Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/134 E. 2020/504 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/134 Esas
KARAR NO : 2020/504
DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ: 15/01/2020
KARAR TARİHİ: 14/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; davalı şirketin yönetim süreçlerinin hiç birisinin şeffaf işletilmediğini, davalı yönetim kurulu şirketin önemli varlıklarını sattığını, krediler çektiğin, devam eden projeleri yarım bıraktığını ancak buna dair müvekkiline hiçbir şekilde bilgi vermediğini, müvekkilinin daha önce—————– tarihli gönderilen ihtarnameler ile şirket ortağı olan bilgi ve belge talebinde bulunduğunu, yapılması zorunlu genel kurul toplantısında evvel şirket kayıtlarının açılması ve buna dair taraflarına bilgi verilmesinin istendiğini ancak davalı tarafın bu taleplerin hiçbirisine dahi cevap vermediğini ve şirket ortağı ve tek başına azınlık haklarına sahip müvekkilini yok saydığını, davalı şirket yönetiminin inceleme hakkını kullandırmamakta ve genel kurul toplantısını zamanında ve düzgün icra etmediğini, şirketi fiilen yöneten ortaklar ve onlarca görevlendirilen eşlerinin müvekkilini kanuni haklarından yoksun bıraktıklarını tüm bu nedenlerle davalı şirket defter kayıtları ve yazışmaları, hesapları üzerinde özel denetim yetkisi verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kanunen —— yılı için kendisine verilmesi gereken ve talep ettiği her türlü bilgi ve belge kendisine verildiğini, bunun dışında istediği evraklar ticari sır kapsamında, ortakla paylaşılması zorunlu olmayan nitelikte bilgiler olduğundan davacının şirkete özel denetçi atanması yolundaki talebinin öncelikle reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte olursa inceleme konusu——–yılı dönemiyle sınırlı ve şirketin ticari sırlarının ortaklara aktarılmamasını sağlayacak şekilde sadece ortağın talep hakkı olan bilgi ve belge ile sınırlı olarak denetime karar verilmesi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce———- kuruluşundan bugüne kadar tüm—————– yevmiye numaralı tebliğ evrakı,———– sayılı dosyası fiziken, ———- sayılı dosyası ———üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Dava; davalı şirkete özel denetçi atanması istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nın getirdiği yeniliklerden biri de azınlığa özel denetçi atanmasını isteme imkanı tanımasıdır. TTK 438 ve devamı maddelerde bu hakkın nasıl kullanılacağına ilişkin kurallar konulmuş bulunmaktadır. TTK düzenlemesi dikkate alındığında her pay sahibi gündemde yer almasa bile, gerekli olması ve daha önce bilgi alma hakkının kullanılmış olması halinde özel denetçi atanmasını genel kuruldan isteyebilir. Bu talep genel kurulca kabul edilirse şirket veya her hangi bir pay sahibi şirket merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını isteyebilir. Fakat bu talep şirket genel kurulu tarafından kabul edilmez ve ret edilir ise TTK 439. maddesi gereğince sermayenin en az onda birini ——— oluşturan pay sahipleri veya payların itibari değeri toplamı en az bir milyon TL olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını isteyebilir.
Hemen belirtmek gerekir ki, özel denetçi atanması isteğinin dinlenebilmesi için az yukarıda belirtilen hususlar yeterli olmayıp, TTK 439/2. maddesi gereğince “dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir surette ortaya koymaları” da gerekir. Başka bir anlatımla davacıların şeklen dava açma hakları bulunsa da TTK 439/2. maddesi gereğince talebin kabul edilebilmesi için şirketin kurucuları veya şirket organlarının şirketi zarara uğratmaları şart olduğu gibi, bu zarara uğratma eyleminin de zarar veren bu organların kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal etmeleri suretiyle gerçekleşmiş olması ve bu hususların ikna edici bir surette ortaya konulması gerekir. Buradaki ispat yaklaşık ispat değil, ikna edici ispattır.
Somut davada davalı şirketin ——— yılı ———– davacının vekaleten temsil edildiği ve özel denetçi atanması talebinde bulunduğu, talebinin genel kurul tarafından davacının muhalefetiyle ve oy çokluğu ile ret edildiği anlaşılmaktadır. TTK 439. maddesi gereğince bu karar aleyhine 3 ay içinde dava açılabileceğinden dava süresi içinde açılmıştır. Davacının davalı şirketteki mevcut pay oranın da TTK 439/1. maddesinde belirlenen %10 oranının üzerinde bulunduğundan davacının dava açma hakkı da bulunmaktadır.
Davacının şirket ortağı olarak bilgi alma hakkına sahip olduğu, bu hakkın ihlali halinde hak sahibinin hangi hakları kullanabileceğine ilişkin TTK 437. madde hükmü gözetildiğinde davacının bu nedenle bilgi alma hakkının tanıması için yetkili mahkemeden talepte bulunarak bilgi alma hakkını kullanabileceği, sırf bilgi alma hakkının ihlaline dayanılarak özel denetçi atanmasının talep edilmesinin mümkün bulunmadığı kabul edilmelidr.
Diğer yandan davacının bilgi alma hakkını önceden kullandığı bir an kabul edilse bile, özel denetim hakkının kullanılabilmesi için TTK 438. maddesine göre ikinci şartı pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi ve belli konuların açıklığa kavuşturulması için özel denetimin gerekli olması gerekir. Özel denetim hakkı şirketin genel gidişatı hakkında bilgi edinme amaçlı olamaz. Oysa davacının talebine konu yaptığı hususlar dikkate alındığında şirketin genel gidişatına yönelik olduğu görülmektedir.
Hal böyle olunca davacının özel denetçi atanması talebinin genel kurul tarafından ret edilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi ve belli konuların açıklığa kavuşturulması için özel denetimin gerekli olması koşulunun gerçekleştiği yönünde mahkememizde bir kanaat oluşmadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda açıklanan nedenlerle):
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL harç, dava açılırken peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer omladığına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı TTK’nın 440. Maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2020