Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/876 E. 2021/209 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/756 Esas
KARAR NO: 2021/216
DAVA :Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2019
KARAR TARİHİ: 03/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı —– arasında ——- yıldan fazla süredir —– kapsamında ticari ilişkilerinin bulunduğunu, davalı ——tarafından alınan malların bedelleri nakit ve çek olarak ödendiğini, davalı—– talebi doğrultusunda müvekkil şirketin, çek verildi bordrosunda dökümü yapılan çekler, aralarındaki ticari ilişkiye istinaden riske karşılık teminat olarak verildiğini, —— şubesindeki hesabından keşide edilen — seri nolu — vade tarihli ve —— bedelli çek olduğu), davalı — başvurduğunu,— yapılan ilan üzerine öğrenildiğini, bunun üzerine müvekkilinin ——- dosyasına sunduğu dilekçe ile konkordato geçici mühlet kararına itiraz ederek davaya müdahil olunduğunu, karşılıklı güven nedeniyle karşılıklı teminat için verilen çekin davalı — tarafından tahsil amacıyla davalı— verildiğini, davalı —— teminat karşılığı verilen dava konusu çek ile diğer çeklerin talep edildiğini, davalının işin sürümcemede bıraktığını ve akabinde konkordatoya başvurarak borçlu olmadığı takip ve haciz tehditi altında bulunulduğunu, yine başvuruda bulunarak ———sayılı ilamıyla çekin bankaya ibrazı halinde ödenmemesi yönünde tedbir kararı aldırıldığını, davaya konu borçlu olmadığı çek nedeniyle çekin yazılması ve bu nedenle ticari itibarının sarsılacağını, tedbir kararı verilmediğinde, borçlu olmadığı halde ödemek durumunda kalınacağını, belirtilen nedenlerle öncelikle çekin icra takibine konu edilmemesini, icra takibine konu edilmişse takibin durdurulmasını, akabinde çekin iptali ile borçlu olunmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu çek ile diğer çeklerin sözleşme esnasında keşide edildiğini ve ileri tarihli düzenlendiğini, çekin teminat karşılığı verildiği yönündeki beyanın soyut olduğunu, çekte vadenin bulunmadığını, çekin sipariş edilen mal karşılığı olarak teminat olarak verildiğini ve mal teslimi gerçekleşmediği için karşılıksız kaldığını kanıtlanmadığını, davacının borçlu olmadığının ispat edilmesi gerektiğini, ———— sayılı dosyasıyla konkordato sürecinin devam ettiğini, bu hakkın da yasal olarak kullanıldığını, buna rağmen ticari faaliyetlerinin devam ettiğini, davaya konu çekin bağlantı sözleşmesine dayalı olarak verildiğini, sözleşme feshedilmeden ve sevkiyat dönemi bitmeden, sözleşme şartları devam ettiğinden davanın reddi gerektiğini, davaya konu çekin konkordato sürecinden önce bankaya tahsil amaçlı verildiğini, konkordato süreci öncesinden çekin alınabileceğini, ancak konkordato nedeniyle çeklerin bankalarca müvekkile verilmediğini ve blokeler konulduğunu, konkordato süreci nedeniyle bankaların, tahsil için verilen çekleri doğrudan teminat sayıp gelen çek tahsilatlarını blokelediğini ve kredilere mahsup edip haksız şekilde kredi borçlarından düştüğünü, bu sebeple bankalarda bulunan tüm çeklerin bedellerinin konkordato komiserinin denetim ve gözetim altında olduğundan, mahkemeden ek tedbir kararı alındığını, bu karar uyarınca tüm bloke işlemlerinin kaldırıldığını, karar doğrultusunda tüm çeklerin talep edildiğini, ancak bankalarca çekleri vermediğini, müşteri çeklerinin tahsil edilip borçlardan düşüldüğü için kendilerinin kusurunun bulunmadığını, aynı mahkemeden ek tedbir talebi sonucunda, tedbirle ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğini, bankaların —– tarihli tedbir kararına karşı yapılan itirazların reddine karar verildiğini belirterek tüm sorumluluğun bankalara ait olduğunu, kendilerinin haksız yere davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinin davanın kendileri açısından reddine verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
Dava hukuki niteliği itibariyle menfi tespit davasından ibarettir
Davacı vekilinin —-tarihli dilekçesi ile, davalı tarafla yapılan sulh anlaşması sebebiyle davadan feragat ettiğini tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinde bulunmadığını beyan ettiği görüldü.
HMK 307. vd maddeleri gereğince davadan feragatin, davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran taraf işlemlerinden olduğu, hüküm ifade edilmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı olmadığı hükme bağlanmış olup davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 2.561,63 TL harçtan karşılanarak bakiye 2.502,33 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Talep olmadığından taraflar lehine vekalet ücretine takdir edilmesine yer olmadığına,
6-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı03/03/2021