözleşme olup olmadığının fotokopi evrak üzerinden tespitinin mümkün olmadığını, şirketlerin iştigal konusuna bakıldığında her üçünün de —– alanında faaliyet gösterdiğinin anlaşıldığını, somut uyuşmazlıkta davacı şirketin ve davalının çalışmakta olduğu şirketin faaliyet sahası dikkate alınarak, şirketlerin iştigal konusu kapsamında yapılan değerlendirmede, iştigal konularının benzer olduğu, bu durumda davalının —— rekabet yasağının konusuna giren bir eylemde bulunduğu kanaatine varıldığını, hizmet sözleşmesinde —– geçerliliğinin incelenmesinde, taraflar arasındaki ——– her sayfasında değil sadece son sayfada imzası bulunduğunun görüldüğü, özellikle rekabet yasağının yer aldığı sayfada da işçinin imzasının olmadığının tespit edildiğini, davalı tarafın itirazları dikkate alındığında sözleşmenin şekil şartı açısından tartışmalı olduğu, sözleşmenin geçerli ya da geçersiz olduğu konusunda heyetin uzmanlığı kapsamı içinde kesin bir kanaat bildirmek mümkün olmadığını, sonuç olarak, dava konusu uyuşmazlıkta davacı ile davalı —- arasında imzalanmış bulunan —- maddesinde yer alan rekabet yasağının davalıların çalışamayacakları iş türünün geniş kapsamlı ele alınması sebebiyle —- çerçevesinde davalının ekonomik geleceğinin hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürülme ihtimalinin söz konusu olabileceği için emredici hükme aykırılık dolayısıyla — itibaren, kendiliğinden kesin hükümsüz olduğu, davalının işyerinden ayrıldıktan sonra — benzer alanda faaliyet gösteren başka bir firmada çalışmaya başlamasının “davacı şirket açısından önemli ölçüde zarar verme ihtimali”ne yol açabilecek nitelikte olmadığı, taraflar arasında imzalanan —- son sayfası dışındaki sayfalarının ve özellikle rekabet etme yasağını içeren maddenin yer aldığı sayfanın imzasız olması karşısında bu noktada —- —– olup olmadığının anlaşılamadığı, dolasıyla söz konusu hükümlerin kapsamı bakımından taraflar arasında bir sözleşmenin kurulup kurulmadığının anlaşılamadığı, ancak elbette söz konusu sözleşme hükümlerinin güven teorisi kapsamında davalıyı bağlayıp bağlamadığı konusundaki nihai takdirin —— şeklinde rapor sunulmuştur.
—-maddesi uyarınca rekabet yasağının, işçinin ekonomik geleceğini tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve konu bakımından hakkaniyete uygun olmayan sınırlamalar içermesi halinde , rekabet yasağı hükmünün geçerli olmayacağı, —– hakimin aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlendiği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle kapsam ve süre bakımından sınırlandırabileceği düzenlenmiştir.
—- maddesi dikkate alındığında tarafların sözleşme yapma iradesine uygun olarak, makul bir coğrafi alan yönünden sözleşmenin geçerli, makuliyet dışında kalan alan yönünden ise geçersiz sayılması gerekecektir. Başka bir deyişle taraflardan birinin borçlandığı edimin, kanuni miktarı aşırı ölçüde aşması halinde, sözleşme tüm olarak geçersiz sayılmayacak, bunun yerine uzun sürenin, coğrafi alanın veya aşırı ceza koşulunun kanuni sınırlara indirilmesi gerekecektir.
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle fesih edilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmemiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında işyerinin önemli müşteri çevresi veya üretim yönünden ticari sırlarına —— olabilecek bir pozisyonda çalışmış ve ayrıldıktan sonra yasaklanan süre içerisinde rakip bir işyerinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı yeterli sayılmaktadır.
Somut olayda, davalının davacıya ait işyerinde pazarlamacı olarak çalışırken —- tarihinde istifa sonucu işten ayrıldığı, dava dışı —- çalışmaya başladığı ihtilafsızdır. Davacı ile davalı arasında— tarihli iş sözleşmesi bulunduğu, sözleşmenin —– rekabet yasağına ilişkin hükümler içerdiği, dosya kapsamında iş sözleşmesinin aslının bulunmadığı, sözleşmenin fotokopisinin bulunduğu; davalının sahte sözleşme sunulduğu, dosyaya sunulan sözleşmede müvekkili tarafından imzalanmadığı iddialarının incelenmesi için davacı tarafa sözleşme aslının sunulması için süre verildiği, verilen süre içerisinde davacının sözleşme aslını sunmadığı görülmüştür. Dolayısıyla taraflar arasındaki sözleşmenin ve rekabet yasağı hükümlerinin geçerliliği incelenememiş ve davalının rekabet yasağı hükümlerini ihlal edip etmediği hususunda kanaat oluşmamıştır. Hal böyle olunca davanın reddi yolunda karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 4,90-TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
7—— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı,6100 Sayılı HMK’nun 341/2 maddesi uyarınca değer itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2021