Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/810 E. 2021/802 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/810 Esas
KARAR NO: 2021/802
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/11/2019
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — sigortalı bulunan dava dışı— tarihinde—- veren çalışana anahtarı ile birlikte teslim edildikten sonra çalınma tarihi ve aracın bulunduğu — tarihin arasında geçen sürede hasar meydana geldiğini, dava dışı sigortalı — dava konusu hırsızlık olayına ilişkin —- —- vermiş olduğu ifadesinde —-plaka nolu aracının anahtarı ile birlikte teslim ettiğini, —–sularından mekandan ayrılırken aracını istediğini ancak aracının olmadığının söylendiğini, aracını teslim ederken bir evrak verilmediğini, valeden ve restorandan davacı ve şikayetçi olduğunu, müvekkili şirkete müracaat üzerine hasar dosyası açıldığını, atanan eksperin aracın çalındığı tarih ile bulunduğu tarih arasındaki hasar bedelinin — olduğunun tespit ettiğini, bunun üzerin müvekkili sigorta şirketinin sigortalısına ——– gelen şahıslara ait araçlar için ——otopark hizmeti sağladığından sigortalı aracın hasarından sorumlu olduğunu, müvekkili şirket tarafından ödenen sigorta tazminatının rücuen tahsili için davalıya gönderdiği ihtarnameden sonuç alınamaması üzerine davalı borçlu aleyhine—- dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini, bütün bu nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının —-esas sayılı dosyana davalının itirazının iptalini, takibin devamını, %20 den as olmamak üzere icra inkar tazminatının ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Hırsızlık olayının gerçekleştiği parkın —- ait olduğunu, parkta bulunan tesislerin kullanım hakkının müvekkiline ait olduğunu, müvekkili şirketin parkta bulunan—-verdiğini, otopark hizmetini müvekkilinin vermediğini, davaya konu aracı müvekkilinin teslim alındığını gösterir araç teslim fişi ve olay yerinde otopark ve — müvekkili şirketin verdiğine dair bir tabelanın da bulunmadığını, araç sahibinin ifadesinde aracın vale — isimli şahsa teslim ettiğini,—– görevli valeden şikayetçi olduğunu ifade ettiğini, müvekkili şirketin, olayın gerçekleştiği oto parkın mal sahibi müvekkili şirket olmakla birlikte, otoparkı işletmediğini, bütün bu nedenlerle, müvekkili şirket hakkında açılan davanın reddini, haksız yere açılan icra takibi nedeniyle %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, davacının dava dışı —- gittiğinde aracını otoparkdaki valeye bıraktığı esnada aracın anahtarının çalınması nedeniyle araçta meydana gelen maddi zararın tazmini için başlatılan. —– icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış —— yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,—–dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, huzurdaki davanın — tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Kusurun tespitine yönelik olarak alınan bilirkişi raporunda özetle; ” davacının sigortalısı — sayılı aracıyla —— yerine gittiği,restorana girişte aracını anahtarı ile birlikte —- —- teslim ettiği, hizmet karşılığında herhangi bir ücret ödemediği, herhangi bir kayıtlı fiş dosya kapsamında bulunmadığı, davacının sigortalısı—- ayrılacağı esnada aracının anahtarını valenin geriye iade etmediği, —-içeriğindeki tüm tahkikat evrakları incelendiğinde sigortalının aracının çalındığının anlaşıldığı, ———- davacının sigortalısının anahtarının ve aracının kendisi tarafından park edilmek üzere teslim aldığını beyan etmiş olup aracın çalınmasına sebebiyet verdiği kanaatine varıldığı, —- — birlikte yaptıkları anlaşılmakla birlikte, —kayıtlarının dosya kapsamında olmadığından dolayı —-edilemediği, dosya kapsamında bulunan—- müşterilerin araçlarını alınıp, uygun yerlere park edilmesi işi—- aittir. Ayrılan otoparkların işletmesi de mal sahibine aittir. Bu hizmet için kiracıdan herhangi bir ücret talep edilmeyecektir.” edim doğrultusunda, araçların park edilmesi ile ilgili verilen —- hizmeti sorumluluğunun mal sahibi davalı —- olduğu anlaşılmakla birlikte davacının sigortalısının kendisine teslim edilen aracının anahtarının güvenli bir ortamda, kolayca alınmayacak kilitli bir ortamda muhafaza etmediği, aracın çalınmasına sebebiyet verdiği kanaatine varıldığı, — kararlarından da belirtildiği üzere, işletilen garaj ve otoparklarda, taşıtların ve eklentilerin güvenliğinden, korunmasından ve zarar görmemesinden garaj ve otoparkları işletenler sorumludur. Oyle ki, —– mesleki faaliyet kapsamında olmasına karşılık taşıtını bırakandan ücret alınmamış olması dahi işletenin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, davacının sigortalısı Dava dışı — yönünden; — içerisinde, ——–hizmetinin de içerisinde olduğu ——giderek aracını ——–görevlisine teslim ettiği, aracının çalınması ve sonrasında meydana gelen hasardan dolayı taktiri mahkemeye ait olmak üzere kusurunun olmadığı kanaatine varıldığı, Dava dışı —–yapmış olduğu kira sözleşmesi kapsamında verilen ——-hizmeti ile ilgili ——işletmeciliğinden sorumlu olmadığı yönüyle taktiri mahkemeye ait olmak üzere kusurunun olmadığı kanaatine varıldığı, Davalı —- yönünden;——; ”Araçlarıyla müesseseye gelen müşterilerin araçlarını alınıp, uygun yerlere park edilmesi işi —sahibine aittir. Ayrılan otoparkların işletmesi de mal sahibine aittir. Bu hizmet için kiracıdan herhangi bir ücret talep edilmeyecektir.” edimi doğrultusunda —- işletmeciliğini üstlendiği,——- gelen müşterilerin araçlarının güvenli bir şekilde park edilmesi, korunması ve kollanması yönünde sorumlu olduğu değerlendirilerek, hizmet verdiği alanda kendisine teslim edilen, davacının sigortalısına ait aracın anahtarını güvenli bir ortamda muhafaza etmediği, çalınmasına sebebiyet verdiği ve çalındıktan sonra hasara uğramasına sebebiyet verdiği yönüyle taktiri —- ait olmak üzere asli kusurlu olduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Hasar yönünden bilirkişi heyeti tarafından verilen raporda özetle; ” hasarlanan —plaka sayılı aracın davacı sigorta şirketi tarafından—- genişletilmiş artı sigortası ile sigortalandığını, araçta meydana gelen hasarın toplamda —–olduğu, aracın olay tarihindeki değerinin — olduğu, meydana gelen hasar neticesinde araçtaki değer kaybının —arasındaki sözleşmenin—— maddesinin araçlarıyla müesseseye gelen müşterilerin araçlarının alınıp, uygun yerlere park edilmesi işi —mal sahibine aittir. Ayrılan otoparkın işletmesi de mal sahibine aittir. Bu hizmet için kiracıdan herkangi bir ücret talep edilmeyecektir.” şeklinde olduğu, bu durumda, davacının sigortalısının aracının saklama sorumluluğunun ——hizmetini sağlayacağı sözleşme ile belirlenen davalı —- olacağından, davacı sigorta şirketi geçerli bir poliçe kapsamında ödemiş olduğu hasar tutarı olan —– davalı şirketten rücuen talep edebileceği, davacı sigorta şirketinin sigortalısma ait aracın, davalı şirketin saklama sorumluluğunda iken çalındığı ve hasara uğradığı, meydan gelen hasarın, davacı sigorta şirketi tarafından düzenlenen — kapsamında teminat altında olduğu, meydana gelen hasar tutarının —sigortalı araçtaki değer kaybının — olduğu, hasar tutarının tamamının davacı sigorta şirketince ödendiğinin sübuta erdiği ve davacının halefiyet hakkı kazandığı, davacının— maddesince elde ettiği halefiyet gereği, rizikonun meydana gelmesinde sorumluluğu olan davalıdan ödemiş olduğu —-tazminatı rücuen talep edebileceği ” şeklinde rapor sunulmuştur.
—-maddesinde —- sözleşmesi; “İda, bir akittir ki onunla müstevdi, müdi tarafından verilen şeyi kabul ve onu emin bir mahalde hıfzetmeği deruhte eder. Ücret şart edilmedikçe veya hal, müstevdiin ücrete intizarını icabetmedikçe müstevdi ücret istiyemez “ şeklinde tanımlanmıştır. Görüldüğü üzere —– sözleşmesinin konusu taşınır bir maldır. Bu taşınır mal, misli bir mal olabileceği gibi misli olmayan bir mal da olabilir. Buna göre, —- sözleşmesi; —— alanın —- tarafından verilen taşınırı kabul ve onu güvenli bir mahalde muhafaza etme yükümlülüğü altında olduğu ve sözleşmede ayrıca kararlaştırılmadığı takdirde —— alanın herhangi bir ücret talep edemeyeceği sürekli bir sözleşmedir.
—- sözleşmesinde —— alanın muhafaza borcu, bu sözleşmenin konusunu ve amacını oluşturmaktadır. —- alan, taşınırı, —— verenin belirlediği yerde ve onun istediği şekilde muhafaza etmekle yükümlüdür. Bu husus sözleşmede açıkça belirtilmemişse, —— alan taşınırı güvenli bir yerde ve değeriyle orantılı bir dikkat ve özenle muhafaza etmek zorundadır.— muhafaza borcu mutlak nitelikte olup açıkça veya zımnen izin verilmedikçe, —— alan tevdi edilen taşınırı kullanamaz veya üçüncü kişilere kullandıramaz.
— alan kusursuz olduğunu ispat etmedikçe, taşınırı geri vermemekten veya kötü bir durumda geri vermekten doğan zararı tazmin etmek zorundadır. Zira burada—– maddesinin uygulanacağı kuşkusuzdur. Başka bir deyişle geri verme —— alanın kusuru sonucunda gerçekleşemiyorsa geri verme borcu yerine tazminat borcu geçecektir.
Davada, davalı tarafından davacının aracını teslim ettiği ————hizmeti veren otoparkın müvekkili şirket tarafından işletirmediğini, aracın teslim edildiği —–isimli şahsın şirketin çalışanı olmadığını, zarardan sorumlu olmadığını iddia etmektedir. Davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ihtilaf konusudur. Mahkememizce anahtarın teslim edildiği —tanık olarak dinlenmiş, —– beyanlarında hırsızlık olayının meydana geldiği otoparkı abisi ile kiralayıp işlettiklerini, araçların güvenliğinin taraflarına ait olduğunu, gelen müşterilerin — güvenerek aracın kendilerine teslim ettiklerini, otoparkta tabela olmadığını beyan ettiği görülmüştür. Bu durumda dava dışı ——gelen müşteriler araçlarının anahtarlarını teslim ettikleri valenin, aracı çektiği otoparkın dava dışı —- sorumluluğunda olduğu inancı ile hareket etmiştir. Davalı ile — müesseseye gelen müşterilerin araçlarının alınıp uygun yerlere park edilmesi işi —mal sahibine aittir. Ayrılan otoparkların işletmesi de mal sahibine aittir. Bu hizmet için kiracıdan herhangi bir ücret talep edilmeyecektir. “ hükmü yer almakta ise de davalı tarafından otoparkın işletmesi kira sözleşmesi ile— devretmesi de dikkate alındığında davacı ile davalı arasında —— maddelerinde düzenlenmiş olan ——— sözleşmesi bulunmamaktadır. Davalı ile —— sözleşmesel ilişki ve üçüncü şahıslara verilen zararda sorumluluğun kime ait olduğu ve tazmin hükümleri kendi iç ilişkileri ile ilgili olduğundan, davalının meydana gelen zarardan sorumluluğu bulunmamaktadır. Sigorta uzmanı bilirkişinin raporu hükme esas alınmayarak yukarıdaki açıklamalar ışığında sorumluluğu bulunmayan davalı hakkında açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
——– “ Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. —-uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davalı, davacının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. Bu nedenle de davalı tarafın kötüniyet tazminatının da reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 366,59 TL harcın mahsubu ile artan 307,29-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.552,89-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
8——- bütçesinden ödenen —arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——–Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/10/2021