Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/893 E. 2021/977 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/893 Esas
KARAR NO: 2021/977
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2019
KARAR TARİHİ: 14/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında imzalanan ——uyarınca davalının ödemekle yükümlü olduğu hizmet bedellerine ilişkin kesilen faturalar kapsamında; —–dosya tahtında icra takibi başlatılmış olduğunu, belirtilen icra takibine davalı borçlu tarafından —-tarihinde haksız olarak itiraz edildiğinden ve arabuluculuk görüşmelerinde de herhangi bir netice alınamadığından işbu davayı ikame etmek gerektiğini, sözleşme uyarınca müvekkili şirketin kendisine ait bir kısım sözleşmeye konu yazıcı, bilgisayar ve sair ürünlerin teslimi, kurulumu ve ürünlerle ilgili eğitim, donanım, bakım ve destek hizmeti vermekte olduğunu, ilgili ürünlerin kullanım hakkının davalıya devredilmiş olduğunu, sözleşmelere konu hizmetlerin müvekkili tarafından gereği gibi yerine getirildiğini, bu hizmetler karşılığında davalı şirketin, müvekkili şirkete aylık donanım sağlama ve hizmet bedeli, kira bedeli, baskı bedeli ve sarf malzeme bedeli ödemekle yükümlü olup, belirtilen alacaklara ilişkin olarak müvekkili tarafından kesilen faturaların davalı tarafından ödenmemiş olduğu gibi faturalara itiraz da edilmediğini, davalı şirketin müvekkili tarafından yerine getirilen hizmete ilişkin herhangi bir ayıp veya eksikliğe ilişkin bildiriminde de bulunmadığını, hizmete ilişkin olumsuz dönüş yaşanmamış olduğunu iddia ederek, davanın kabulüne, davalı şirketin vaki itirazının iptali ile takibin faiziyle birlikte devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkümiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından sunulan dava dilekçesi incelendiğinde, davacı tarafın iddialarının maddi gerçeği yansıtmamakta olup hukuki dayanaktan da yoksun olduğunu, öncelikle davalı tarafından, müvekkili şirket ile yapıldığı iddia edilen —- incelendiğinde, bu sözleşmelerde yalnızca müvekkili şirketin imzası olup her iki tarafın imzasını barındırmamakta olduğunu, bu haliyle anılan sözleşmelerde davacı tarafın imzasının olmaması ve müvekkili şirkette de bu sözleşmelerin bir suretinin bulunmamasından dolayı içerdiği hükümlerin taraflar arasında bir bağlayıcılığı olmayıp taraflarınca bu sözleşmelerin kabulünün mümkün olmadığını ve karşı tarafın imzası olmadığından sözleşme hükmü taşımadığını, ayrıca sözleşmelerin bir suret olup bunun da davalı tarafta olduğu düşünüldüğünde, davalı tarafın bu sözleşmeye istediğinde imza atacağını veya atmayacağını, ancak bu sözleşmenin geçerliliğini asla kabul etmemek ve kabul anlamına gelmemek üzere; sözleşmelerin geçerli olduğu varsayıldığında ve sözleşmesel olarak müvekkili şirketin bir hak araması gerektiren bir durumun tezahürü halinde; müvekkili şirketin elinde davalı tarafın imzasını içerir sözleşmeler olmadığından, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı herhangi bir hak talebinde bulunamayacağını, sözleşmenin bağlayıcı olduğu düşünüldüğü varsayımında müvekkili şirketin sözleşmelerden kaynaklı herhangi bir hak talebine karşılık, davacı tarafın sözleşmede imzasının bulunmadığını ve kendisi açısından bağlayıcı olmadığını iddia ederek sorumluluktan kurtulabileceğini, bu sebeple de davacı tarafından sunulan sözleşmelerin geçersiz ve tarafları bağlayıcı olmadığının kabulünün gerekmekte olduğunu, görüldüğü üzere somut olaydaki gibi, sadece bir tarafın imzasına havi ve yalnızca bir tarafın elinde bulunan sözleşmelerin geçerli sayılması halinde hukuk ve hakkaniyet kurallarının tam aksine sonuçlar doğabileceğini, davacı tarafın,—— uyarınca bir kısım malların teslim edildiğini ve bu malların aylık kira bedelleri ile hizmet sağlanması yoluyla hak kazanılan ücretlerin müvekkili şirkete fatura edildiğini ve bu faturaların süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşmesine rağmen ödeme yapılmadığını iddia etmiş olup, davacı tarafın bu iddialarının da maddi gerçeği yansıtmamakla birlikte kötü niyetli olarak ileri sürülmekte olduklarını, davacı tarafından müvekkili şirkete teslim edilen mallar ayıplı ve kullanılamaz olduğundan dolayı müvekkili tarafından defaatle davacı tarafa birçok kez bildirim yapılmış, tamir ve onarımı istenmiş olduğunu, bunun üzerine davacı tarafından gönderilen çalışanları tarafından birçok defa uğraşılmış ancak teslime konu malların elverişli şekilde kullanıma hazır bulundurulması sağlanamamış olup, müvekkili şirkete teslim edilen malların neredeyse hiç kullanılamamış olduklarını, bunun üzerine müvekkili şirketçe teslim edilen malların aynen davacı tarafa iade edilmiş olduklarını, iade tarihinden itibaren de, müvekkili şirket uhdesinde davacıya ait herhangi bir eşya olmadığı gibi davacıdan servis, bakım, onarım gibi servis hizmetleri de alınmadığından dolayı da herhangi bir borç doğmadığını, davacı tarafından alacak kalemi olarak sunulan faturalara ilişkin iddiaların asılsız ve hukuki dayanaktan yoksun olduklarını, davacı tarafından sunulan faturalar incelendiğinde faturaların irsaliyeli olarak düzenlenmesine rağmen müvekkiline teslim veya tebliğ edildiğine dair hiçbir kayıt, bildirim veya imza içermemekte olduklarını, bu haliyle delil olarak sunulan bu faturaların hiçbir delil ve ispat hükmü bulunmamakta olduğunu, bu doğrultuda davalı tarafın dava dilekçesinde atıfta bulunduğu —– kararının, dava konusu olaya uygulanabilirliği bulunmadığını, davacı tarafın bu faturalara itiraz edilmeyerek içeriğinin kabul edildiğini iddia ediyor ise; faturaların müvekkilince teslim alındığının da yasal delilleri ile ispatlanması gerekmekte olduğunu, davacı tarafın delil olarak sunduğu faturaların müvekkili şirkete teslim veya tebliğ satyn ve bu sebeple de itiraz edilmemiş olduğundan, yani teslim veya tebliğ de olmadığından faturaların içeriğinin kabul edilmiş sayılmasının da mümkün olmadığını, ayrıca faturaların incelenmesine faturalarda aylık vade farkı —olarak yazılmakta olup, davacı ve müvekkili arasında akdedilen —- tarihli sözleşmede aylık vade farkının—– olarak belirlendiği görüleceğini, bu durumun dahi davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olduğunu göstermekte olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilen —-olup sözleşmenin başlangıç süresinin de yine bu tarih olduğunu, ancak —- incelendiğinde davacı tarafından talep edilen borç kalemlerinin ilki olan —–tarihli olduğu, sözleşmeden önce tarihli bir borcun hangi sebeple doğmuş olduğu tarafımızca merak konusu olup davacı tarafından ispatı gerekmekte olduğunu, hatta davacı tarafın dayanmış olduğu ve taraflarınca kabul edilmeyen —— tarihli sözleşmelerin kabul edildiği varsayımında dahi anılan bu faturanın tüm sözleşmelerden önceki tarihli olmakla birlikte hangi satım veya hizmete karşılık geldiğinin yasal delilleri ile ispatlanmadıkça taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, yine —- incelendiğinde davacı tarafından talep edilen —— hangi borca dayandığının taraflarınca merak konusu olduğunu, bu borç kaleminin de taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, işbu dosyaya delil olarak sunulan —- adet faturanın içeriğinde bu borç kalemine karşılık gelen bir fatura bulunmamakta olup, bu borç kaleminin faturalarda belirtilmemesine rağmen hangi satım veya hizmetten kaynaklandığını ve neden bu kaleme ilişkin dosyaya bir fatura vb. delil sunulmadığının merak konusu olup, bu hususların ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu, —– içeriklerini asla kabul etmemek ve kabul anlamına gelmemek üzere; her ne kadar sözleşme konusu malların kullanımı mümkün olmasa da tamamen iyi niyetli olarak müvekkili şirketçe —– tarihinde davacı tarafa ödeme yapıldığını, bu ödemeler her ne kadar sağlıklı şekilde kullanımı mümkün olmadıysa de teslime konu malların müvekkili şirket uhdesinde kaldığı için ticari etik açısından yapılmış olduğunu, bu sebeple de itirazları doğrultusunda davacı tarafın yasal delillerle ispat ettiği tüm borç kalemlerinin hesaplanarak, müvekkili şirketçe ödenen tutarın da mahsubu ile arada kalan başka alacak-borç ilişkisinin Mahkemece tespitinin gerekmekte olduğunu beyan ve savunmasıyla, Davanın Reddi ile birlikte davacı aleyhine en az %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, Dava masrafları ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —- esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini —-sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —– takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından alınan raporda özetle,” davacı tarafın —- hesap ekstresinin incelenmiş olduğunu, davalı şirketin —-nezdinde yer alan — Nolu hesabından, davacı şirketin — nezdindeki — Nolu hesabına, takip/dava tarihi öncesi tarih olan —-ödeme gerçekleştirildiği tespit edildiğini, davacı şirketin—- konusu ödemenin yer aldığı ve bu ödemenin davalının fatura borçlarından mahsup edilmek suretiyle kaydedildiği ve davacı şirket kayıtları itibarıyla davalı şirketten —- Asıl Alacaklı olunduğunun tespit edildiğini, tarafların Mükellefi olduğu — dosyaya celp edilmiş olan — tetkiki sonucunda, davacı şirketin — formu beyanında, davalı şirkete — fatura karşılığında — satış gerçekleştirdiğini beyan ettiği, davalı şirketin — beyanında, davacı şirketten — beyanına tabi — adet fatura karşılığında —alım gerçekleştirdiğini beyan ettiği, Taraflar arasında —–mutabakatsızlık bulunduğu, sonuç olarak; Dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, dava yanları arasında, davacının dayandığı sözleşmede, davacının imzasının olmamasının, davacı o sözleşmeye davada dayanmakla ve eylemli olarak sözleşmenin hayata geçtiğinin ikrarı ile sözleşmenin tekemmül edip etmediği bakımından, yanlar arasında bağlayıcı ve geçerli olarak kurulduğu saptamasının yapılabileceği; teknik yönden işin yapılıp yapılamadığının/malın teslim edilip edilmediğinin saptanmasının ise, dosya mündericatının mevcut halinden bu aşamada çıkarıma konu olamayacağı, davacı şirketin —- —takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere Toplam —- asıl alacak talebi üzerinden harçlandırmak suretiyle davalı şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında, rapor içinde yer bulan eksik verilerin Mahkemenin takdiri kapsamında, ilgili dava yanlarınca ikmalinin gerektiği” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen ek raporda özetle;” —-adet faturadan müteşekkil olan ve açık fatura niteliğinde olan bu faturaların peşin ödendiklerini ispata elverişli herhangi bir belgenin sunulamadığı, dolayısıyla bu faturaların peşin ödenmiş olduklarının kanıtlanamadığı, davacı şirkete yapılan —- ödemesinin ise kasaya tahsil olarak kaydedildiği görüldüğünü, faturalar ile davacı şirket kayıtlarında mevcut faturalar karşılaştırıldığında, davacı şirketçe davalı şirket adına toplamda —- adet faturanın düzenlenmiş olduğu, davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı bulunmayan tek faturanın, —– tutarlı davacı şirket irsaliyeli faturası olduğu, Söz konusu Faturanın dosyada mübrez örneği incelendiğinde, İrsaliyeli fatura niteliğinde olan işbu faturanın ve fatura içeriği malların davalı şirkete —- teslim/tebliğ edildiği tespit edildiğini, davalı kayıtlarında yer almayan —-tarihli davacı şirket irsaliyeli faturasının sözleşme haricinde sarf malzemesi niteliğindeki renkli toner satışını kapsadığını, Bilirkişi incelemesi esnasında sunulan ve rapor ekinde dosyaya kazandırılan—-yazışmalarının delil değerinin takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, söz konusu fatura içeriği — davacı şirketçe davalı şirkete teslim edilmek üzere dava dışı — temin edildiği ve —- hazır edildiği ve sözleşme kapsamında yer alan —— ürünleriyle birlikte davalı şirkete teslim edildiği, işbu teslime konu mallardan sarf malzemesi olan ve mutabakatsızlık konusu fatura içeriği tonerlerin ——– davacı şirket irsaliyeli faturasına konu edildikleri, teslime konu diğer makinelerin ise taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği—– irsaliyesine konu edilerek davalı şirkete teslim edildikleri sonuç ve kanaatlerine varıldığı, davacının davalı şirket kayıtlarında yer almayan, ancak üzerinde Teslim/Tebliğ şerhi yer alan işbu irsaliyeli faturadan kaynaklı hakedişini davalı şirketten talep edip, edemeyeceği hususunda takdirin Mahkemeye ait olacağı, Mahkemenin, davacı şirketin davalı şirket adına düzenlediği işbu faturadan kaynaklanan mal bedelinin davalı şirketten talep edebileceği yönünde hüküm kurması halinde, davacı şirketin davalı şirketten talep edebileceği asıl alacağının — olabileceği, Mahkemenin aksi yönde hüküm kurması halinde ise, davacı şirketin davalı şirketten talep edebileceği asıl alacağının; —- olabileceği, işlemiş faiz talebi yönünden; Davacı yanca örneği dosyaya sunulan ve Dava Dışı — tarafından ——Yevmiye nolu İhtarname incelendiğinde, İhtarnamenin gerek dava dışı şirket tarafından gerekse takip tarihi sonrası davalı şirkete keşide edilmiş olması nedenleriyle, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere davalı şirket adına takip öncesi temerrüt oluşturmaya sebebiyet veremeyeceği tespit edilmiş olup, İşbu tespit muvacehesinde; davacı şirketin işlemiş faiz talebinde bulunup, bulunamayacağına yönelik takdirin Mahkemeye ait olacağı, takip öncesi temerrüt oluşup, oluşmadığı, davacı şirketin davalı şirketten takip öncesine ilişkin faiz talebinde bulunup, bulunamayacağı, dolayısıyla davacı şirketin takip öncesine ilişkin — faiz talebinin takdirinin Mahkemeye ait olacağı” şeklinde rapor sunulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi —-yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. —- Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Her iki tarafça —– bildirilen faturalar yönünden olaya emsal olan —– tarihli ilamında da açıklandığı üzere davalı, davaya dayanak faturaya ilişkin beyanname vermekle malları/hizmeti teslim almış sayılacağı değerlendirilmelidir. Somut olayda tarafların —-formları bir adet fatura dışında uyumludur. —- bedelli faturanın davalı tarafından vergi dairesine bildirilmediği görülmüştür. Buna göre her iki tarafın da —— adet fatura yönünden davalının sözleşme konusu malları/hizmeti teslim aldığı, teslim aldığı malların ve hizmetin de bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekmektedir. Davacının faturalardan kaynaklanan yükümlülüğün gerçekleştirdiği kabul edilmiştir. —— bedelli fatura yönünden de davalı şirket yetkilisi isticvap edilmiş, davalı şirket ile ticari ilişkide bulunduklarını, isticvaba konu — seri numaralı sevk irsaliyesinde bulunan malları ve faturayı teslim almadıklarını, —-çalışanı olmadığını, zaman zaman kendisi ile iş yaptıklarını, davaya kon malları taşıması için —- bir anlaşması olmadığını beyan ettiği anlaşıldığından söz konusu faturada yer alan mal-hizmet tesliminin yapılmadığı bu fatura yönünden davacının alacaklı olmadığı kanaati ile davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar davalı taraf sözleşmede davacının imzasının bulunmadığını dolayısıyla sözleşmenin geçersiz olduğunu iddia etmiş ise de sözleşmede davalının imzasının bulunduğu, kendi imzasına yönelik bir inkarının olmadığı, sözleşme kapsamında kesilen faturaları vergi dairesine bildirdiği yani sözleşmesel ilişkiyi kabul ettiği bu durumda sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması olacağı anlaşıldığından davalının bu yöndeki itirazları kabul görmemiştir.
Dosya kapsamında davalıyı temerrüde düşürücü bir ihtar bulunmamaktadır. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için davalının TBK. 117 (eski TBK. 101) maddesi uyarınca temerrüt ihtarnamesi ile temerrüde düşürülmesi ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) şarttır.
Takibe kadar işlemiş faize yönelik davalı itirazının haklı olduğu değerlendirilerek takibe kadar işlemiş faiz tutarı bakımından davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının—-Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin —- asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı — davacı tarafça peşin olarak yatırılan— harcın mahsubu ile bakiye — harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 603,87 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 648,27 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 268,35 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.368,35 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.922,44 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 18,35 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 3.45 TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 6.076,11TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.071,47-TL.sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 248,53 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——– Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/12/2021