Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/853 E. 2020/265 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/853 Esas
KARAR NO: 2020/265
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2019
KARAR TARİHİ: 23/06/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının ———- tarihinden davalı şirket tarafından acentelik ilişkisinin haksız olarak fesh edildiği ——- tarihine kadar davalı —— acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, sektör bilinirliği az olan davalı ——- müşteri kazandırmak için yoğun çaba gösterdiğini, davalı —— sektörde bilinirliğine katkı sağladığını, davalı—— tarafından, davacıya gönderilen ———tarihli ihtarname ile davacı ile aralarındaki acentelik ilişkisinin, Acentelik Sözleşmesinin 27. Maddesi gereğince 3 ay sonra fesh edileceği bildirilmiş ve ———- tarihli fesihname ve azilname ile de davacının acentelik ilişkisi sona erdirildiğini, acentelik ilişkisinin ihbar öneline uyarak tek taraflı olarak fesh edileceği bildirildiği, davalı tarafından yapılan fesih haksız fesih olup, davacının TTK 122. Maddesi gereğince denkleştirme (portföy) tazminatına hak kazandığını, denkleştirme tazminatına hükmedilebilmesi için sigorta şirketinin kusurlu olup olmamasının bir önemi bulunmamakta, acentenin kusurlu olup olmadığı önem taşıdığını, davacı acentenin kusuru olmadığı açık olup bu halde; uygun miktarda denkleştirme tazminatına hak kazandığını, davacı rekabetin yoğun yaşandığı ve aktör şirket sayısının fazla olduğu sigorta sektöründe acentelik ilişkisi boyunca davalı ——–müşteri kazandırmak için yoğun çaba ve gayret sarfettiğini, gerek ulusal geleneksel medya da gerekse ———— reklam yoluyla bilinirliğini arttırma kaygısı taşımayan davalı şirketin marka değerini acentelerinin çabalarına borçlu olduğunu bu halde davacının bu çabası denkleştirme talebimizde önemli rol oynadığını, davalı şirket, davacının yukarıda izah edilen gayret ve çabaları neticesinde elde ettiği müşterilerle olan ilişkisi nedeniyle kazanç elde etmeye devam etmekte iken keyfi bir durum ile sözleşmesi sona erdirilen davacının ise davalı şirkete kazandırdığı bu müşterilerden ücret elde edemeyeceğini, denkleştirme amacıyla davacıya uygun miktarda tazminat ödenmesi gerektiğini, davacı acentenin denkleştirme tazminatına hak kazandığını, TTK’nın 122. maddesinin 2. Bendinde ise acenteye ödenmesi gereken tazminatın hesaplanma yöntemi hüküm altına aldığını, davacının acentelik sözleşmesinden kaynaklı alacaklarının tahsili için arabuluculuğa başvurulmuş ise de; görüşmeler neticesinde anlaşma sağlanamadığı, davanın belirsiz alacak davası olarak kabulün ile fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla portföy tazminatı alacağı olarak———- alacağın fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın portföy tazminatı talebine ilişkin olarak davalı şirkete karşı ikame edildiğini, davacının kötüniyetle haksız bir şekilde maddi menfaat elde etme amacıyla davalıyı zarara uğratmaya çalıştığını, davacının hiç bir haklı gerekçe göstermeksizin menfaat elde etmeye çalışması, portföy tazminatı talep etmesi son derece haksız ve mesnetsiz olup davanın reddi gerektiğini, haksız menfaat elde etme amacıyla açtığını, dava konusu acentelik sözleşmesi ——– tarihinde feshedildiğini, davanın ise ———- tarihinde açıldığını, davacı kanuna aykırı hareket ederek portföy tazminatını kanuni süresi içinde talep etmemiş 1 yıllık süreye uymadığını, davacının bu hak düşürücü süre içinde herhangi bir tazminat talebinin olmaması ve kötüniyetle haksız menfaat elde etme amacıyla işbu davayı açması sebebiyle davanın usulden reddi ile, davacı ile davalı şirket arasında ———– tarihinde acentelik sözleşmesi tanzim edildiği acentelik sözleşmesi ve 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri kapsamında davacı acentenin belli yükümlülükleri bulunduğunu, davalı şirket acentenin faaliyetlerinden yeterli verimi alamamış, acente kendisinden beklenen satış hedeflerini gerçekleştirememiş, davalının zarara uğramaması ve maddi kayıp vermemesi için gerekli dikkat ve çabayı göstermeyerek davalıyı zarara uğrattığını, acente kendisinden beklenen satış hedeflerini gerçekleştirememiş ve müvekkili zarara uğrattığını, acentenin ———–yılları arasındaki prim üretimlerini gösteren tablo ile davacının zarar durumu ve bu zararın büyümesine sebep olan hususların kalem kalem gösterildiği tabloyu dilekçemiz ekinde sunduklarını, davacı şirket —— tarihli ihtarname ile davalıya, ——- tarihinden bu yana yürürlükte olan ———aylık ihbar süresi sonunda geçerli olmak üzere feshedileceğini bildirdiğini, davalıya——Noterliği ———–yevmiye numaralı fesihname ve azilname gönderdiğini, davacı acente ise davalı ——- zarara uğratmış olmasına rağmen işbu davayı davalı aleyhine açmış ve portföy tazminatı talebinde bulunduğunu, haksız, kötüniyetli ve kanuni dayanaklardan yoksun bu talebin kabulü mümkün olmadığını, portföy tazminatı talebine hak kazanabilmek için kanunen belli şartların kümülatif tarzda bulunması gerektiğini, davalı tarafın acentelik süresi boyunca davalıya yeni müşteri kazandırmadığı gibi davalı ile herhangi bir menfaat sağlamadığını, davalı sözleşme süresi boyunca zarara uğrattığını, davacı davalıyı zarara uğratması sebebiyle hakkaniyet gereği de böyle bir tazminata hak kazanması mümkün olmadığını, davacı davalıya yeni müşteri kazandırdığına ve sözleşmenin feshinden sonra davalıya bu sebeple önemli menfaat kazandırdığını gösterir herhangi bir bir delil veya belge dahi sunmadığını, davacının portföy tazminatı talebinin tamamen haksız, kötüniyetli ve kanuni dayanaktan yoksun olduğu şüpheye yer vermeyecek şekilde ortada olduğunu, davalının haklı nedenlerle feshettiği acentelik sözleşmesi kapsamında davacının portföy tazminatı talebine ilişkin işbu davanın reddinin gerektiğini, huzurdaki davanın reddine yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki acentelik ilişkisinin haksız feshinden kaynaklanan portföy (denkleştirme) tazminatı alacağı istemine ilişkindir.
Denkleştirme tazminatı talep edebilmek için acentelik sözleşmesinin sona ermesinin acentenin kusuru nedeniyle olmaması, sözleşmenin sona ermesine bağlı olarak işletmeye bağlı müşterilerle yapılmış veya yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme devam etmiş olsaydı elde edeceği ücreti talep etme hakkını kaybediyor olması ,müvekkilin bulduğu yeni müşteriler sayesinde önemli menfaatler elde edilecek olması, somut olayın özelliklerine göre denkleştirme isteminin karşılanmasının hakkaniyete uygun düşmesidir.
TTK 122/4 maddesi uyarınca denkleştirme isteminin sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren 1 yıl içerisinde ileri sürülmesi gerekir.Bu sürenin niteliği hususunda öğretide görüşbirliği olmadığı, hak düşürücü süre mi yoksa zamanaşımı süresi olup olmadığının yasal düzenlemede açıklanmadığı; maddenin gerekçesinde de sürenin niteliğinin uygulama tarafından belirlenmesi gerektiği, sebebinin de hukuk geliştirme olanaklarının önünün kapatılmaması olarak gösterildiği bu hususun uygulamaya bırakıldığı anlaşılmaktadır. Kanunda dava açılmasından sözedilmediği tazminat talebinin ileri sürülmesinden sözedildiği, 1 yıllık sürenin tazminat talebinin ileri sürülebilmesi için bir hak düşürücü süre olduğu, HMK’da zamanaşımı gibi hak düşürücü süreyi kesen ya da durduran sebeplerin olmadığı, davaya konu ihtarnamenin ———-tarihinde düzenlendiği, ihtarnamede sözleşmenin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 aylık ihbar süresinin sonunda geçerli olmak üzere feshedildiğinin bildirildiği, ihtarname üzerinde yer alan———-barkod no ile yapılan sorgulamada ihtarın davacı tarafa —- tarihinde tebliğ edildiği, – aylık sürenin ise—— tarihinde dolduğu, davanın ise ——— tarihinde açıldığı, davanın TTK 122/4’te öngörülen – yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı anlaşıldığından davanın reddi yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafca TTK 122/4 gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılmadığından davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL harcın, başlangıçta yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde———— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/06/2020