Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/860 E. 2022/657 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/860 Esas
KARAR NO:2022/657

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:02/12/2019
KARAR TARİHİ:06/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
— tarihinde davalı sürücü— idaresinde, diğer davalı —maliki olduğu ve davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı —-plakalı aracın yaptığı trafik kazası sonucu, —- yolcu olarak bulunan davacı müvekkilin yaralandığı, maddi ve manevi zarara uğradığı; kazada davalı sürücü —- kusurlu olduğu, olayla ilgili olarak ceza yargılamasının —Esas sayılı dosya devam ettiği, meydana gelen zarardan davalıların sorumlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik davacı için—- maddi tazminatın davalı sürücü—-
ve işleten davalı — yönünden olay tarihinden, diğer davalı — temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; —- manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin davalılardan sürücü—-den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olayda sürücü—- herhangi bir kusurunun olmadığını, kazalı davacının gece— sularında havanın tam manasıyla karanlık olduğu ve görüş yeterliliğinin oldukça kısıtlandığı bir vakitte park halindeki—üzerinde oturur vaziyette olduğunu, Karayolları Trafik Yönetmeliğinde yer alan şekilde — ve yolcuları için gece görünürlükleri sağlayacak şekilde giyinmeleri veya giysilerine —- işaret takmaları yönündeki hükme aykırı davrandığını, kendisinin görünmesini sağlayacak hiçbir giysi ve işaret kullanmadığını,—- sürücü ve yolcuları için üretilmiş birçok —gibi vücudun tamamını korumaya yönelik ve bu şekilde park halinde iken çarpma, —düşme durumunda sürücü ve yolcuların zarar görme ihtimallerini tamamen sıfırlayan hiçbir metaryelin davacı tarafından kullanılmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler esas alındığında; —- tarihinde davalı sigortanın —olduğu, sürücü davalı—- sevk ve idaresindeki —plaka sayılı aracın —-yolcu olarak bulunan davacıya çarpması neticesinde yaralanmalı trafik kazasının meydana gelmiş olduğu, —- yazısı ile —- tarihinde gerçekleşmiş olan trafik kazasına ilişkin olarak davacıya herhangi bir ödemenin yapılmadığının bildirilmiş olduğu; Mahkememizce davacının maluliyetinin tespiti amacıyla dosya,—- maluliyet tespit raporu ile mevcut tıbbi belgelere göre; —- doğumlu—tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, — tarih ve 27021 sayılı— yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve— ve eğitimi mezunu olduğu bildirilmekle meslek grup numarası — kabul olunarak —-oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren —) aya kadar uzayabileceği—tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, —tarih, 30692 sayılı Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirildiğinde; kişinin tüm vücut engellilik oranının —- olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Mahkememizce aldırılan — tarihli bilirkişi raporu ile — tarihinde meydana gelen ve —- yaralandığı trafik kazasında önceden teknik olarak belirlenmiş (KTK’ nun 46/a, 47/c,d, 52/b. 60, 67/a. Md. ile KT. Yönet. 118,137. Md. Trafiğin akışı, Trafik İşaretlerine Uyma, Hızın Gerekli Şartlara Uygunluğunu Sağlama,Duraklama, Araç manevraları) hukuk normuna karşı dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen —sürücüsü davalı—-Oranında Asli ve Tamamen Kusurlu” olduğu,
kaza tarihinde — plakalı — sigortası olan davalı— ise ( KTK’ nun 91. Md. Sigorta) kurallar gereği araç sürücüsü davalı— kusuru oranında ve sigorta kapsamında sorumlu olduğu, park halinde durmakta iken çarpılmaya uğrayan ve herhangi bir kural ihlali bilgisine rastlanmayan — plakalı —- sürücüsü dava dışı — kazada etkisi olmadığı, alabileceği bir tedbir bulunmadığı ve “Tamamen Kusursuz” olduğu, park halindeki — plakalı —üzerinde oturmakta iken kazada yaralanan ve herhangi bir kural ihlali bilgisi bulunmayan davacı—kazada ve kendisinin yaralanmasında etkisi olmadığı, alabileceği bir tedbir bulunmadığı ve “Tamamen Kusursuz” olduğu ,
—ay süre ile bir başkasının bakımına muhtaç
olduğu,— ay iş göremez durumda ve—ay süreyle bir başkasının yardımına muhtaç kalan davacı — maddi zararının —- ibaret bulunduğu
sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Mahkememizce taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişiler tarafından sunulan — tarihli rapor ile tarafların itiraz dilekçe ve eklerine göre dosya kusur yönünden yeniden incelenmiş ve kök
raporumuzda belirtilen aynı görüş ve kanaate olunduğu, hasta ve davacı — iyileşme süresi içerisinde, daha önce hesaplanan bakım giderleri haricinde toplam— ilave—yapmış olduğu,davalı ve davacı tarafların itirazları yukarıda teke tek değerlendirildiği üzere herhangi bir
isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
— tarihinden önce meydana gelmiş olan trafik kazalarında cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında — iskonto yöntemiyle zarar görenlerin tazminat alacağı hesaplanıyordu— tarihinden sonra meydana gelen ve — tarihinden sonra düzenlenmiş olan poliçelerde —yaşam tablosu ve —artırım —- iskonto yönteminden vazgeçilerek poliçelerin eki niteliğindeki genel şartlar gereğince tazminat hesabında—- Teknik Faiz yöntemi kullanılmaya başlanıldı. Anayasa Mahkemesi’nin —tarih —- Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar — yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay — Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında —artırım — iskonto yöntemi benimsenmiş olup— yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir. (Yargıtay —HD.—tarihli ilamı)
6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararlarının da bu kapsamda olmasına, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacının geçici iş göremezlik tazminatını, davalı sigorta şirketinden talep edebilmesine, her ne kadar davalı tarafından —-yeni genel şartları ve 6111 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince geçici iş görmezlik zararlarının tedavi giderleri kapsamında olduğundan bahisle, —- sorumluluğunda olduğu iddia edilmiş ise de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme– iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının —sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenlemenin de yer almamasına göre mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmış olup, davalı sigorta vekilinin bu yöndeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde, bedensel zarar kapsamına giren zarar türleri örnekseme yoluyla sayılmış olup, Yargıtay —Hukuk Dairesi’nin uygulamaları gereği geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve — sorumluluğunda olmayan (belgesiz) tedavi giderleri de anılan kanun hükmü kapsamında tazmini gereken zararlardandır. Diğer yandan, davalı tarafın savunması haklı kabul edilerek, —tarihinde yürürlüğe giren —- Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği, zarar görenin tedavisinin devam ettiği döneme ilişkin geçici bakıcı gideri zararının, geçici işgöremezlik zararının ve tedavi giderlerinin sağlık giderleri içinde yer aldığı ve — teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesinde — karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği — – sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. — hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. —–
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan iyileşme sürecindeki geçici bakıcı gideri, geçici işgöremezlik ve belgesiz tedavi giderlerine ilişkin zarardan sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan, davacının bakıcı giderlerinden sorumlu olunmadığı yönündeki davalı sigorta vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.2918 sayılı KTK’nın 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar”, Aynı Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, —- öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç —gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü düzenlenmiştir. 2918 sayılı KTK’nın 99. maddesi yürürlükte olup, genel şartlarda belirlenen belgeler sigortacıya sunulmadığı takdirde Yargıtay uygulamaları gereğince KTK’nın 97. maddesi ve Genel şartlar Ek 6. maddesi gözetilerek davacının dava açılmadan önce usulüne göre davacıya başvurduğundan söz edilemeyecek ve dolayısıyla sigorta dava dilekçesiyle birlikte ihbar olunmuş sayılacağından dava tarihinden itibaren temerrüte uğramış sayılacaktır.—Maluliyet ve kusur raporu dikkate alınarak düzenlenen —-raporunda ise, davacının olaydan kaynaklı geçici iş göremezlik nedeni ile bakıcı ihtiyacı nedeni ve kalıcı iş göremezlik nedeni ile tazminatı hak ettiğinin belirtilmesi karşısında davacı vekilinin talep arttım dilekçesi de dikkate alınmış ve davalı sigorta şirketinin ise kazaya sebep olan kusurlu sürücünün kullandığı aracın olay tarihinde geçerli—- poliçesini düzenlemekle hesaplanan tazminat miktarından avans faiz üzerinden sorumlu olduğu anlaşılmış ve böylece davanın kabulü ile, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile— geçici iş göremezlik tazminatı, —bakıcı gideri — tedavi giderinin davalı — yönünden poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla dava tarihi olan— tarihinden ve davalılar—-yönünden kaza tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ,kazanç kaybı talebi ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar yönünden ise davacının taleplerini ispatlayamaması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
6098 sayılı TBK’nun 49 ve 56. maddelerine göre Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Hâkim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nesafetle) karar vereceği Medeni Yasa’nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Dava konusu olayın işleniş biçimi, olay tarihi, davacının yaralanmasının mahiyeti, sürekli maluliyetinin bulunmaması, davalı tarafın kusur durumu, davacının çektiği acı ve duymuş olduğu üzüntünün boyutu, tarafların sosyal ekonomik durumu birlikte değerlendirildiğinde ayrıca hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi gözden uzak tutulmayarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile— manevi tazminatın kaza tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar —- müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE; — geçici iş göremezlik tazminatı, —bakıcı gideri ,— tedavi giderinin davalı —- yönünden poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla dava tarihi olan — tarihinden ve davalılar — ve davalı — yönünden kaza tarihi olan— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine
2-Kazanç kaybı talebi ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar yönünden reddine
3-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE; — manevi tazminatın kaza tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar — ve davalı — müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine
4-Karar harcı — davacı tarafça peşin olarak yatırılan — harç ile— müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan — başvurma harcı,— peşin nispi harç ve — ıslah harcı olmak üzere toplam — harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan —tebligat ve müzekkere gideri,— bilirkişi ücreti olmak üzere toplam — yargılama giderinin haklılık oranına göre— sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen — nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın maddi tazminat talebinde reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen — vekalet ücretinin davacıdan alınarak — ayrı ayrı verilmesine,
10-Davacı kendisini manevi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca hesaplanan — davalılar—-alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalı—kendisini manevi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca hesaplanan — davacıdan alınarak, Davalı —-verilmesine,
12-Taraflarca tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa tarafa iadesine,
13-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca — bütçesinden ödenen —- arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre —davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,—- davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren — haftalık süre içinde — Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.