Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/149 E. 2023/817 K. 17.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/149
KARAR NO : 2023/817

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/01/2020
KARAR TARİHİ : 17/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVADavacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan —–sevk ve idaresindeki midübüs 16.04.2019 tarihinde—- ili istikametinden—- İli istikametine seyir halindeyken—- karayolunun 40. Kilometresinde şoförün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yolun sağ kenarında bulunan—- 40 km” bilgi levhasına aracın ön kısmıyla çarpmasının etkisi ile tekrar dağın yamaç yüçzeyine çarparak yolun banket yüzeyine yan yatması neticesinde tek taraflığ ölümlü yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası neticesinde midübüsün içerisinde yolcu olarak seyahat eden Müvekkillerin murisi olan—- dahil 3 kişi vefat etmiş, 17 kişi ise yaralandığını, davacıların desteği 09.03.1980 doğumlu —-söz konusu kaza nedeniyle vefat ettiği tarihte ekteki maaşını 3.700,00-TL olduğunu, ayrıca vefat eden —-şoför olması nedeniyle de haftada bir gün —- minibüs hattında şoförlük yapmakta ve bu iş karşılığında günlük 250,00-TL ücret aldığını,—- ölümü nedeni ile müvekkillerinin maddi ve manevi olanaklardan yoksun kaldığnı, kaza sonrası Müvekkiller adına Davalı Sigorta Şirketine yaptığımız başvuru neticesinde tarafımızla herhangi bir aktüerya hesabı paylaşılmaksızın 414.042,00-TL ve 10.000,00-TL olmak üzere toplam 424.042,00-TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin yetersiz olduğunu, kazaya karışan araç Davalı sigorta şirketi tarafından —-poliçe numarası ile “Genişletilmiş Kasko Katılım Sigortası”, —-poliçe numarası ile “Karayolları Moturlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Katılım Sigortası” ve —- poliçe numarası ile “Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Katılım Sigortası” kapsamında sigortalandığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. Maddesi uyarınca şimdilik gerçekleşen trafik kazasında desteğini kaybeden Müvekkil —-için 500,00-TL, —– için 250,00-TL,—– için 250,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden, diğer davalılar açısından kaza tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ve sigorta şirketi açısından poliçe limitleri sınırlı olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkil — için 100.000,00-TL—- için 50.0000,00-TL,—-için 50.000,00- olmak üzere toplam 200.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden, diğer davalılar açısından kaza tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ve sigorta şirketi açısından poliçe limitleri sınırlı olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili 23/05/2023 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Müvekkil —- için 507.121,50-TL, —- için 67.535,76-TL ve —- için 9.593,89-TL olmak üzere toplam 584.251,15-TL tutarındaki destekten yoksun kalma tazminatının Sigorta Şirketi açısından 12.07.2019 tarihinden (temerrüt tarihi), Davalı —- dışındaki diğer davalılardan 16.04.2019 tarihinden (kaza tarihi) itibaren işleyecek AVANS FAİZİ ile birlikte ve sigorta şirketi açısından poliçe limitleri sınırlı olmak kaydıyla müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkil —-çin 100.000,00-TL, —-için 50.0000,00-TL,—- için 50.000,00- olmak üzere toplam 200.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketi açısından 12.07.2019 tarihinden (temerrüt tarihi), diğer davalılar açısından 16.04.2019 tarihinden (kaza tarihi) itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve sigorta şirketi açısından poliçe limitleri sınırlı olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin Davalılara yüklenmesine karar verilmesini ıslah ve talep etmiştir

SAVUNMA
Davalı —–Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil kurum bazında tazminat ödemenin şartları meydana gelmediğini, davacı vekilinin müvekkil kurum ile zarar arasında hiçbir bağ kuramadığını, kazaya karışan araç müvekkil kurumun aracı olmadığını, bu araç müvekkil kurumdan kiralanmadığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkile kusurun atfedilmeyeceğini, müvekkil kurumun adam çalıştıran sorumluluğuna göre sorumlu tutulamayacağını, kazaya karışan sürücü müvekkil kurumun asıl işçisi olmayıp kaza meydana geldiğinde —-isimli iştirak şirkette çalıştığını, aksi kabul anlamına gelmemek şartıyla bir an kazaya karışan sürücünün müvekkil şirkette çalıştığı varsayılsa bile kendisine kusur atfedilen sürücünün ağır kusuru nedeniyle müvekkil kurum sorumlu olmaması gerekeceğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalı —– Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza tarihi ve davaya konu poliçe vadeleri bakımından davada 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartların uygulanması gerektiğini kazaya karıştığı iddia edilen —– plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde trafik, kasko ve İMM poliçesi ile sigortalı olduğunu davacı tarafın tüm zararı karşılandığını, davacıların destek tazminatları için için müvekkil şirkete başvurulmuş ve belgeler tamamlandıktan sonra, hasar dosyasında mevcut aktüer raporun istinaden davacı tarafa —– sayılı hasar dosyasından 12.07.2019 tarihinde toplam 412.042,00 TL ile —– sayılı hasar dosyasından aynı tarihte 10.000,00 TL olmak üzere toplam 422.042,00 TL ödendiğini, bu hususun davacı tarafın dilekçesinde ikrar edildiğini, ayrıca müteveffanın desteğinden mahrum kalan babasına da 40.373,00 tl ödendiğini, davacı taraf, kusuru ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, ayrıca, müteveffanın kazanın meydana gelmesinde olmasa bile araç içerisinde emniyet kemerinin taklı olup olmamasının tespiti ile müterafik kusurunun araştırılması gerektiğini, müvekkil şirketin sorumluluğu poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, müvekkil şirket faizden dava tarihinden itibaren ve yasal faizden sorumlu olduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalı ——vekili cevap dilekçesinde özetle; Uzun süreli kira sözleşmesi neticesinde araç üzerinde müvekkilin aslında zilyetlik sıfatı bulunmadığını, müvekkil şirketin maliki bulunduğu—–plakalı araç müvekkil şirket tarafından diğer davalı —– belediye başkanlığı’na uzun süreli olarak kiralandığını, uzun süreli araç kiralaması sebebiyle müvekkil şirketin araç üzerinde zilyetlik ve istifade hakkı ortadan kalktığını, müvekkil şirketin dava konusu kazaya karışan —– plakalı araç ile ilgili olarak işleten sıfatı bulunmadığını, kazada aracı kullanan —-diğer davalılardan —-belediye başkanlığı nın çalışanı olduğunu, tazmin edilmesi gereken bir tazminat olduğunun kabulü halinde dahi müvekkil şirketin iş bu tazminattan sorumlu tutulmaması gerektiğini, —- plakalı araç diğer davalı —- nezdinde karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası ve genişletilmiş kasko sigorta poliçe ile teminat altına alındığını, müvekkilin, bahsi geçen kazadan sorumluluğu, kusuru ispatlanabildiği takdirde kusura isabet eden oran ile sınırlı olduğunu, davacının talep ettiği manevi tazminat tutarı fahiş olduğunu tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi —– tarafından alınan kök raporda özetle; 16/04/2019 tarihinde meydana gelen trafik Kazasında; —-DESTEK EŞİ) bakiye zararının 160.498,61 TL —-(Destek Oğlu), bakiye zararının 9.593,89 TL.—- (Destek Kız:), bakiye zararının 23.941,20 TL Davalı —- dışındaki Davalıların bu tutarlardan Davacılara karşı müşterek müteselsil olarak sorumlu olabilecekleri, Davacılar tarafından talep edilen Manevi tazminatın takdirlerde olduğu, Alacağa Sigorta Şirketi için 12/07/2019, Diğer Davalılar için 16/04/2019 kaza gününden Avans faiz işletilebileceği, hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi —–tarafından alınan ek raporda özetle; 16/04/2019 tarihinde meydana gelen trafik Kazasında; —- (DESTEK EŞİ) bakiye zararının 507.121,50 TL, —- (Destek Oğlu), bakiye zararının 8.200,85 TL —-Destek Kızı), bakiye zararının 67.535,76 TL Davalı —- Şirketi dışındaki Davalıların bu tutarlardan Davacılara karşı müşterek müteselsil olarak sorumlu olabilecekleri, Alacağa Sigorta Şirketi için 12/07/2019, Diğer Davalılar için 16/04/2019 kaza gününden Avans faiz işletilebileceği, hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi tarafından alınan 14.12.2019 tarihli raporda özetle; Davalı —- maliki olduğu, davalı —- ZMSS ile sigortalı, —- plakalı sayılı otobüsün diğer davalı sürücüsü —-meydana gelen kazada tam (%100, yüzde yüz oranında) kusurlu olduğu, araç içinde yolcu olarak bulunan müteveffa—- kendi ölümü ile neticelenen meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığı dosya içeriğindeki bilgilerden kaza bölgesinde, kaza tarihinde yer alan trafik işaret ve levhalarının trafik güvenliği sağlayacak şekilde bulunduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi tarafından alınan 12.01.2023 tarihli raporda özetle; Hak sahiplerine yapılan ödemeler toplamının faiz ve ferilerle birlikte 424.000,00 TL olduğu, anılan tutarın 360.000,00 TL teminat limitinin üzerinde olduğu, taraflarca hak sahiplerine yapılan asıl alacak ödeme tutarlarına ilişkin beyan mevcut olmadığından takdir Sayın mahkemeye ait olmak üzere 360.000,00 TL teminat limitinin tamamının hak sahiplerine ödendiği kabul edilerek değerlendirme yapıldığı; ödeme tarihindeki verilere göre yapılan incelemede, davacılara yapılan ödemelerin yetersiz olduğunun tespit edildiği, davacı —–nihai ve gerçek maddi zararının 1.457.122,52 TL olduğu, davacı —– nihai ve gerçek maddi zararının 208.262,58 TL olduğu, Davacı —–nihai ve gerçek maddi zararının 27.504,32 TL olduğu, Sigortacılık Açısından; Davalı—–tarafından tanzim edilen İMM poliçesinde SINIRSIZ teminat mevcut olduğu ve hesaplanan bakiye zararın teminat kapsamında karşılanabileceği, Kiralama Sözleşme şartları ve uzun dönem hususları hukuki bir değerlendirme gerektiği hususlarını beyan ve rapor etmiştir
Davanın dayanağı, maddi tazminat açısından TBK’nin 49/1, 53/1 f.-3.bent ve 55/1, 2918 sayılı KTK’nin 99/1. Maddeleridir.
Dosya kapsamına göre, davalı —-maliki olduğu, davalı—- ZMSS ve İMM ile sigortalı, —- plakalı sayılı otobüsün diğer davalı sürücüsü —– meydana gelen kazada tam (%100, yüzde yüz oranında) kusurlu olduğu, araç içinde yolcu olarak bulunan müteveffa —– kendi ölümü ile neticelenen meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığı dosya içeriğindeki bilgilerden kaza bölgesinde, kaza tarihinde yer alan trafik işaret ve levhalarının trafik güvenliği sağlayacak şekilde bulunduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir. asli ve tamamen kusurlu olduğununu belirlendiği görülmüştür.
—- plakalı aracın, kaza tarihi itibariyle davalı —- tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile İMM sigortasının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
TBK’nun 53/3. maddesi gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yoksun kalınan gerçek destek miktarının tespit edilebilmesi için öncelikle desteğin sağlığında elde ettiği net gelirin doğru saptanması icap eder. Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Desteğin kaza tarihi itibariyle mesleği ve geliri tespit edilmelidir. Kişinin herhangi bir işi yoksa, desteğin geliri asgari ücret kabul edilerek, raporun hazırlandığı tarihteki net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacaktır. Eğer desteğin gelirinin asgari ücret üzerinde olduğu, bir başka anlatımla herhangi bir işyerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde edildiği iddia ediliyorsa bunun ispat edilmesi gerekir.
Bu ilkeler ışığında hesap bilirkişisi —– tarafından düzenlenen bilirkişi kök raporu ile Yargıtay —–. Hukuk Dairesinin, Anayasa Mahkemesi’nin kararı sonrasında verdiği —-esas, —– karar sayılı güncel ilamı gereğince TRH 2010 tablosu ve prograsif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen devredeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle hesap yapılmak suretiyle usul ve yasaya uygun teknik rapor hükme esas alınarak ; davacı —-nihai ve gerçek maddi zararının 1.457.122,52 TL olduğu, davacı —- nihai ve gerçek maddi zararının 208.262,58 TL olduğu, Davacı —– nihai ve gerçek maddi zararının 27.504,32 TL olduğu, sigortacılık açısından; Davalı —– tarafından tanzim edilen İMM poliçesinde sınırsız teminat mevcut olduğu ve hesaplanan bakiye zararın teminat kapsamında karşılanabileceği, tespit edilmekle davacıların bedel artırım dilekçesi ve yapılan yargılama akabinde sunulan ıslah dilekçesinindeki tarihler ve fark miktarlar dikkate alınarak ayrıca talebe bağlılık ilkesi doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” denilmektedir.2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devredilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir.
Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
Açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davalı araç malikinin, aracını uzun süreli kiralama sözleşmesi ile kiraladığı, kira sözleşmesinin ibraz edildiği, kira sözleşmesinin 3.kişileri bağlayıcı mahiyette olduğu, uzun süreli sayılması gereken kira sözleşmesi gereğince de davalı kayıt malikinin işleten sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca celp edilen kira sözleşmesi dikkate alınarak davalı —– inşaat yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar doğrultusunda, tüm dosya kapsamı göz önünde bulundurularak davacıların manevi tazminat taleplerinin tam olarak kabulüne karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;Davanın kısmen KABULÜ İLE kısmen REDDİNE ;
1-Davacı —-yararına 160.498,61 TL , davacı —–yararına 9.593,809 TL davacı —- yararına 23.941,20 TL destekten yoksun kalma tazminatının Davalı —- Yönünden temerrüt tarihi (kismi ödeme) 12/07/2019 tarihinden diğer davalılar —- ve—–Belediye Başkanlığı’ndan 16.04.2019 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine, bakiye kalan miktar yönünden; davacı —– yararına 346.622,89 TL ve davacı —–yararına 43.594,56 TL destekten yoksun kalma tazminatının ıslah tarihi olan 23/05/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılar—-Belediye Başkanlığı’dan alınarak davacılara verilmesine davalı ——Şirketi yönünden açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan REDDİNE,
2-Davacı —– yararına 100.000,00 TL davacı—– yararına 50.000 TL davacı —–yararına 50.000 TL MANEVİ TAZMINATIN tazminatının davalı —– ŞİRKETİ’nden dava tarihi olan 17/01/2020 tarihinden diğer DAVALILAR —– BELEDİYE BAŞKANLIĞI’ yönünden 16.04.2019 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine, davalı —– Şirketi yönünden açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan REDDİNE,
3-Karar harcı 53.572,20 TL ‘den davacı tarafça yatırılan 686,52 TL peşin harç ile 2.000,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.686,52‬ TL harçtan mahsubu ile bakiye 50.885,68‬ TL harcın davalılar —–Belediye Başkanlığı’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 686,52 TL peşin harç ve 2.000,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.740,92‬ TL harcın davalılar ——Belediye Başkanlığı’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 7.532,00 TL yargılama giderinin davalılar —–Belediye Başkanlığı’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacılar kendisini manevi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden davacılar yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 32.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar —– Belediye Başkanlığı’dan alınarak davacı taraflara ödenmesine,
8-Davacılar kendisini maddi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden davacılar yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 87.795,16 TL nispi vekalet ücretinin davalılar —— Belediye Başkanlığı’dan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
9-Davanın manevi tazminat yönünden reddedilen kısmı için davalı —–Şirketi yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı —-Şirketi’ne verilmesine,
10-Davanın maddi tazminat yönünden reddedilen kısmı için davalı —— Şirketi yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.000 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı ——Şirketi’ne verilmesine,
11- Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılar —– Şirketi——Belediye Başkanlığı’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
12-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekillerine ( e duruşma sistemi üzerinden) kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde——Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.