Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/902 E. 2023/830 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/902
KARAR NO : 2023/830

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2019
KARAR TARİHİ : 23/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

ASIL DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında 08.03.2017 Tarihinde “Alt Yüklenici Sözleşmesi”imzalandığı, buna göre;
davalı şirketin yüklendiği projede mevcut edimler kapsamında, sözleşmede bulunan ve sözleşme öncesi taraflar arasında mutabakat sağlanan teklif mektubu uyarınca, teknolojik nedenlerle alt yüklenicinin (davacı şirket) uzmanlığını gerektiren konularda malzemeli yahut kapsama göre malzemesiz olarak işçilikli olarak yapılacağını, sözleşmenin 3.maddesinde detaylı olarak belirtilmiş olan; —– tarafından sağlanacak türbin kompresör ünitesi ve ekipmanlar ile işverenin temin edeceği malzeme ve ekipmanların, kompresör istasyonunun yeni konfigürasyonuna göre yeni üniteninve Ek-15 te belirlenen diğer yardımcı tesislerin montajı ile ilgili yapım işlerini kapsadığını, davacının yüklendiği iş, davalı ve davalının sözleşme imzaladığı kurum tarafından temin edilecek ekipman ve
malzemelerin doğru şekilde montajı ile yapım işlerini yerine getirmekten ibaret olduğu, davacı şirket, davalı tarafın sağladığı imkanlar çerçevesinde, sözleşmeden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirdiğini, taraflar arasında bundan sonra hak edişler konusunda karşılıklı teklif ve kabul beyanları da yapıldığını, ancak davalı şirket ödemekle yükümlü olduğu miktarı ödemekten kaçındığını, bu süreçte, sözleşmede mevcut olmadığı halde ek olarak talep edilen bir kısım işlerinde davacı şirkete yaptırıldığını, ancak bu işler için de herhangi bir ödeme yapılmadığı, davacı şirket üzerine düşen
edimleri yerine getirdiğini, taraflar arasında cari bakiye kabulleri de mevcut iken davalı şirketinüzerine
düşen sorumluluğunu yerine getirmediğini ve borcu ödemekten kaçındığını,
bu amaçla öncelikle davalı borçlu şirkete —- Noterliğinin 14.03.2019 tarihli —-yevmiye
sayılı ihtarname, davalı şirketin ihtarname tarihi itibari ile ticaret sicilde mevcut adresine,
gönderildiğini ancak davalının yasal adresine tebliğ olunamadığını, davalı borçlunun sürekli olarak adres değiştirmeye başladığından ticari olarak davacı alacaklının davalı borçluya olan ticari güveni de sarsıldığı, davalı borçlu şirket, ticari bakımdan güvenilir olmayan bir şirket haline dönüştüğünü ispat eder şekilde, davacı şirket tarafından gönderilen ihtarname ve görüşme çabalarının akabinde; —- Noterliği 20.03.2019 tarih ve—– Yevmiye sayılı ihtarname ile davacı alacaklı şirkete olan borcunu ödemekten kaçınmakta olduğunu, bir takım bahaneler ile bildirdiğini, Bu ihtarnameye cevaben davacı alacaklı şirket tarafından —- Noterliği 04.04.2019 tarih ve —– yevmiye sayılı ihtarname ile davalı borçlu şirketin borçlarının sabit olduğunu ve iş bu borcun tebliğ tarihinden
itibaren 3 iş günü içerisinde ödenmesi gerektiğinin kendilerine ihtar edildiğini, bu ihtarname de ancak ve ancak borçlu şirket vekiline ve 16.04.2019 tarihinde iletilebildiği, mevcut borçlar hakkında —– İcra Müdürlüğü —- ve—– Esas sayılı dosyalar ile davalı borçlu şirket
hakkında icra takibine girişildiğini, ancak bahsi geçen her iki icra takibine de davalı borçlu şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalı borçlu şirket için yapılmış olan —-Yedek Ünite Kurulumu işinin, yıllara sari olarak yapılmış olduğunu, taraflar
arasında mevcut kesinleşmiş 6 adet Hakediş Faturası bulunmuş olunmasına karşın, davalı borçlu şirketin Vergi Daireleri nezdinde eksik bildirimde bulunduğunun da davacı şirket tarafından fark edildiğini, bu şekilde yapmış oldukları eksik bildirim sebebi ile stopaj ödeme miktarları arasında da rakamsal olarak büyük bir fark ortaya çıktığından eksik yapılan bildirimlerin ivedilikle düzeltilmesi davalı borçlu şirkete ihtar edilmiş olunmasına karşın, davalı şirket bu konuda da iyi niyetli hareket etmeyerek gerek alacaklı şirketi gerekse devletin ilgili kurumlarını da zarara uğratacak şekilde hareketlerini sürdürmeye devam ettiğini, bütün bu durumlar da davalı borçlu şirketin kötü niyetli olduğunu ve basiretli bir tacir olarak hareket etmediğini bildirdiğinden bahisle davalı borçlu şirkete ait menkul ve gayrimenkuller ile 3. Şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyaten tedbir konulması yahut ihtiyaten haczine karar verilmesini, davanın kabulü ile davalı borçlu şirketin—. İcra Müdürlüğünün—–Esas sayılı dosyasındaki itirazının iptaline ve takibin devamına, takip toplamı 83.477,94 Euro alacağın ticari faiz ve tüm fer’ ileri ile birlikte borçlu davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirket; dava dışı —– bulunan—–istasyonu Yedek Ünite Kurulumu Yapım İşi için sözleşme akdetmiş olduğunu, bu kapsamda da bir kısım elektrik ve otomasyon işleri için ise davacı şirket ile de 08.03.2017 Tarihli “Alt Yüklenici Sözleşmesi” akdedildiğini, sözleşmenin 3.maddesinde “Sözleşmenin Konusu” başlığı altında işin davacı şirketin malzemeli ve işçilik olarak (veya sözleşme ekinde EK 15 belirtilmek kaydıyla malzeme davalı şirket tarafından verilmek suretiyle) yapılacağı açıkça belirtildiğini, yine sözleşmenin; 11.maddesinde “İşin Süresi” başlığı altında işin süresinin 400 gün olduğu, sürenin ise sözleşmenin imzalanmasına müteakip başlayacağını ve işlerin tamamlanma periyotlarının ise yine Ek-9’daki Özet İş Programına göre yapılacağını,14.2.maddesinde işin,—– ve davalı şirketin bağlı bulunduğu tüm kayıt, şart ve şartname ile iş programına göre proje ve detaylarına, sanat ve tekniğine uygun olarak birinci sınıf işçilikle yapılacağını,17.maddesinde davacı şirketin, gerekli miktardaki kalifiye personel ve ekipmanı iş yerinde bulundurmak ve muhafaza etmekle zorunlu olduğunu,32.maddesinde kesin hesapların zamanında tamamlanmasını sağlamak ve işin devamı süresince gerekli elemanları iş başında bulundurmaya ve biten işin metrajlarını hazırlamakla yükümlü olduğu, hüküm altına alındığı, buna
göre işin tam, sağlam ve eksiksiz olarak bitirilip teslim tarihinin 12.04.2018 olduğunu, davacı şirketin bu iş kapsamında tüm personeli için davalı şirketin sicil numarası üzerinden alt
işverenlik dosyası açarak — girişlerini yapmakla yükümlü olduğunu, yasal mevzuat gereğince—–Primleri, endüstriyel tesislerin yapımında uygulanan asgari işçilik oranı sözleşme bedelinin %9,5 olarak belirlendiğini ve toplam hak ediş tutarına, işin asgari işçilik oranının %25 eksik uygulanmak suretiyle yapılması gerekmekte olduğunu, davacı şirketin; 302.486,00 Euro x 0,095*0,75 = 21.552,00Euro–Primi ödemekle yükümlü olduğu, yine sözleşmenin 14.3.maddesinde işin; alt yüklenici (davacı şirket) tarafından yapılmaması halinde ise yüklenici (davalı şirket) bu işleri bizzat yapabileceği gibi alt yüklenici (davacı şirket) nam ve hesabına bir başkasına yaptırabileceği, bu
durumda ise yapılan bütün masrafların alt yüklenicinin (davacı şirket) ilk hak edişinden kesileceği gibi doğrudan tahsil edebileceğinin hüküm altına alındığını, davacı taraf sözleşmenin imzalanmasına müteakip iş başı yaptığını fakat ilerleyen zamanlarda şantiyede işin yapılması için yeterli ve gerekli personel bulundurmadığından dolayı işlerde gecikmeler, aksaklıkların ortaya çıkmaya başladığını, bu hususta davacı yan birçok kez ihtar edilmesine rağmen işlerdeki aksaklıklar ve gecikmeler bir türlü giderilemediğini, davacı şirketin işlerdeki gecikme ve aksaklıkları nedeniyle esas işveren (—–) tarafından müvekkil davalı şirkete 23.11.2017 tarihinde 14.960,00 Euro ve 11.01.2018 tarihindeki istihkak bedelinden mahsup edilen 1.384,46-Euro olmak üzere toplamda 16.344,46-EURO ceza kesilmesine sebebiyet vererek zarara uğratıldığını, Keza bu husustaki yasal haklarının saklı
tutulduğunu, bunlara rağmen işin 2018/Nisan ayına yetişmesi için davacıyla çalışılmaya devamedildiğini, alt yüklenici sözleşmeleri ancak ve ancak —- yeterli ve gerekli belgeleri almış firmalarla yapılabildiğini, hatta alt taşeronla sözleşme akdedilmeden önce firma —- izin ve onayı için bildirilir, —– izin ve onayından sonra firma ile sözleşme akdedilmekte olduğunu, bu nedenle de işin ortasında sözleşmenin feshi ve yeni bir şirketle yeniden sözleşme akdetme imkânının zorlaşmakta olduğunu, ödemelerin ise 18.madde de tanzim edildiğini, davacı şirketin; her ay yaptığı işlere dair belirlenen formata uygun bir “Hakediş Tutanağı” tanzim edip davalı müvekkil şirketin onayına sunacağını, Hakkedişten; malzeme ve benzeri kira kesintileri, nakdi teminat kesintisi, avans kesintisi, sözleşme ceza kesintileri ve diğer kanuni ve sair kesintiler yapıldıktan sonra ödeme
rakamının belirleneceğini, davalı şirketin onayından sonra davacı şirket söz konusu hak edişin ait
olduğu tarihe fatura keseceğini, ilgili ayın hak edişi —-tarafından davalı şirkete ödendikten 7 gün içinde davacı şirkete ödeme yapılacağını, bu maddeye göre ödemeler silsilesinin; davacı şirket davalı şirket, davacı Şirket, davalı ŞirketHak Ediş Tutanak, onay, fatura, ödeme, “Sözleşme bedelinin %25 oranında avans ödemesi de yapılacağı, bu kapsamda davacı şirkete henüz iş başı yapmadan Avans, işin yapımı esnasında da davalı müvekkil şirketin Onay’ından geçen Hak Ediş Tutanaklarına istinaden
kestiği Fatura karşılık ödemeler yapıldığını, davacı şirketin; son faturalarını ise hiçbir hak ediş tutanağı tanzim etmeksizin kendi keyfiyetine göre tanzim ettiğini, bunun üzerine davalı şirket; Hak Ediş tutanağı tanzim edilmeksizin doğrudan doğruya fatura tanziminin gerek taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine gerekse de yasal Mevzuat hükümlerine açıkça aykırılık arz eden bir durum olduğunu belirterek fatura ve içeriğine itiraz ve iade ettiğini, —-tarafından davalı şirketin taahhüdü altında
bulunan “—- Yedek Ünite Kurulumu Yapım İşi” projesinin 25.06.2018-
28.06.2018 tarihleri arasında “Geçici Kabulü”nün yapıldığını, Geçici Kabulün eksik listesinde yer alan 57.madde ile 87.madde arasında davacı şirketin eksiksiz, tam ve sağlam olarak yapmakla yükümlü olduğu “Elektrik İşleri” kapsamında 30 (Otuz) kalem eksik iş tespit edildiği, geçici kabul eksikliklerinin giderilmesi için de davalı şirkete 120 günlük süre verildiğini, bu sürenin 26.10.2018 tarihinde sona erdiğini, elektrikle alakalı eksik listesindeki işlerin bir kısmı yapıldığını, bir kısmının yine gecikmeye girdiğini ve bir kısmının ise hiç yapılmadığını, davacı şirkete ait olduğu halde davalı müvekkil şirketin yaptığı, yaptırdığı eksik işler ile davacı şirketin işleri yaparken zarar verdiği ve yine davalı tarafından yapılan işler, —–ve kontrol odasında zarar gören
yükseltilmiş döşemelerin yenilenmesi olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.

BİRLEŞEN DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —- ile borçlu—–. arasında 08.03.2017 Tarihinde “Alt Yüklenici Sözleşmesi” imzalandığını, Buna göre; davalı şirketin yüklendiği projede mevcut edimler kapsamında, sözleşmede bulunan ve sözleşme öncesi taraflar arasında mutabakat sağlanan teklif mektubu uyarınca, teknolojik nedenlerle alt yüklenicinin (davacı müvekkil şirket) uzmanlığını gerektiren konularda malzemeli yahut kapsama göre malzemesiz olarak işçilikli olarak yapılacağını, —– tarafından sağlanacak türbin-kompresör ünitesi ve ekipmanlar ile işverenin temin edeceği malzeme ve ekipmanların, kompresör istasyonunun yeni konfigürasyonuna göre yeni ünitenin ve diğer yardımcı tesislerin montajı ile ilgili yapım işlerini kapsadığını, Davacı şirket, davalı tarafın sağladığı imkanlar çerçevesinde, sözleşmeden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirdiğini, Taraflar arasında bundan sonra hak edişler konusunda karşılıklı teklif ve kabul beyanları da yapılmış ancak davalı şirket ödemekle yükümlü olduğu miktarı ödemekten kaçındığını, oluşan alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine davalı borçlunun itiraz ederek takibin durduğunu, yapılan arabulculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını beyanla, davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20.den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile müvekkil arasında alt yüklenici sözleşmesi akdedildiğini, Davacı yan sözleşmenin imzalanmasına müteakip iş başı yaptığını, ancak ilerleyen zamanlarda şantiyede işin yapılması için yeterli ve gerekli personel bulundurmadığından dolayı işlerde gecikmeler, aksaklıklar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu hususta davacı yan birçok kez ihtar edilmesine rağmen işlerdeki aksaklıklar ve gecikmeler bir türlü giderilemediğini beyanla davanın reddi’ne,) Sui niyetli, tehdit ve şantaj mahiyetinde beyan, tutum ve davranışlarda bulunan davacı şirket aleyhine %20 kötüniyet tazminatı’na, Yargılama Giderleri ile Ücreti Vekâletin karşı tarafa tahmiline, Karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, —-. İcra Müdürlüğü’nün —- esas sayılı ve —- İcra Müdürlüğünün —– sayılı takip dosyalarının incelemelerinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi heyetince incelemesi yaptırılmıştır.Mahkememizce aldırılan 19/07/2022 tarihli bilirkişi raporu ile
her iki tarafın incelen 2017-2018 ve 2019yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış
tasdiklerinin zamanında yapılmış olduğu, GİB onaylı Yevmiye ve Defter-İ Kebir beratlarının
süresinde alındığı, T.T.K ve V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu,
Asıl Dosya Yönünden Davacı Alacağı;
davacı şirket tarafından talep edilen işlere ilişkin yukarıda inceleme ve değerlendirme
bölümünde de belirtildiği üzere, şirketin; —–. İcra Müdürlüğü—– Esas
sayılı dosyası kapsamında 81.371,21 € alacaklı olacağı, Birleşen Dosya Yönünden Davacı Alacağı;
davacı şirket tarafından talep edilen işler sözleşme kapsamındaki işler olmayıp ek işler
olduğu, bu nedenle davacı şirketin; —- İcra Müdürlüğü —— Esas sayılı
dosyası kapsamında 15.301,31 TL alacaklı olacağı,Faiz:ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne ve diğer iddialara hasren tamamen davalı
müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, icra
inkâr tazminatı ve sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Mahkememizce aldırılan 14/02/2023 tarihli bilirkişi ek raporu ile Ticari Defter ve Kayıtlar Yönünden;kök raporda her iki tarafın ticari defter kayıtları karşılaştırmalı olarak incelenmiş olup, tarafların defter kayıtları arasındaki uyumsuzluklar ek raporda tekrar irdelendiğinde; davacı defterlerinde kayıtlı olup, davalı defterlerinde kayıtlı olmayan borç ve alacak hareketleri kök raporda olduğu
gibi Ek raporda da değişmediği, asıl dosya yönünden davacı alacağı;
davacı şirket tarafından talep edilen işler sözleşme kapsamındaki işler olmayıp ek işler olduğu,bu nedenle davacı şirketin; —-. İcra Müdürlüğü —— Esas sayılı dosyası
kapsamında 81.371,21 € alacaklı olacağı, bu anlamda kök rapordaki kanaatimizin aynen
devam ettiği,Birleşen Dosya Yönünden Davacı Alacağı; davacı şirket tarafından talep edilen işler sözleşme kapsamındaki işler olmayıp ek işler olduğu,
bu nedenle davacı şirketin; —–. İcra Müdürlüğü —–Esas sayılı dosyası
kapsamında 15.301,31 TL alacaklı olacağı, bu anlamda kök rapordaki kanaatimizin aynen
devam ettiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Mahkememizce talimat yolu ile aldırılan 22/04/2021 tarihli rapor ile dava konusu işle ilgili 07.04.2021 tarihli keşifte yaptığımız tespite göre kesin kabul aşamasında 10.01.2021-12.01.2021 tarihleri arasında işyerinde gerekli incelemeler yapılarak, tespit edilen 5 madde sıralanan eksik işlerinin tamamının yapıldığı, —-İstasyonunda görevli personeller tarafından işlerin tamamlandığına dair tutanakların rapor ekinde sunulduğu bildirilmiştir.
… ile —- arasında —– bulunan —-Ünite Kurulumu Yapım İşi için sözleşme akdetmiştir. Daha sonra—– Şirketi bir kısım elektrik ve otomasyon işleri için—–. arasında 08.03.2017 tarihli“Alt Yüklenici Sözleşme de Alt Yüklenici Sözleşmesi kapsamında, davalı şirketin yüklendiği projede mevcut edimler kapsamında,sözleşmede bulunan ve sözleşme öncesi taraflar arasında mutabakat sağlanan teklif mektubu uyarınca,sözleşmesi” akdedilmiştir.
05.09.2018-17.11.2018 tarihleri arasındaki geçici kabul eksiklikleri tamamı yukarıdaki belirtilen tarihlerde tamamlanmıştır. İşveren dava dışı —–tarafından, 28.06.2018 tarihli geçici kabul tutanağı kapsamında yükleniciye verilen 120 günlük sürede 71, 73, 82, 84 ve 85 numaralı maddeler tamamlanamamıştır. Diğer maddeler, belirtilen eksiklikler ise süresinde tamamlanmıştır Bilirkişi kök ve ek raporundaHer iki tarafın incelen 2017-2018 ve 2019 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapılmış olduğu, GİB onaylı Yevmiye ve Defter-i Kebir beratlarının süresinde alındığı, T.T.K ve V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davacı şirket tarafından talep edilen işler sözleşme kapsamındaki işler olmayıp EK İŞLER olduğu,
bu nedenle davacı şirketin; —-İcra Müdürlüğü—— Esas sayılı dosyası
kapsamında 81.371,21 € alacaklı olacağı,
birleşen Dosya Yönünden Davacı Alacağı; Davacı şirket tarafından talep edilen işler sözleşme kapsamındaki işler olmayıp EK İŞLER olduğu,
bu nedenle davacı şirketin;—-. İcra Müdürlüğü —– Esas sayılı dosyası
kapsamında 15.301,31 TL alacaklı olacağı, davacı yanın işin yapımında bir gecikmesinin olmadığından bahisle, ceza bedeli yansıtılamayacağı, görüş ve kanaati bildirilmekle kök ve ek raporun hüküm kurmaya elverişli dosya kapsamına usul ve yasaya uygun olması nedeniyle hükme esas alınmakla işlemiş faiz yönünden temerrüte düşürücü bir tebliğ evrakının olmaması da dikkate alınarak asıl ve davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Asıl davada Takip talebi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde alacağın likit olduğu anlaşılmakla kabulüne karar verilen asıl alacak miktarının takip tarihindeki TL karşılığının %20 si oranında icra inkar tazminatının Birleşen davada Takip talebi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde alacağın likit olduğu anlaşılmakla kabulüne karar verilen asıl alacak miktarının %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davalı, asıl dava ve birleşen dava davacısının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın kısmen KABULÜ ile;
a——İcra Müdürlüğü’nün —– esas sayılı takip dosyasına davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 83.371,21 Euro üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine
b-Alacak likit olduğundan kabulüne karar verilen 83.371,21 Euro asıl alacak miktarının takip tarihindeki TL karşılığının %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
c-Davalının Kötüniyet Tazminatı talebinin reddine,
d-Asıl dava yönünden alınması gerekli 36.334,66 TL harcın 6.278,44 TL tutarlı kısmı dava açılışı sırasında peşin olarak yatırıldığından bakiye 30.056,22 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
e-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 6.278,44 TL peşin harç, 419,90 TL keşif harcı olmak üzere toplam 6.742,74‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Birleşen davanın kısmen KABULÜ ile;
a—– İcra Müdürlüğü’nün —– esas sayılı takip dosyasına davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 15.301,31 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
b-Alacak likit olduğundan kabulüne karar verilen asıl alacak miktarının %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
c-Davalının Kötüniyet Tazminatı talebinin reddine
d-Birleşen dava yönünden alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.045,23 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 189,59 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 855,64 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
e-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 189,59 TL peşin harç olmak üzere toplam 233,99 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından asıl ve birleşen davada yapılan 13.500,00 TL bilirkişi ücreti, 3.696,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 17.196,50 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %99,80 oranında olmak üzere 17.162,11 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Asıl ve birleşen davada davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı kendisini asıl ve birleşen davada vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 82.609,35 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini asıl ve birleşen davada vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 1.077,10 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Asıl dava yönünden suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.317,36‬ TL sinin davalıdan, bakiye 2,64 TL sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Birleşen dava yönünden suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.317,36‬ TL sinin davalıdan, bakiye 2,64 TL sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Asıl ve Birleşen Dosya Davacı vekilinin, Asıl ve Birleşen Dosya Davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.