Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/939 E. 2020/348 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/939 Esas
KARAR NO: 2020/348
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 09/12/2019
KARAR TARİHİ: 07/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketi ———plaka sayılı aracın hasar görmesi sonucu davacı sigorta şirkti tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar tazminatından doğan rücuen tazminat alacağının sağlanması amacıyla davalı tarafa —– İcra Müdürlüğünün ——esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ederek borcu durdurduğunu, davacının —— sayılı ——–sigortalanmış olan — plaka sayılı aracın davalının maliki olduğu ——- plakalı aracın çarpıp kaçarak kusuru ile sebebiyet verdiği kaza neticesinde ——- tarihinde hasarlandığını,—–plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ve sigortalı araca çarparak firar ettiğini, davacı sigorta şirketi olan sigortalı aracın ——- plaka sayılı araç zarar görmesi sebebiyle dava dışı zarar görene ——— tarihinde ———– tazminat ödediğini, davacı şirketin yaptığı ödeme ile TTK 1472 nci maddesi alacağın temliki hükümleri ve sair kanun maddeleri icabı sigortalısının haklarına halef olduğunu ve zarar sorumlusuna rücu hakkı doğduğunu, dava konusu hasarlanma olayının davalının maliki olduğu aracın kusuru neticesinde meydana geldiğinin sabit olduğunu, davalının oluşan hasar bedelinin tamamından sorumlu olacağının açık olacağını, davalının sorumluluğuna istinaden sigortalı aracın hasar görmesi nedeniyle ödenen tutarın rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine ——— İcra Müdürlüğü’nün——— esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; DAVALININ ARACI İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ HERHANGİ BİR KAzaya çarpmaya karışmadığından hasara sebebiyet vermediğini, kazanın nasıl meydana geldiğini, olay sebebi ile tutanak tutulup tutulmadığının, hasarın davalıya ait araç kullanıcısı tarafından gerçekleştirildiğine delalet edecek bir bilgi ve delil bulunmadığını, davacının iddiasının soyut sigortalı araç kullanıcısının soyut beyanından ibaret olduğunu, soyut iddiadan öte gitmeyen talebin kabulünün mümkün olmayacağını, iddia edilen kazanın meydana gelmesinde davacı sigorta şirketinin mi yoksa çarpıp kaçan araç kullanıcısının kusur olduğunun ispatının zorunlu olduğunu, davalının maliki olduğu aracın kazaya sebebiyet verdiği iddiasını kabul etmemekle birlikte meydana geldiği iddia olunan hasarın kaza sebebi ile oluşup oluşmadığını, hasar bedelinin gerçekçi olup olmadığı araştırma ve incelemeyi gerektirdiğini, kazanın meydana gelişi, kazaya karışanların tespiti ile kusur incelemesi yapılmak sureti ile oluşan hasar bedelinin gerçekçi olup olmadığının ispatı zorunlu olduğunu, davacı iddia ve taleplerini kabul etmemek kaydıyla kazanın meydana geldiği tarihten itibaren iki yılı aşkın süre geçmiş olduğunu ve dava açma sürelerinin geçtiğini, dava zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itiraz sebebi ile de davanın reddini talep ettiklerini, davalı aracı aynı zamanda —————tarafından ——-poliçe numara ile ———numaralı poliçe ile ——- sigortalıdır. Davanın müvekkil aleyhine sonuçlanması halinde sözkonusu sigorta şirketlerine rücu edeceğimizden davanın iş bu sigorta şirketlerine ihbarını talep ettiklerini, maddi dayanağı bulunmayan usul ve yasaya uygun düşmeyen davanın reddini, davanın ———- ihbarını, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; ———- tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı sigorta şirketinin kendi ——- ödediği hasar bedelinin 6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; karşı araç maliki davalıdan haksız fiil hükümleri uyarınca rücuen tazmini istemine ilişkindir.
TTK m. 1472’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak ———- sayılı ————– sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44 üncü maddesine (TBK m. 52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
—————-sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Sigorta şirketi meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucunda sigortalısına ödemede bulunarak, onun haklarına halef olmuştur. Davacı sigorta şirketinin ——poliçesiyle sigortaladığı —plaka sayılı araç, dosyada mevcut kayıt ve belgelere göre; gerçek kişi adına kayıtlı olup, kullanım amacı hususi olan özel bir araçtır. Davacı sigorta şirketi, halefiyet kuralları gereğince, sigortalısının haklarına halef olduğundan ve talep haksız fiil hükümlerine dayandığından, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınacaktır. Taraflar arasında sigorta ilişkisinin bulunmadığı ve haksız fiile dayalı olarak dava açıldığı, haksız fiil hükümlerinin 6098 sayılı TBK.’da düzenlendiği anlaşılmakla davaya bakmakla Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olup mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 30/06/2020
1-) DAVANIN GÖREVSİZLİK NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-) Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili ————- NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-) 6100 sayılı HMK md. 331/2 uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına ancak Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi ve bu durum belirtilerek Mahkememizden talepte bulunulması durumunda harç ve yargılama giderleri konusunda Mahkememizce karar verilmesine,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına,
5-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
6-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ———– Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/07/2020