Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/857 E. 2019/113 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/857 Esas
KARAR NO : 2019/113

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2019
KARAR TARİHİ : 04/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle: müvekkillerinin murisi olan —————-. Ünvanlı işverenin — bulunan şantiyesinde montajcı olarak saat ücreti net 10,95 —— üzerinden çalıştığını, ücretine ilave olarak fazla mesai, üç öğün yemek, barınma, uçak bileti ve şantiye ile lojman arası ulaşım giderleri de işveren tarafından karşılandığını, son maaş bordrosu ve —-çalışacak —- ile yabancı işveren arasında geçerli iş sözleşmesini eklediklerini, murisin işveren nezdindeki çalışma sırasında iklim şartları ve işin ağırlığı sebebiyle 02/12/2009 tarihinde vefaf ettiğini, müvekkillerine murisin vefatı sebebiyle hiçbir ödeme yapılmadığını tüm bu nedenlerle müvekkillerinden … için 100,00 TL maddi ve 75.000 TL manevi tazminatın ölüm tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tazmine, müvekkillerinden … için 100,00 TL maddi ve 75.000,00 TL manevi tazminatın ölüm tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tazmine, müvekkillerinden … için 40.000 TL manevi tazminatın ölüm tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tazmine, müvekkillerinden … için 40.000 TL manevi tazminatın ölüm tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tazminine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, iş ilişkisinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Somut olayda, davacılar, dava dışı işveren ve davalı … şirketi arasında aktedilen işveren sorumluluk sigorta poliçesine istinaden, dava dışı işverene ait iş nedeniyle vefat ettiğini ileri sürdükleri müteveffa işçinin mirasçısı sıfatıyla ilgili poliçe ile teminat altına alınan risklerden sorumlu olduğu iddiasıyla işbu davayı açmış olup, bu durumda temel hukuki ilişkinin işçi işveren ilişkisine dayalı olmasına ve yargılama sırasında sigorta hukuku değil İş Kanununa göre dava dışı işverenin sorumluluğunun da tartışılacak olmasına göre, iş mahkemeleri görevlidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde uyuşmazlığın 4857 sayılı iş kanunu ve 5221 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun ilk maddelerinde belirtildiği üzere davanın iş mahkemesinde görülmesi gerekir.
Tüm bu yapılan açıklamalar neticesinde, görev hususu dava şartı olduğundan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/15-2141 Esas, 2019/442 Karar sayılı ilamı doğrultusunda doya üzerinden yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesine göre mahkememizin görevsizliğine ve davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair tensiben aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) DAVANIN GÖREVSİZLİK NEDENİYLE DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2-) Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-) 6100 sayılı HMK md. 331/2 uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına ancak Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi ve bu durum belirtilerek Mahkememizden talepte bulunulması durumunda harç ve yargılama giderleri konusunda Mahkememizce karar verilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile tensiben verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.