Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/180 E. 2020/502 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/180 Esas
KARAR NO : 2020/502

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 21/01/2020
KARAR TARİHİ : 14/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kurumları sigortalılarından —– geçirdiği iş kazası sonucu malul kalması üzerine uğranılan kurum zararının tahsilini teminen İstanbul Anadolu —-. İş Mahkemesi’nin —— esasına kayıtlı alacak davası açıldığını, dosyanın bozmadan sonra 2019/203 esas sayılı numarasını aldığını, mahkemece tebligat yapılamadığını ve —yazılarak ——-adresinin sorulduğunu ve gelen yazı cevabında şirketin sicil kaydının —— tarihinde resen terkin edildiğinin anlaşıldığının belirtildiğini, —— yazısı üzerine dava dosyasında taraf teşkilinin sağlanması için taraflarına davalı şirkete karşı şirketin ihyası davası açılması amacıyla yetki ve 2 haftalık süre verildiğini tüm bu nedenlerle resen terkin edilen —————– tüzel kişiliğinin ihyası ile ihyanın — kayıtlarına tescil edilerek tüzel kişilik kazandırılmasını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup davaya karşı cevap dilekçesi vermemiş ve duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkememizce;———– hangi nedenle, hangi usulle, hangi yasal düzenleme gereği, hangi tarihte terkin edildiği sorulmuş ve İstanbul Anadolu —. İş Mahkemesi’nin ——–esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Dava, ——– resen terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan ——- ihyası istemine ilişkindir.
Toplanan delillere göre, davacının ihya talebine konu ——– aleyhine İstanbul —. İcra Dairesi’nin ———– sayılı dosyası ile dava açtığı, dava devam ederken şirketin — resen terkin edildiğinin anlaşılması üzerine davacı vekilinin işbu şirketin ihyası davasını açtığı anlaşılmıştır.
TTK’nin geçici 7. maddesinin 15. fıkrasının son cümlesi uyarınca,—- kaydı silinen şirketin alacaklıları veya hukuki menfaati bulunanlar, haklı sebeplere dayanarak, silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilir.
TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde —– tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nin geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin —-kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere —aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. TTK’nin geçici 7. maddesine göre açılan şirket ihyası davalarında husumet sadece —-yöneltilir. —-veya yöneticilerine husumet yöneltilmez, davaya dahil edilmeleri gerekmez. Eğer, şirket ihyası davasını ihyası istenen şirket ortak veya yöneticileri açmış ise, bu davanın bir nevi iptal davası gibi düşünülüp, terkin iptal edildiğine ve şirket tekrar faaliyetlerine devam edeceğine göre TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanmasına gerek yoktur. Ancak, şirket alacaklıları ihya davası açmış ise, alacaklıların işbu davaya açmaktaki amaçları, alacak davasında husumet yöneltilecek bir hasım bulunması olup, alacak davası sonuçlandıktan sonra şirketin sicilde kaydının bulunmasında veya faaliyetine devam etmesinde, gerek alacaklı, gerekse şirket için herhangi bir yarar bulunmadığından bu tip davalarda TTK’nin 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanması gerekir.
Yapılan yargılama sonucunda,—— memurluğunun TTK’nin geçici 7. maddesine aykırı olarak bir şirketi terkin ettirdiği tespit edilir ise bu durumda yasal hasım olmadığından, kendi hatalı eylemi ile şirket terkin edildiğinden oluşacak yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumludur.
Fakat, şirketin TTK hükümleri uyarınca genel kurulunun tasfiye kararı alması, atanan — tarafından yapılan işlemler sonucu tasfiye sonu bilançosu açıklanarak sicilden şirketin terkin edilmesine yönelik davalarda ise, husumet ticaret sicil memurluğu ile son tasfiye memurlarına yöneltilir. Bu tip davalarda ———-memurluğu yasal hasım olup, aleyhine yargılama giderine hükmedilemez.
Her halükarda TTK’nın 547/2. maddesine göre şirketin ihyasına karar verilirse ek tasfiye memuru atanır.
İhyası istenilen şirketle ilgili yapılan işlem dosyası ticaret sicilinden celp edilmiştir. Celp edilen belgelere göre, şirketin TTK geçici 7. maddesi kapsamında kaldığının belirlenmesi üzerine 2 aylık süre içinde münfesih olması sebebinin ortadan kaldırılmasının, ihtaren bildirildiği ve ihtarın —- yayınlandığı anlaşılmıştır.
Buna göre, davalı ——- Yasaya ve yukarıda anılan tebliğ hükümlerine uygun işlem yaptığı, ihyası istenen şirketin sicilden terkin edildiği tarihten önce, davacı şirketin ihya istemine konu dava dosyasının davalı ———– bildirilmemiş olduğu, davalı —- bu davadan haberdar olmasının mümkün olmadığı, davacının terkin işleminden sonra haklı bir neden ileri sürerek işbu şirketin ihyasını talep ettiği anlaşılmakla, —- sicil numarasında kayıtlı iken TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca sicilden terkin edilen —————- ticaret sicil kaydının İstanbul Anadolu —- İş Mahkemesinin —– Esas sayılı dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar vermek gerekmiştir.
Şirket ihyası davasını ihyası istenen şirket ortak veya yöneticileri açmış ise, bu davanın bir nevi iptal davası gibi düşünülüp, terkin iptal edildiğine ve şirket tekrar faaliyetlerine devam edeceğine göre TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanmasına gerek yoktur. Ancak, şirket alacaklıları ihya davası açmış ise alacaklıların işbu davaya açmaktaki amaçları, alacak davasında husumet yöneltilecek bir hasım bulunması olup, alacak davası sonuçlandıktan sonra şirketin sicilde kaydının bulunmasında veya faaliyetine devam etmesinde, gerek alacaklı gerekse şirket için herhangi bir yarar bulunmadığından bu tip davalarda TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanması gerekir. (—–Adliye Mahkemesi ——. Hukuk Dairesi’nin——karar sayılı ilamı). Bu nedenle TTK’nin 547/2. maddesine göre en son şirket yetkilisi ———– ek tasfiye memuru olarak atanmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalı ——– aleyhine yargılama masrafı ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği hususuyla ilgili yapılan incelemede de, davalı—— şirketin terkin tarihinde derdest davadan haberdar olduğu ve bu hususta bilgilendirildiği dosya kapsamı itibari ile kanıtlanamadığı gibi, terkin işleminin usulsüzlüğüne dair başkaca bir iddia da ileri sürülmediğinden, bu durumda mahkeme masrafları ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olacağı, Yargıtay uygulamasına göre de davalı ——— yasal hasım konumunda olduğu anlaşıldığından davalı —— harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Davanın KABULÜ ile,———–sicil numarasında kayıtlı iken TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca sicilden terkin edilen —————– ticaret sicil kaydının İstanbul Anadolu ———– İş Mahkemesinin ——– Esas sayılı dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere İHYASI ile şirketin bu konuyla sınırlı olarak ———– yeniden tesciline,
2-Ek tasfiye işlemleri için en son şirket yetkilisi ———ek tasfiye memuru olarak atanmasına,
3-Kararın—————– tescil ve ilanına
4-320 sayılı KHK’nin 4971 sayılı yasanın 22. maddesi ile değişik 53. maddesi uyarınca davacı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı —————- yasal hasım olduğundan ve yukarıda belirtilen diğer nedenlerle aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.