Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/127 E. 2022/21 K. 14.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/127 Esas
KARAR NO: 2022/21
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/01/2020
KARAR TARİHİ: 14/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ticari alım satım ilişkisinden kaynaklı olarak, —- alacağın ödenmesi için yapılan harici görüşmeler ve taleplerden sonuç alınamaması üzerine, — nolu ihtarnamesi keşide edildiğini, davalı-borçlu şirket tarafından ihtarname—- tarihinde tebellüğ edilmiş olmasına rağmen, ihtarnameye cevap verilmediği gibi verilen süre içerisinde de ödeme yapılmadığını, durum üzerine, davalı-borçlu şirket tarafından biri ihtarnameden önce İkisi de ihtarnameden sonra düzenlenip müvekkil şirkete tebliğ edilmiş olan; —- müvekkil şirketin alacaklı olduğu faturalardan en erken tarihli olan —- ihtarname masrafı olmak üzere toplam —-birlikte tahsili için —– dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde sonuç alınamadığını, müvekkili şirketin alacağı, fatura ve irsaliyelere dayalı, ispatlı, muaccel ve haklı bir alacak olup, taraflar arasında süregelen ticari alım-satım ilişkisi kapsamında, davacı-alacaklı müvekkili şirket tarafından, icra takibine konu faturalar içeriği mallar davalı-borçlu şirkete satılmış ve teslim edildiğini, tüm bu nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen davacının dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —- icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —– takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Taraflara tacir olduğu ve aralarında yazılı bir sözleşmeye dayalı olmaksızın sürdürülen karşılıklı mal alım satımına dayalı ticari ilişki bulunduğu, davaya konu ihtilafın, davacı şirketin takip tarihi itibarıyla davalı şirketten alacağının varlığı ve varsa miktarı hususlarında toplandığı, davacı şirket tarafından ibraz edilen —- ticari defterlerinin noter açılış ve yasa gereği yapılması zorunlu yevmiye defter kapanış onamalarının usul ve yasaya uygun olarak yasal sürelerinde yaptırıldığı, taraflar arasında —- içinde karşılıklı mal alım/satımına dayalı olarak sürdürüldüğü görülen ticari ilişki kapsamında, davacı şirketçe davalı şirkete —- adet mal satış faturası düzenlenerek ticari defterlerinde davalı şirket adına alıcılar hesabı altında borç kaydı yapıldığı, davacı şirket ticari defter kayıtlarından tespit edildiği üzere, davacı şirketçe yapılan satışlara karşılık davalı şirketçe davacı şirkete muhtelif tarih ve tutarlarda olmak üzere düzenlenen ve toplam tutarı ———–mal satış faturasının davacı şirketin ticari defter kayıtlarında davalı şirket adına satıcılar hesabı altında alacak kaydı yapılmış bulunduğu, davacı şirketin ticari defterlerindeki alıcılar ve satıcılar hesaplarının birbirlerinden mahsup edilmesi sonucunda, davacı şirketin davalı şirketten faturalara dayalı açık —-alacağı kaldığı, tarafların ilgili —- beyanlarında herhangi bir mutabakatsızlığa sebebiyet vermeyecek şekilde beyan konusu yapılmış olmaları karşısında, davalı şirketin davacı şirketçe adına düzenlenmiş—- adet satış faturasını yasal nitelikli bir itiraza konu etmeyerek ticari defterlerine kaydettiği ve bu kayıtlarının sonucu olarak ilgili —–beyanlarıyla davacı şirketten mal alımı olarak beyan konusu yaptığı görülmekle, davacı şirket faturalarının münderecatları itibarıyla kesinleştikleri kanaatine varılmış olup, davanın dayandığı cevap dilekçesinde, davacıya ticari defterlerinde borçları bulunmadığını iddia eden davalı şirketin, sayın mahkemece talimat yoluyla yaptırılan bilirkişi incelemesinde ticari defter ve belgelerini ibraz etmeyerek davacı şirket ticari defterlerindeki kayıtların aksini ve davacı şirkete herhangi bir borçları bulunmadığı yönündeki iddialarını kanıtlayamadıkları kanaatine varılmakla,, davacı şirketin davalı şirketten alış/satış faturalarının birbirlerinden mahsup edilmesi sonrası oluşan açık —kaynaklı olarak talebi gibi —- alacağı bulunduğu ve bu bedelin davanın dayandığı takipte talep edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı davacı şirketin —- noter ihtarname masrafı takdirinin mahkememize ait olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Mahkememizce davalı tarafın defterlerinin incelenmesi için —- numarası ile esas aldığı talimat mahkemesince dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği bilirkişinin raporunda;—— yapılan telefon görüşmesine istinaden hazır edilmesi gereken yasal defterler hazır edilmediği için şirket resmi defter ve kayıtları inceleme yapılamadığı hususlarını beyan ve rapor etmiştir
Somut olayda davalı tarafın davayı takip etmediği, usulüne uygun tebligata rağmen ticari defterlerini talimat mahkemesine sunmadığı, davacı tarafın inceleme gün ve saatinde hazır bulunduğu, davacı tarafın inceleme gün ve saatinde hazır bulunduğu, ticari defterlerini incelemeye sunduğu ve bilirkişi raporu ile de davacının davalından —- İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi——yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.—– Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı birlikte değerlendirildiğinde —- tarihli ilamında da açıklandığı üzere davalı, davaya dayanak faturaya ilişkin beyanname vermekle malları teslim almış sayılacaktır.— tetkikinde davalının; davacı tarafından kesilen dava konusu faturaları—- bildirdiği dikkate alındığında ; davalının malları teslim aldığı,ve teslim aldığı malların da bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekeceği anlaşılmakla ayrıca icra dosyası incelendiğinde alacak kalemi olarak gösterilen ihtarname masrafına yönelik makbuzun dosya içeresinde bulunduğu dikkate alındığında usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulü yolunda hüküm kurulmuştur.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının —– takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 18.877,03 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.337,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.539,49 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 3.337,54 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.391,94‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.240,60 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 27.794,05 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/01/2022