Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/849 E. 2020/653 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/147 Esas
KARAR NO: 2020/725
DAVA : Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti
DAVA TARİHİ : 15/10/2018
KARAR TARİHİ: 18/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ———- sayılı sözleşmeye göre davacı müvekkili şirketin,———-adresinde bulunan fabrikası için davalı şirketten elektrik enerjisi satın aldığını, buna ilişkin——— olarak davalı şirket tarafından işlem yapıldığını, sözleşme yapılırken müvekkil şirket tarafından davalıya———— kesin teminat mektubunun verildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin —– ayında sona erdiğini, müvekkili şirketin o tarihten itibaren davalıdan enerji satın almadığını, tarafların birbirinden herhangi bir alacağının kalmadığını, ancak davalı şirketin, hiçbir haklı gerekçesi yokken yeddinde bulunan teminat mektubunu müvekkiline iade etmediğini, ——— sayısı ile keşide edilen ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiğini, ona rağmen teminat mektubunun iade edilmediğini beyanla —-tarafından verilmiş dava konusu—– tarih, ——- sayı ve ———– Kesin Teminat Mektubunun iptaline ve taraflarına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili ——- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmakla genel yetkili mahkemenin davalının ikamet adresinde bulunan mahkemeler olan ——- Mahkemeleri olduğunu, yetki itirazlarının olduğunu, yetkizilik kararı verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın sözleşmesinin sona ermesinden sonra müvekkili şirketten teminat mektubunun iadesini talep etmediğini, davacının delilleri arasında sunmuş olduğu ihtarnameye bakıldığında müvekkili şirket ile hangi sözleşme uyarınca teminat verdiklerinin veya sayaç numarasının dahi belirtilmediğini, sadece şirket adına göre müvekkili şirketin teminat mektubu iadesi yapmasının mümkün olmadığını, dava dilekçesinde muhattap ve sözleşme hesap numarası bildirildiğinde teminat mektubunun iade edildiğinin belirtildiğini, davacı tarafa teminat mektubunun iade edildiğini, müvekkili şirkete usulüne uygun talepte bulunulmaması sebebiyle teminat mektubunun iadesinin sağlanamadığını beyanla davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücreetinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti davasına ilişkindir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu olan teminat mektubunun davacıya iade edildiği bildirilmekle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yargılama giderleri ve vekalet ücretleri açısından davanın açılış tarihinde tarafların haklılık durumuna ilişkin yapılan hukuki değerlendirmede, davacı ve davalının tacir olması ve her iki tarafın basiretli tacir olarak davranması gerektiği dikkate alındığında davacı tarafın davaya konu olan teminat mektubunun iadesine konu noter ihtarında sayaç yahut sözleşme numarası gibi ayırt edici bilgilere yer vermediği davalının ise ihtar tarihi ile dava tarihi arasındaki zaman dilimi dikkate alınarak tarafına gönderilen ihtarname uyarınca davacı ile irtibata geçip şartların oluşması halinde hangi sayaç yahut sözleşmeye bağlı teminat mektubunun iadesini talep ettiğini tespit edebilme imkanı varken basiretli tacir olarak hareket etmesi gerekirken bu yükümlüğün gerek davacı tarafça gerek davalı tarafça tam olarak yerine getirilmediği dikkate alınarak davanın açılmasında eşit kusurlu sayılarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinden eşit miktarda sorumlu tutulması kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dosyanın karar verilmesine yer olmadığına,
2- Davacı tarafın haklılık oranına göre alınması gereken karar harcı 27,20 TL den başlangıçta peşin olarak yatırılan 1.280,82 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 1.253,62 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı tarafın haklılık oranına göre alınması gereken karar harcı 27,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat ve müzekkere gideri 394,50 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 197,25 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/12/2020