Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/11 E. 2021/626 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/11 Esas
KARAR NO: 2021/626
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- Tarihinde —– sevk ve idaresindeki —— plaka sayılı araç ile —-istikametine seyir halinde iken sağ şeride yolcu indirmek için yanaştığı esnada —– plaka sayılı aracın —— plaka sayılı araca arkadan çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmiş olduğunu, söz konusu aracın onarımını müvekkilinin yapmış olduğunu, — tutarındaki hasarın —- ödeme yapmış olduğunu ve bakiye — borç kaldığını, alacağın tahsili amacı ile ——sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinde sonuçsuz kaldığını beyanla, davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; davacı firmaya borcunun bulunmadığını, eksper Raporua göre söz konusu araçta —- hasar tespiti yapıldığını, ve bedelin davacıya ödenmiş olduğunu, davacının —tarihinde hasar tutarının çok üstünde ——- talep ettiğini, bu nedenle yapılan icra takibine itiraz ettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——— icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —–takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından —- tarihide, borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın ——– tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan kök raporda ,” hasar yönünden yapılan değerlendirmede araçta işçilik ve —– tutarında hasar meydana geldiği, söz konusu araçta onarım öncesi hasarile faturaların onarımın uyumlu olmadığı, söz konusu hasar onarımının 5 iş günü süreceği, dava konusu aracın 2. El piyasası rayiç bedelinin—- civarında olduğu, dosya kapsamında hasar ödemesi olarak —– yapılmış olduğu, bakiye —– bedeli alacağın bulunduğu, bilirkişi tarafından verilen ek raporda özetle, söz konusu aracın ticari araç olması ve sürekli seyir halinde olması nedeni ile yaklaşık —- yapmış bir aracın üzerindeki parçaların değişip değişmediği yönünde sağlıklı bir değerlendirme yapılamayacağı, bunun için aracın onarılmasın müteakip tespit yapılması gerektiği, kök raporda yapılan incelemenin ekspertiz raporu ve dosya kapsamında bulunan fotoğrafların vb. Hususlar ile birlikte tespitin yapıldığı, ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Somut olayda davalıya ait aracın karıştığı kaza neticesinde araçta meydana gelen hasarın davacı tarafından onarıldığı, davalı tarafın kısmi ödeme yaptığı, bakiye ödemeyi yapmadığı dosya kapsamı ve taraf beyanları ile sabittir. Davalı yan aracın hasarından kazaya karışan diğer aracın sigortasının sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de bu savunmanın mahkememiz dosyasında değerlendirilmesi mümkün olmayıp yapılan yazışmalar neticesinde davacı şirket ile sigorta şirketi arasında araç hasar tamiri hususunda bir anlaşma olmadığı anlaşılmış olup hasarın tamir bedelinden hasarın tamirini talep eden araç maliki sorumlu olacaktır.
——- yazılan yazılar neticesinde davalının kazaya karışan araçta kaza tarihinde %50 pay sahibi olduğu anlaşılmıştır. Birden çok kişi bir maldaki mülkiyet hakkında pay sahibi bulunuyorsa, —— söz konusu olur. Paylı Mülkiyet, fiili olarak bölünmemiş tek bir şey üzerinde kurulur. Paylı Mal, bütün paydaşlar tarafından birlikte alacakları kararlarla yönetilecektir. Zorunlu Yönetim İşleri, yapılmadığı takdirde, eşyanın kullanılabilirliği veya değeri azalacak olan —– Yönetim İşleridir. MK m. 689 / I /1 hükmüne göre, her Paydaş, Zorunlu Yönetim İşlerini tek başına yapmak ve gerektiğinde, Hâkimden buna ilişkin Önlemlerin alınmasını istemek hakkına sahiptir. Kazaya uğramış bir aracın tamir ettirilmesi zorunlu yönetim işidir ve her paydaş tarafından talep edilebilir. Her paydaş zorunlu yönetim işlerinden olan onarıma ilişkin giderlerden payı oranında sorumludur.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda eldeki davada davalı aracın 1/2 oranında maliki olduğuna göre zararın tamamından sorumlu tutulamayacaktır. —-onarım giderinden yapılan—- ödeme düşüldükten sonra kalan bakiye —— bedelden davalı payı oranında sorumlu olacağından davanın kısmen kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Her ne kadar dava kısmen kabul edilmiş ise de davalı taraf arabuluculuk görüşmelerine mazeretsiz olarak katılmadığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 gereği yargılama gideri ve arabulucu giderinin tamamı davalı taraf üzerinde bırakılmıştır.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden ve bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının —-Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin—— asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 229,09 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 194,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 34,22 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 194,87 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 249,27 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 221,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.021,25 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.353,70 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı asilin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2021