Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/950 E. 2021/8 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/950 Esas
KARAR NO : 2021/8
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2019
KARAR TARİHİ : 12/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — tarihinde müvekkil — sevk ve idaresindeki—-sayılı aracın —-üzerinde karşı karşıya geçmeye çalışırken sol arka çamurluk ve arka tampon kısmına —- sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı aracın çarpması sonucu/sürtünmesi neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, —— plaka sayılı aracın tüm uyarılara rağmen geçemeyeceğini bilmesine rağmen ısrarla aracını hareket ettirmesi neticesinde %100 kusurlu olduğunu, ayrıca söz konusu araç malikinin kaza mahalini terk ettiğini, kaza tespit tutanağında da bu hususun belirtilmiş olduğunu, müvekkilinin aracının onarımı konusunda seçimlik hakkının bulunduğunu, —- tarihli eksper raporuna göre müvekkilinin aracında — hasar meydana gelmiş olduğunu, beyanla şimdilik — onarım bedelinin temerrüt tarihinden itibaren —-cinsinden —– verilen yen yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsil edilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin poliçe limitlerinde sorumlu olduğunu, kusur oranının tespiti için dosyanın—– gönderilmesi gerektiğini, talep edilen rakamın faiş olduğunu ve bu nedenle bilirkişi marifeti ile hasar tespiti yapılması gerektiğini, müvekkilinin yalnızca eşdeğer parça bedellerinin anlaşmalı servislerde uygulanacak tedarik onarım ve işçilik bedellerinden sorumlu olacağını, bu hususun göz ardı ettirilmemesi gerektiğini beyanla davanın usulden ve esastan reddine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazası nedeni ile araçta meydana gelen hasar ve onarım bedelinin sigorta şirketinden tazminine ilişkin olarak açılan tazminat davasıdır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, —— motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir —–
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir —-
Davalı — davacıya ait — plakalı araca çarpan — plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. — sigortası poliçesi — tarihleri arasını kapsamaktadır. Kaza —– tarihinde gerçekleşmiş olup davacı tarafından davalı sigorta şirketine ihtar gönderildiği, ihtarın —-tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği ve ihtarda davalıdan yasal süre içerisinde ödeme yapılmasının talep edildiği, tebliğden sonraki süreçte araya bayram tatili ve idari izin girmesi sebebiyle davalının —-tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
Davacı tarafından gösterilen deliler toplanmış, konunun alanı uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişiden rapor tanzim ettirilmiştir, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda “Dosya muhteviyatına sunulmuş olan ve — yaptırılmış olan — tarihli Eksper raporuna göre söz konusu araçta —- hasar meydana geldiğinin tespit edildiği, kusur yönünden yapılan değerlendirmede, —Plaka sayılı araç sürücüsü — yönünden yapılan değerlendirmede, KTK madde 47/d d, 84/c c ve 81,d maddelerinde belirlenen kuralları ihmal ve ihlal etmiş olduğu,—- plaka sayılı araç sürücüsü—– yönünden yapılan değerlendirmede, kural ihlali yapmamış olduğu, — plaka sayılı araç sürücüsü—-Derecede kural ihlali yapmış olduğu, —- sayılı araç sürücüsü —- kural ihlalinin bulunmadığı yönünde ” rapor sunulmuştur, usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporu ile davanın kabulüne karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
Kaza yeri —- olsa bile yurtdışında kayıtlı aracın meydana gelen kaza nedeniyle tamir ettirilmeden yurtdışına götürülmesi halinde, tamir bedelinin yurtdışındaki malzeme ve işçilik fiyatları ile değerlendirilmesi ve talebin bu yönde olmasında bir engel bulunmamaktadır. Davacı taraf bu açıdan aracını —tamir ettirmeye yada — koşullarındaki hasar bedeli ile tazmine zorlanamaz. —– Bu sebeple davacının yurtdışında aracanın tamir edilmesine yönelik seçimlik hakkını kullanmış olduğu anlaşılarak talebi yönünde değerlendirme yapılarak karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; —- hasar bedelinin ödeme günündeki rayiç üzerinden —- karşılığının temerrüt tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarının aynı yabancı para türünden—– yıl süreli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranı üzerinden faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 819,15-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 86,05-TL harcın mahsubu ile bakiye 733,10-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 86,05 TL peşin nispi harc ve 173,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 303,45 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 130,90 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 930,90-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/01/2021