Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/904 E. 2022/702 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/904 Esas
KARAR NO:2022/702

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/12/2019
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı— 21.05.2019 günü saat 00:30 sıralarında eşi — sevk ve idaresindeki–plakalı aracıyla seyir halinde iken, Davalı sürücü —sevk ve idaresinde bulunan — plakalı aracı ile takip mesafesini korumayarak aracının ön kısımları ile diğer aracın arkasından çarptığı ve bu çarpmanın etkisi ile aracın arka koltuğunda oturan müvekkilinin yaralandığı, trafik kazası tespit tutanağında sürücü — 2918 sayılı KTK’da yer alan sürücülere ait kusurlardan Hız Sınırlarına Uyma ve Hızın Gerekli Şartlara
Uygunluğunu Sağlama Madde 101-c) “Diğer bir aracı izlerken yukarıdaki fıkrada belirtilen durumları göz önünde tutarak güvenli bir mesafe bırakmak zorundadırlar.”, kuralını ihlal ederek söz
konusu kazanın meydana gelmesinde tek başına kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, davacı müvekkilinin olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacı müvekkilinin
işbu trafik kazası sonucu bedensel olarak zarara uğradığı ve yargılama sırasında tespit edilecek maluliyete düçar olduğu ve davacı müvekkilinin geçici ve sürekli işgücü kaybı meydana geldiği, bu
nedenle “güç kaybı tazminatı” istediklerini, davacının “güç kaybı tazminatı”nın 6100 sayılıYasa’nın 107.maddesi uyarınca hesaplatılarak hüküm altına alınması talebinde bulunduklarını, her
ne kadar davacının bir kısım tedavi giderleri –hastanesince karşılanmış ise de, kaza geçirdiği tarihten tamamen iyileşinceye kadar geçen sürede pek çok masraflar yapıldığını, bunların tamamına
yakınının belgelenmesi mümkün olmadığını, Yargıtay’ın, tedavi ve iyileşme giderlerinin çok kapsamlı olduğunu, bunların istenmesi için belge koşul olmadığına ve Borçlar Kanunu 42/2.maddesi gereğince zararın ve kapsamının belirlenmesi gerekeceğine ilişkin kararları
doğrultusunda, davalılardan istenebilecek tedavi ve tüm iyileşme giderlerinin uzman bilirkişi aracılığıyla hesaplatılmasını talep ettiklerini, toplanacak delillere göre davacının “tedavi giderleri”nin 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca hesaplatılarak hüküm altına alınması
talebinde bulunduklarını, Davacı — işbu kaza nedeniyle günlerce komada kaldığını, iyileşme sürecinde aylarca kendisine bakıldığını, bu nedenle davacının bakıcı gideri oluştuğunu, davacı halen de işlerini tam olarak yapamadığını, sürekli bir bakıcıya ihtiyaç duyduğunu, bu nedenle davacının gerek tedavi sürecindeki gerekse sürekli olan bakıcı giderlerinin de hüküm altına alınmasını talep ettiklerini, davacı — işbu kaza nedeniyle iyileşme sürecinde aylarca hastaneye gidip geldiğini, bu nedenle yol gideri olduğunu, davacının tedavi sürecinde yapmış olduğu yol giderlerinin de hüküm altına alınmasını talep ettiklerini, dava
şartı olması nedeniyle davacı tarafça zorunlu olarak 05.11.2019 tarih, — başvuru numarası ile– Arabuluculuk Bürosuna başvurulduğu, taraflar 04.12.2019 tarihinde arabulucu huzurunda bir araya geldiklerini, herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, dava konusu olayda davacının haklarını elde etmesi açısından Davalı sürücü– sevk ve idaresinde bulunan — plakalı ar-acı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini,—plakalı aracın üçüncü kişilere devredilmesi halinde dava konusu olan tazminat hakkının elde
edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkânsız hâle geleceğini, ayrıca —plakalı aracın üzerine tedbir konulmasında gecikme sebebiyle söz konusu aracın üçüncü kişilere
devri sakıncası mevcut olduğundan ve de bu durumda davacı müvekkilin ciddi bir zararıdoğacağından haklı endişesi bulunduğu, trafik kazasında yaralanan — 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre zararlarının ve tarafların kusur oranlarının tespiti ile (fazlaya
ilişkin haklar saklı kalmak üzere) 100,00 TL geçici güç kaybı tazminatının, 100,00 TL sürekli güçkaybı tazminatının, 100,00 TL tedavi ve iyileşme giderlerinin, 100,00 TL bakıcı giderlerinin, 100,00
TL yol giderlerinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar tarafından eldeki davaya herhangi bir cevap verilmemiş, HMK 128. madde hükmü uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamı tüm davalılar tarafından inkar etmiş sayılmıştır.
DAVA DEĞERİ ARTIRMA:
Davacı vekilince sunulan 19/07/2022 tarihli dilekçe ile 500,00 TL olan dava değerinin 3.337,60 TL artırıldığı, dava değerinin 3.837,60 TL’ ye yükseltildiği bildirilmiş, gerekli harç yatırılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, trafik kazası sonucu oluşan kalıcı ve geçici iş göremezlik nedeni ile uğranılan zararın, tedavi gideri , iyileşme giderleri talebinin tazminine ilişkin olarak açılan maddi tazminat davasıdır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve maluliyete ilişkin—rapor alınmıştır.2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir. Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir—2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiş olup, bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere — sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş,— Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden, —- Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesinde; bir motorlu aracın karıştığı kazada, bir 3. kişinin uğradığı zarardan dolayı birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunların müteselsil sorumlu olarak tutulacağı hüküm altına alınmıştır.Somut uyuşmazlıkta yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan zararlardan kusuru ile sebebiyet veren davalılar trafik sigortacıları davacıya karşı halefiyet hükümleri gereğince sorumludur.
Mahkememizce —Başkanlığı tarafından aldırılan 01/02/2021 tarihli rapor ile 21.05.2019 tarihinde trafik kazası geçirdiği bildirilen — doğumlu — hakkında düzenlenen belgelerin tetkikinde saptanan “—-” arızasının 30.03.2013 tarihli “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Veritecek Sağlık Kurulu Raporu Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre hesaplandığında herhangi bir maluliyete (meslekte kazanma gücünde azalmaya) neden olmadığı, sürekli iş göremezliğinin olmadığı ve geçici iş göremezlik süresinin (—) 1.5 (bir buçak) ay olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Mahkememizce aldırılan 04/11/2021 tarihli — raporu ile 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı–yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri yönetmenliği ile bu yönetmenlik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için,11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı — yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı, 20.02.2019 tarihli 30692 sayılı — Yayınlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmeliğe göre raporları hakkında yönetmeliğe göre maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, engellilik kavramıyla meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin, farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, aralarında çelişkiden bahsedilemeyeceği, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Mahkememiz 01/04/2022 tarihli — raporu ile 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı —yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri yönetmenliği ile bu yönetmenlik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için,11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı—- yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından malüliyet tayinine mahal olmadığı, 20.02.2019 tarihli 30692 sayılı — Yayınlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmeliğe göre raporları hakkında yönetmeliğe göre maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından; Kişinin tüm vücut engellilik oranının % 0 (yüzdesıfır) olduğu, engellilik kavramıyla meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin, farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, aralarında çelişkiden bahsedilemeyeceği, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Mahkememizce aldırılan 30/06/2022 tarihli bilirkişi raporu ile— plaka sayılı, — seyir halinde ilerlediği esnada, görüş mesafesi açık yol üzerinde aracının hızını hava, yol, trafik ile aracının teknik yapısına uygun olarak, uygun hale getirmeden ilerlemesi ile seyri esnasında yeterince dikkatli ve uyanık olarak araç kullanmaması nedeniyle, gerçekleşen bu olayda seyri esnasında kendisinden beklenen en basit dikkat ve özeni asgari düzeyde yeterince göstermemesi nedeniyle oluşumuna sebep olduğu ve önündeki seyir haldeki araca arkadan çarpmak suretiyle,araçlarda maddi hasar ve yolcu yaralanması oluşması ile sonuçlanan bu olayın gerçekleşmesinde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 52 b) “Hızlarını,kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak,” ihlal ettiği, aynı kanunun Madde 56 c) “Araçlar arasındaki
mesafe: Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar.” İhlal ettiği ve aynı kanunun madde 84 d) Arkadan çarpma, hallerinde asli kusurlu sayılırlar, hususu dikkate alındığında %100 asli kusurlu
olduğu;—-: istikametinde devam ederken arkasından
çarpma sonucu kazanın oluşumunda atfa kabil bir kusuru olmadığı;
1,5 ay geçici iş göremez durumunda kalan davacı—- Maddi zararının
(3.837,60)TL.den ibaret bulunduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının kaza tarihindeki yönetmelik hükümleri uyarınca kalıcı maluliyeti bulunmadığından kalıcı iş göremezlik tazminatı talebinin davalılar yönünden ayrı ayrı reddine, sigortanın araç sahibinin, araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olacağı değerlendirilerek geçici maluliyeti dikkate alınarak geçici iş göremezlik tazminatının halefiyet hükümleri gereğince ayrı ayrı bilirkişi raporu hükme esas alınarak kabulüne temerrüt tarihleri nazara alınarak o tarihten yasal faiz uygulanmasana, davacı tedavi gideri ve iyileşme giderleri yönünden talebinden vazgeçtiği bilirkişi incelemesi talep etmediği anlaşılmakla eldeki delil durumu değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sürekli iş göremezlik tazminatı, tedavi iyileşme gideri yol masrafı bakıcı gideri talebinin REDDİNE,
2—-geçici işgöremezlik tazminatının, davalılar —yönünden kaza tarihi olan 21/05/2019 tarihinde, davalı sigorta yönünden ise temerrüt tarihi olan 30/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 262,15 TL’den dava açılırken yatırılan 44,40 TL harç ile ıslahla yatırılan 11,40 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 206,35 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 44,40 TL peşin harç, 11,40 TL ıslah harcı, 44,40 başvurma harcı, 6,40 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 106,60 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 646,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.646,20 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %90,56 oranında olmak üzere 2.396,40 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan — vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davalı — kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan —- vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı — ödenmesine,
9-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Kararın kesinleşmesi kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde—Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.