Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/929 E. 2020/339 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/929 Esas
KARAR NO: 2020/339
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 06/12/2019
KARAR TARİHİ : 07/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– tarihinde Sürücü——-sevk ve idaresindeki ——plaka sayılı araç ile seyir halinde iken — nolu caddeden takiben ——— geçiş yapıldığı esnada, ——— —– kavşağına giriş yapmakta olan sürücü —– sevk ve idaresindeki ——- plaka sayılı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meymdana geldiğini, kaza tespittutanağına göre —–plaka sayılı araç sürücüsü ———– KTK MADDE 57/1-a maddesini —- plaka sayılı araç sürücüsü —– ise KTK MADDE 52/1-a maddesini ihlal etmiş olduklarının belirtilmiş olduğunun tespit edildiğini,ekspertiz raporuna göre ——– araçta ——–hasar oluştuğunun tespit edildiğini, müvekkilinin TTK MADDE 1472 gereğince sigortalısının haklarına halef olduklarını, ——- plaka nolu aracın kazadaki %25 kusuruna denk gelen ——– tazmin edilmesi gerektiğini, bu nedenle ———- İcra Müdürlüğünde takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğunu beyanla, davalı borçlunun —– İcra Müdürlüğünün ——Esas sayılı ilamsız icra takip dosyasına karşı yaptığı tüm itirazların iptaline, takibin devamına, %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçlumdan tahsiline karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;TTK madde 5/A gereği dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddedilmesi gerektiğini, bu kapsamda arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olduğunu, başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilmesi için gerekli belgelerin sigorta şirketine ibrazının gerekli olduğunu, kaza tespit tutanağına göre geçiş üstünlüğü olan diğer araca ———– plaka sayılı aracın yol vermesinin gerektiğini, bu nedenle asli ve tam kusurlu olduğunu, bu nedenle kusur incelemesi yapılması gerektiğini beyanla arabuluculuk süreci işletilmeden intikal eden davanın dava şartı yokluğundan reddine, Davacının başvuru şartını yerine getirmediğinden davanın usulden reddine, İcra inkar tazminatı talebinin reddine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline hükmedilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,———tarihinde meydana gelen kazada oluşan zararın tazmini için başlatılan —– İcra Müdürlüğünün ——- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini ———-sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış ———yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,—– İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —– tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya —– tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından —— tarihli itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın —- tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, ————- maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere———– yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, ——— motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ———-
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan ———– sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan ———- ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir ——-
Türk Ticaret Kanunu’nun 1409. maddesine göre de oluşan rizikolardan sigortacı sorumlu olduğundan kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin ———– maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı,———-ve 6102 sayılı TTK’nın 1446. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmediği veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu teminat içinde kalmış gibi ihbar ettiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.
Somut olayda davacı sigortanın dava dışı sigortalı —- ait —- plakalı aracı —– sigortaladığı, davalı —- davacıya ait araca çarpan —– plakalı aracın ——————tarihleri arasını kapsamaktadır. Kaza —– tarihinde gerçekleşmiş olup davacı tarafından sigortalısına —– tarihinde —— ödeme yaptığı dolayısıyla sigortalısının haklarına halef olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda ,” Kusur yönünden yapılan incelemede, ——– plaka sayılı araç sürücüsü —- yönünden yapılan değerlendirmede, KTK Madde 47/6, KTK Madde 52/a-b, KTK 57/b, KTKK Madde 84/h maddelerinin ihlali ve İhmali ile, %75 oranında kusurlu olduğunu, —— plaka sayılı araç sürücüsü —— yönünden yapılan değerlendirmede, KTK Madde 52/a-b maddesini ihlali ve ihmali nedeni ile, %25 kusur oranı ile tali kusurlu olduğunu,. Dava konusu olayın ————kazası olduğunu, meydana gelen olayda kaçınılmazlık yönünden faktörün etkisini olmadığını, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğunu, söz konusu kazalı aracın onarımını yetkili servis ve tamir atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olmakla birlikte yaklaşık yedi iş günü süreceği, dava konusu aracın kazadan önceki piyasa rayiç bedelinin —– civarında olduğunu, söz konusu araçta ——- hasar meydana geldiğini, davaya konu trafik kazası kapsamında —- plaka sayılı araç sürücüsü —–%75 kusur oranı ile asli kusurlu olduğu, — plaka sayılı araç sürücüsü —- %25 kusur oranı ile tali kusurlu olduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur. Davacı tarafça takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin delil bulunmadığından takip öncesi işlemiş faiz reddedilerek usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulü yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Dosyada mevcut sigorta poliçesi örneği ve tescil bilgileri incelendiğinde aracın —— marka —- olarak belirtilmiş olması nedeniyle ticari faize hükmedilmesine ———— karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde asıl alacağın likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icrainkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının ———- İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin —— asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-İşlemiş faize ilişkin talebin reddine,
3-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan ——-asıl alacağın %20.si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar harcı 159,21 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 114,81 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 88,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan 86,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 886,25 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 788,89 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2330,75 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 287,64 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Davacı tarafa iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2020