Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/881 E. 2020/160 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/881 Esas
KARAR NO : 2020/160

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 15/02/2019
KARAR TARİHİ : 26/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul —–.İcra Müdürlüğünün ———– Hakkında icra takibi başlatıldığını, 19.09.2017 tarihinde icra müdürlüğü karar tensip tutanağı ile şirketin ihyası için dava açılmak üzere süre verildiğini, ——–tarihinde sicilden resen terkin edilmiş olduğunu, taraf teşkili işlemleri açısından ——– numarasında sicile kayıtlı —— ihyasına karar verilmesini ve ek tasfiye işlemleri açısından tasfiye memuru atanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olup davaya karşı cevap dilekçesi vermemiş ve duruşmaya da katılmamıştır.
Mahkememizce; —– ihyası talep edilen —- hangi nedenle, hangi usulle, hangi yasal düzenleme gereği, hangi tarihte terkin edildiği hususu sorulmuş, İstanbul —–İcra Dairesi’nin —— esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Dava, ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan —- ihyası istemine ilişkindir.
Toplanan delillere göre, davacının alacağının tahsili istemiyle ihya talebine konu —- İstanbul —. İcra Müdürlüğünün —— esas sayılı dosyası ile ilama dayalı icra takibi başlattığı, icra takibi devam ederken borçlu şirketin ticaret sicilinden resen terkin edildiğinin anlaşılması üzerine icra müdürlüğünce verilen yetki ve süreye istinaden davacı vekilinin işbu şirketin ihyası davasını açtığı anlaşılmıştır.
TTK’nin geçici 7. maddesinin 15. fıkrasının son cümlesi uyarınca, ticaret sicilinden kaydı silinen şirketin alacaklıları veya hukuki menfaati bulunanlar, haklı sebeplere dayanarak, silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir. Davaya konu şirketin sicil kaydı —- tarihinde resen terkin edildiğinden, dava bu kapsamda süresi içinde açılmıştır.
TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nin geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere —-aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. TTK’nin geçici 7. maddesine göre açılan şirket ihyası davalarında husumet sadece ticaret sicil memurluğuna yöneltilir. Tasfiye memurları veya yöneticilerine husumet yöneltilmez, davaya dahil edilmeleri gerekmez. Eğer, şirket ihyası davasını ihyası istenen şirket ortak veya yöneticileri açmış ise, bu davanın bir nevi iptal davası gibi düşünülüp, terkin iptal edildiğine ve şirket tekrar faaliyetlerine devam edeceğine göre TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanmasına gerek yoktur. Ancak, şirket alacaklıları ihya davası açmış ise, alacaklıların işbu davaya açmaktaki amaçları, alacak davasında husumet yöneltilecek bir hasım bulunması olup, alacak davası sonuçlandıktan sonra şirketin sicilde kaydının bulunmasında veya faaliyetine devam etmesinde, gerek alacaklı, gerekse şirket için herhangi bir yarar bulunmadığından bu tip davalarda TTK’nin 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanması gerekir.
Yapılan yargılama sonucunda, ticaret sicil memurluğunun TTK’nin geçici 7. maddesine aykırı olarak bir şirketi terkin ettirdiği tespit edilir ise bu durumda yasal hasım olmadığından, kendi hatalı eylemi ile şirket terkin edildiğinden oluşacak yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumludur.
Fakat, şirketin TTK hükümleri uyarınca genel kurulunun tasfiye kararı alması, atanan tasfiye memurları tarafından yapılan işlemler sonucu tasfiye — şirketin terkin edilmesine yönelik davalarda ise, husumet ticaret sicil memurluğu ile son tasfiye memurlarına yöneltilir. Bu tip davalarda ticaret sicil memurluğu yasal hasım olup, aleyhine yargılama giderine hükmedilemez.
Her halükarda TTK’nın 547/2. maddesine göre şirketin ihyasına karar verilirse ek tasfiye memuru atanır.
İhyası istenilen şirketle ilgili yapılan işlem dosyası ticaret sicilinden celp edilmiştir. Celp edilen belgelere göre, şirketin TTK geçici 7. maddesi kapsamında kaldığının belirlenmesi üzerine 2 aylık süre içinde münfesih olması sebebinin ortadan kaldırılmasının, ihtaren bildirildiği ve ihtarın — Gazetesinde yayınlandığı anlaşılmıştır.
Buna göre, davalı —- Yasaya ve yukarıda anılan tebliğ hükümlerine uygun işlem yaptığı, ihyası istenen şirketin sicilden terkin edildiği tarihten önce, davacı şirketin ihya istemine konu icra takibinin ve takibe dayanak Kadıköy —- Asliye Hukuk Mahkemesinin—— Esas sayılı dosyasının davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne bildirilmemiş olduğu, davalı — Müdürlüğünün de bu davadan haberdar olmasının mümkün olmadığı, davacının terkin işleminden sonra haklı bir neden ileri sürerek işbu şirketin ihyasını talep ettiği anlaşılmakla İstanbul —- sicil numarasında kayıtlıyken TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca sicilden terkin edilen —- ticaret sicil kaydının İstanbul —. İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı icra takine konu alacağının tahsili işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar vermek gerekmiştir.
Şirket ihyası davasını ihyası istenen şirket ortak veya yöneticileri açmış ise, bu davanın bir nevi iptal davası gibi düşünülüp, terkin iptal edildiğine ve şirket tekrar faaliyetlerine devam edeceğine göre TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanmasına gerek yoktur. Ancak, şirket alacaklıları ihya davası açmış ise alacaklıların işbu davaya açmaktaki amaçları, alacak davasında husumet yöneltilecek bir hasım bulunması olup, alacak davası sonuçlandıktan sonra şirketin sicilde kaydının bulunmasında veya faaliyetine devam etmesinde, gerek alacaklı gerekse şirket için herhangi bir yarar bulunmadığından bu tip davalarda TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanması gerekir. —- sayılı ilamı). Bu nedenle TTK’nin 547/2. maddesine göre şirketin yöneticilerinden —– ek tasfiye memuru olarak atanmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalı —- aleyhine yargılama masrafı ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği hususuyla ilgili yapılan inceleme de, davalı sicil müdürlüğünün şirketin terkin tarihinde derdest davasından haberdar olduğu ve bu hususta bilgilendirildiği dosya kapsamı itibari ile kanıtlanamadığı gibi, terkin işleminin usulsüzlüğüne dair başkaca bir iddia da ileri sürülmediğinden, bu durumda mahkeme masrafları ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olacağı, Yargıtay uygulamasına göre de davalı—- Sicil Memurluğunun yasal hasım konumunda olduğu anlaşıldığından davalı —- harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Davanın KABULÜ ile —- ——– numarasında kayıtlıyken TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca sicilden terkin edilen ———— ticaret sicil kaydının İstanbul —. İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı icra takine konu alacağın tahsili işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olarak — yeniden tesciline,
2-TTK’nın 547. maddesi uyarınca ek tasfiye işlemleri için dava konusu şirketin yöneticilerinden ——ek tasfiye memuru olarak atanmasına,
3-Kararın —— tescil ve ilanına,
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin yatırılan toplam 44,40 TL hacın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı —- yasal hasım olduğundan ve yukarıda belirtilen diğer nedenlerle aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.