Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/880 E. 2021/616 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/880 Esas
KARAR NO: 2021/616
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/12/2019
KARAR TARİHİ: 02/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davalının —- olduğunu abonesi olduğunu, Tesisata ait bir kısım elektrik tüketim fatura bedellerini ödemediğinin müvekkili şirket kayıtları ile tespit edilmiş olduğunu Fatura borçlarının ödenmemesi üzerine, davalı aleyhine —– dosyası ile takip başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiğini takibin durduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinde sonuçsuz kaldığını tüm bu nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takip konusu borcun müvekkiline ait olmadığını, sözleşmede her ne kadar müvekkillerinin murisi ——- ismi yer alsa da bunun sebebinin, müvekkillerinin murisinin arsa maliklerinden olmasından kaynaklandığını, davacı kurum tarafından düzenlendiğini belirttiği faturalarda da müşteri grubu kısmında, —– olduğunu, İşbu sebeple — alanına ait olan borcun site yönetimi yerine müvekkillerine yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın——— gerektiğini, husumetin dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiğini, haksız ve hukuka aykırı açılan iş bu davanın reddine, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,——- takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,— takip dosyasının incelenmesinde; —- tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği borçlu vekilleri tarafından —- tarihli itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Dava konusu tesisattan ve bu elektrik tesisatının borçlarından —— mirasçıları olan davalıların sorumlu olduğunu, davacının, dava konusu Sözleşme ve dava konusu fatura dönemlerinde yürürlükte bulunan—– aykırı davranarak, dava konusu elektrik tesisatının ödenmemiş borçları nedeniyle, davacının dava konusu elektrik tesisatının elektriğini kesmesi gerekirken, tam —- boyunca ödenmemiş borçlar/faturalar nedeniyle elektriğini kesmediği, bu nedenle de, —-aykırı davranarak — işlediği ve bu nedenle de dava konusu elektrik tesisatının—-birikmesine sebep olduğunu, davacının dava konusu ettiği faturaların toplam tutarının ve son ödeme tarihlerinden itibaren, İcra Takip tarihi olan — tarihine kadar olan —-olduğunu, ve—vefatı nedeniyle mirasçılarına,——— olduğu husaslarını beyan ve rapor etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; —- davacı kurum nezdinde dava konusu——– kaynaklanan borçlarından mirasçıları olan davalıların tahsilde tekerrüre yer vermemek kaydıyla müteselsillen sorumlu olduğu, söz konusu tesisata ilişkin —- biriktiği, anlaşılmakla ; bir kaç dönem boyunca elektrik bedellerinin ödenmemesi halinde elektriğin kesilmesi gerektiği halde davacı elektrik şirketi tarafından elektriğin on dört fatura dönemi boyunca kesilmediği, bu durumun müterafik kusur teşkil edeceği gözetilerek —- zammı üzerinden takdiren —- yapılmasına karar verilerek; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu kısmen hükme esas alınarak davanın kısmen kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun —–fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddi ile davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜNE,
2—- icra dosyasında —–gecikme zammı, üzerinde Borçlar Kanunu’nun 44.maddesi uyarınca —oranında indirim yapılarak —- işlemiş faiz yönünde davalıların takibe itirazının iptaline, takibin toplam— üzerinden devamına, asıl alacağa — sayılı yasa gereği değişecek oranlar gecikme zammı, gecikme zammına—- işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Dava konusu alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Karar harcı 1.265,07 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 265,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 999,83‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 265,24 TL peşin harç olmak üzere toplam 309,64‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 967,40 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 815,79 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.441,77 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10- Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.113,13 TL’nin davalıdan, 206,87 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —–Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/07/2021