Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/184 E. 2021/606 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/184 Esas
KARAR NO: 2021/606
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/01/2020
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı tarafa sair tarihlerde—- vermiş olup, bu hizmetlere ilişkin olarak müvekkili tarafından davalıya —— fatura kesilmiş olduğunu, ancak bu alacakların vadesi geçtiği halde müvekkiline ödenmemiş olduğunu, bunun üzerine müvekkili şirketin———-yevmiye numaralı ihtarnameyi keşide etmiş, ancak ihtara cevap verilmediği gibi müvekkili şirkete ödeme de gerçekleştirilmemiş olduğunu, söz konusu alacak için davalı taraf ile harici görüşmeler yapıldığını ve ödeme yapılması hususunda anlaşmaya varılmak istendiğini, fakat bu alacak müvekkili şirket tarafından defaatle talep edilmiş ise de davalı tarafın ısrarla borcu olmadığından bahisle ödeme yapmaktan kaçınmış olduğunu, taraflarınca söz konusu alacağın tahsili amacıyla ——-sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafın bu icra takibine borçları olmadığı ve alacak likit olmadığından bahisle haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini bildirdiğinden bahisle itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkiline ——- verdiğini, yapılan işlere karşılık fatura düzenlenip müvekkili şirkete teslim edildiğini ancak müvekkilinin üstüne düşen edimi yerine getirmeyerek ödemeleri yapmadığını iddia ettiğini, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmamakta olup huzurda görülen davanın haksız şekilde açılmış olduğunu, davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu faturaların; ——– tarihli fatura olduğunu, davacı tarafın işbu faturalar kapsamında müvekkilinden toplamda ———— alacaklı olduğunu iddia ettiğini, dosyada mübrez faturaların müvekkili şirket tarafından teslim alındığına dair hiçbir gösterge bulunmamakta ve sunulan faturalarda Müvekkile ait herhangi bir imza yahut kaşe de bulunmamakta olduğunu, her ne kadar davacı tarafça dava dilekçesinde faturalara ilişkin alacaklarda ispat yükü davalıya aittir denerek ispat yükünün tarafımızda olduğu iddia edilmişse de bu durumun hukuken kabulünün mümkün olmadığını, faturaların tek başlarına alacağı ispatlar nitelikte belge olmayıp faturada belirtilen alacağın gerçek olduğunu ispat yükünün de davacı tarafa ait olduğunu, müvekkili tarafından davaya konu faturalara ilişkin olarak hizmet alımı olmadığını, bu nedenle faturaların usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinin ispatının da mümkün olmadığını, faturaların ve malların tebliğ alındığına dair ortada herhangi bir imzanın da bulunmadığını, dava konusu faturaların usulüne uygun düzenlenmemiş olması, tebliğinin yapılmamış olması, müvekkilinin dava konusu faturalarda belirtilen malları davacıdan almamış olmasının, davacının kötü niyetle ve haksız kazanç sağlamak amacıyla hareket ederek huzurdaki davayı açtığı konusunu tartışmasız hale getirmekte olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
—- sayılı dosyası, dosyamız arasına alınmış, tetkik edilmiştir.
İcra dosyasının tetkikinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine —– alacağının, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek —— birlikte tahsili için ilamsız takip yoluyla icra takibi başlatmış olduğu, ödeme emrini —- tarihinde tebellüğ eden davalı takip borçlusu şirketin vekilleri vasıtasıyla ilgili icra dairesine sundukları —–tarihli İtiraz dilekçelerinde; alacağın likit olmadığını beyanla, borca, faiz, faiz oranı ve tüm takip ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile davacı şirketin davalının grup şirketi olan dava dışı ———- alacaklı durumda bulunduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında iki adet faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacı tarafın ticari defterlerinin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz ettiği, davalı tarafın elektronik defter kayıtlarının incelendiği, —tarafından hazırlanan raporda davacı tarafından sunulan — yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yaptırılmadığı, bu haliyle incelenen davacı tarafın defterlerine göre davacının davalıdan — alacağına karşılık davalı tarafça düzenlenmiş — bedelli iade faturasının defterlerinde kaydedildiği ve alacaktan mahsubu neticesinde — bakiye alacağının kaldığı, davalı tarafın incelenen elektronik defter kayıtlarına göre ise davacı şirkete —- bakiyesinin kaldığı raporda tespit edilmiştir.
Davacı tarafın yevmiye defterlerinin kapanış tasdikleri her ne kadar yapılmamış ise de; ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması, belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmekte olup davacının yevmiye defterlerinin her ne kadar kapanış tasdiklerinin yapılmadığı anlaşılmış ise de davalı tarafın defterleri ile birbirini doğrular nitelikte bulunduğundan mahkememizce defterler delil vasfında kabul edilmiştir.
Sonuç olarak her iki tarafın birbiri ile uyumlu defterlerine göre davacının, davalıdan—- alacağı bulunduğu, bir tacirin almadığı bir hizmet/mal için düzenlenen faturayı ticari defterlerine kaydetmesinin hayatın olağan akışına ve ticari teamüllere uygun olmadığı, diğer yandan davalı tarafından düzenlenen —- bedelli iade faturasının davacı tarafça benimsenerek defterine kaydedildiği ve alacaktan mahsup edildiği, bu haliyle davacının davalıdan— alacağı bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalıya gönderilen—– ihtarnamesinin— tarihinde tebliğ edildiği, davalıya borcun ödenmesi için — günü mehil verildiği, bu durumda temerrütün — tarihinde gerçekleştiği, temerrüt tarihinden takip tarihine kadarki sürede yıllık— ticari avans faiz üzerinden yapılan hesaplamada davacının — işlemiş faize hak kazandığı anlaşıldığından asıl alacak olan —işlemiş faiz olmak üzere toplam —- üzerinden davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, davalının kötüniyet tazminat talebinin ise davacının takip talebinde kötü niyetli olduğu kanaatine varılmadığından bu talebin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, — sayılı dosyasına vaki itirazının —alacak ve — işlemiş faiz olmak üzere toplam —- üzerinden kısmen İPTALİNE, takibin bu haliyle aynen DEVAMINA,
3-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Kabulüne karar verilen alacak miktarı olan —–oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
6-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan —– dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan — mahsubu ile bakiye kalan — harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 690,25 TL peşin harç ve 7,80 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 752,45 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 800,00 TL bilirkişi ücreti, 68,25 TL posta gideri olmak üzere toplam 868,25 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %78,50 oranında olmak üzere 681,58 TL’ sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 6.632,18 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
11- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
12-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin reddedilen kısım için belirlenen 283,80 TL’ sinin davacıdan, kabul edilen kısım için belirlenen 1.036,20 TL’ sinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
13-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——-Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/07/2021