Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/995 Esas
KARAR NO : 2021/488
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2019
KARAR TARİHİ : 08/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde, —– fatura düzenlendiğini, —– vade tarihi olarak ———— tarihinin belirlendiğini, ticari teamül gereği ödeme alınmadığı için faturanın üstünün kaşelenip imzalandığını, faturanın davacı taraf ticari defterlerine de kaydedildiğini, faturalarla uyumlu sevk irsaliyesi ile ürünlerin teslim edildiğini, davacının sipariş edilen ürünleri hazırlayıp teslim etmesine rağmen davalının ödemeyi uzun süre yapmaması üzerine alacağın tahsili için İstanbul Anadolu —— İcra Müdürlüğünün ———-Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinde sonuçsuz kaldığını beyanla, davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı—— kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İstanbul Anadolu——. İcra Müdürlüğünün——–sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla ——edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu ———— İcra Müdürlüğünün —— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından — tarihli itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın —– tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi —– yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda,” Davalı yan inceleme gününe katılmamış, defter ve belgelerini ibraz etmediğini, davacı—- defterlerin incelemeye tabi tutulduğunu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu, davacı tarafın —davalı tarafın ———— formlarının karşılaştırılmasında —— tutarındaki bir adet faturayı beyan ettiği, dosyada mübrez —- sıra numaralı sevk—— tarafından imzalanarak fatura içeriğindeki malların teslim alındığı, davacının ———- işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.757,48 TL alacaklı olduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur.
İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı yazıları ile dosya borcunun — tarihinde ödendiği ve dosyanın infazen kapatıldığının bildirildiği görüldü.
Somut olayda davalı tarafın davayı takip etmediği, usulüne uygun tebligata rağmen ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu ve davacı tarafın defterlerine göre davalıdan 10.757,48 TL alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde)yahut —— aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı birlikte değerlendirildiğinde usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davalıdan alacaklı olduğu ve dava açmakta haklı olduğu kanaati oluşmuştur. Her ne kadar ——-Müdürlüğünün cevabı yazısı ile dosyanın dava açıldıktan sonra infazen kapatıldığı anlaşılmış ise de davacı vekilinin 08.06.2021 tarihli duruşmada icra inkar tazminatı ve vekalet ücreti taleplerinin devam ettiğini beyan ettiği, bilirkişi raporu ile de alacağın likit olduğunun belli olduğu ve dava açmakta haklı olduğu görüldüğünden davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş olup yargılama giderleri de dava açılamasına sebebiyet veren davalı üzerinde bırakılmıştır.
Davalı taraf takip tarihinden önce usulüne uygun ihtar ile temerrüde düşürülmediği için işlemiş faiz talebinde bulunamayacağından vekalet ücreti ve harç hesaplaması asıl alacak üzerinden hesaplanmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alacak likit olmakla 6.496,49 TL asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 443,78 -TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 211,21-TL harcın mahsubu ile bakiye 232,56-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 211,21 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 255,61 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 174,00 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 974,00 -TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen 4.080,00-T vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen —–ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafından yokluğunda verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı