Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/973 E. 2021/262 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/973 Esas
KARAR NO: 2021/262
DAVA: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/12/2019
KARAR TARİHİ: 16/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davalı şirketin ———yapıldığı esnada tuğlaların —- plaka sayılı aracın üzerine düşmesi sonucu sebebiyet verilen zarara ilişkin sigortalısına ——-tazminatı ödendiğini, ödenen bu bedelin tahsilatı amacı ile ———- icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu taraflardan ————- kısmi itirazı ve davalı borçlunun ise borcun tamamına itiraz edildiğini, ve takibin durdurulduğunu, yapılan arabulculuk görüşmelerinde bir sonuç alınamadığını beyanla davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20.den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkili ——— davaya konu olay ile ilgili davacı tarafça ekspertiz raporu alınarak müvekkil şirketin sigortacısı olan——- bildirimde bulunduğunun anlaşıldığını, davanı ——- ihbar edilmesi gerektiğini davacı tarafça müvekkili şirkete ise hiç bir bildirimde bulunulmaksızın icra takibi başlatıldığını, İddia edilen olay ile ilgili bilgi sahibi olmayan müvekkil tarafından itiraz edildiğini, herhangi bir borç olması halinde bunun ———-talep edilmesi gerektiğini, hiçbir şekilde borcun varlığını kabul etmediklerini, dosyaya sunulan ekspertiz raporunun tarafsız olup olmadığı, kusur oranının ne şekilde belirlendiği, hasar gören değiştirilmesi veya onarılması gereken parça ve aksamların neler olduğu, dava konusu olay ile ilgili mahkemece yeni bir rapor alınması gerektiğini, ——- tarafından icra dosyasına ——- tutarında ödeme yapıldığını, eksik bir ödeme var ise zamanında sonra yapılan ödeme var ise, bunların sorumlusunun ——– olduğunu beyanla, davanın reddine, kötü niyetli davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ————- icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, ———- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; — tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, borçlu vekili tarafından — tarihli itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın ——–tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun “Halefiyet” başlıklı 1472. maddesinde ” (1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” hükmü bulunmaktadır.
Anılan hükümden de anlaşılacağı üzere, Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal edeceğinden, sigortacı ancak, sigortalısının zarar veren kişiden isteyebileceği kadar ve yaptığı ödemeyle sınırlı olarak rücu talebinde bulunabilir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda ,” Davacı tarafa — dava konusu ———— plaka sayılı aracın yandaki binanı açık otoparkında park halinde bulunduğu, olayın oluşumunda ve meydana gelen hasarda etkenliğinin-kusurunun bulunmadığı, davalı tarafın inşaat faaliyeti kapsamandı vinç ile taşıma yapıldığı sırada tuğlaların bulunduğu paletin kırılması sonucu araç üzerine düşen ve hasara sebebiyet veren parçaların sonuç üzerine %100 üzerinde etken olduğu, ve oluşan hasar ile uyumlu olduğu ve hasarın oluş şekline uygun olduğu, hasar onarım faturalarının toplam tutarı dikkate alındığında hasar tutarının ——olabileceği, hesaplanan tutarın piyasa koşullarına ve günü rayicine ve dosya kapsamına uygun olacağı, ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Dava dışı — tarafından dava açılmadan —— ödeme yapıldığı, dava tarihi olan ——- tarihi itibariyle alınan kapak hesabına göre davacının ——- alacaklı olduğunun görüldüğü, davacı yanının alacaklarının takip tarihi itibariyle zamanaşımına uğramadığı, davacının halefiyet ilkesi gereği sigortalısına ödediği tazminatı davalıdan talep edebileceği ile usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde davanın kabulü yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının——– takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin —— asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 137,36-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 92,96 -TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 88,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 124,05 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 824,05 -TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.010,90-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2021