Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/790 E. 2023/24 K. 13.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/790 Esas
KARAR NO: 2023/24
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/11/2019
KARAR TARİHİ: 13/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında —–düzenlendiğini, sözleşme kapsamında, müvekkil şirketin ——-markası altında verilen araç kiralama hizmetleri için —-verdiğini, sözleşme kapsamında, —– Sözleşmesinin geçerli olduğu süre için müvekkil şirketin gerekli şoför, vale şefi, müdür yardımcısı ve müdür olmak üzere çalıştıracağı, —- çalıştıracağı işçilerin — tarafından temin edileceği ve —–kayıtlı olacağı, ——-düzenlenen hizmete karşılık olarak, davalı—– personel fiyat matrahı ile iş bu sözleşme konusu hizmetin ifası için yerine getirilen masrafları, her hakediş döneminde —– ödeme yapmayı kabul ettiği, —– tarafından düzenlenecek faturanın, sözleşmede belirtilen teşvik vb. faydalar eklenmemiş halde olacak şekilde, —— çalıştırdığı her personelin fiyat matrahında belirtilen ücreti, —- gibi ücret ekleri ile —-hesaplanması ile bulunan—- kar payı eklenmiş hali düzenleneceği, yürürlükte olan ve ileride çıkacak yasa ve uygulamalar ile —– yasa, yönetmelikler ve uygulamalarda yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmesi, teknik ve yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi, çalıştırılacak işçi ve personel bakımından —— nezdinde her türlü resmi ve özel yükümlülüklerin yerine getirilmesi, prim, vergi, resim ve her türlü maddi yükümlülüklerin yerine getirilmesinin —- ait olduğu, tüm bu kalemlerin —-fatura edilerek her hakediş dönemine yansıtılacağını, —– sözleşmede belirtilen ve fatura konusu işçilik ücretlerinin tümünü hakediş dönemlerinde —–eksiksiz ödemeyi kabul ve taahhüt edeceği, hüküm altına aldığını, taraflar devamında yapmış oldukları — faturaları geç ödemesinin önüne geçilmesi, müvekkilin sahip olduğu teşviklerden bu sefer düzenli şekilde yararlanabilmeye devam etmesi için sözleşmeye ek düzenlemeler getirildiğini, davalı şirket işbu sözleşmeye aykırı olarak, ek protokolün imzalandığı tarihe kadar —– kaynaklanan yükümlülüklerini zamanında yerine getirmediğini, müvekkilin hak etmiş olduğu prim teşviklerinden düzenli olarak yararlanmasına engel olduğunu, zamanında ödenmeyen prim borçları nedeni ile müvekkilin gecikme zammı ödemesine sebebiyet verdiğini, —- tarihleri arasına ilişkin, —- mahrum kalınan teşvik ve fazladan ödenen gecikme zamları tutarı olan —– fatura ile davalı——– talep ettiğini, davalı şirket faturayı ödememesi üzerine,—–Müdürlüğünde icra takibi başlatıldığını, davalının borcun —- asıl alacak kısmını kabul ederek, ——– asıl alacak ve fer’ilerine ilişkin ödeme yapıldığını, bu geç ödeme neticesinde müvekkilin düzenli olarak teşviklerden yararlanamadığı ve zarara uğradığını, bu nedenle davalı şirketin——–sayılı takip dosyasına yaptığı kısmi itirazın iptali ile takibin itiraz edilen kısmı ve fer’ileri açısından devamına, asıl alacağın itiraz edilen kısmının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen ——-Hükmü kapsamında, Taraflar arasında gerçekleştirilecek olan ödemelere dair hesaplamaların bu madde hükmü kapsamında yapılması gerekmekte olduğunu, buna karşılık davacı tarafın teşvikten yararlanamamasının sorumlusu olarak müvekkili Şirketi gösterme çabası hukuken kabul görmemesi gerekmekte olup, Davacı tarafın haksız kazanç elde etme çabası içerisinde olduğunu, Sözleşmede kararlaştırıldığı üzere——–nezdinde yapılması gereken tüm ödeme ve işlemlerde yegâne sorumlu olup, bu sebeple ortaya çıkan “teşviklerden faydalanamama” iddiasının tamamıyla farazi olduğunu, Müvekkili Şirketin bu şekilde üstlendiği bir yükümlülüğün söz konusu olmadığını, müvekkili Şirket tarafından ödemelerin Sözleşme ile kararlaştırıldığı şekilde usulüne uygun gerçekleştirilmiş olduklarını, Davacı tarafça gecikme faizi adı altında bir talepte bulunulmasının yasal dayanağı olmadığını, zira temerrüt gerçekleşmediğini, temerrüt dahi gerçekleşememiş iken gecikme tazminatının dayanağının davacı tarafa açıklattırılması gerektiği sözleşmeye aykırı olarak düzenlenmiş olarak faturanın Müvekkili Şirket tarafından yasal süre içerisinde haklı olarak iade edildiğini, Sözleşme koşullarının fatura ile değiştirilemeyeceğini, diğer taraftan davacı tarafça düzenlenmiş olan faturanın sözleşme hükümlerine uygun bir şekilde düzenlenmediği için iade edilmek zorunda kalındığını, Davacı tarafın ise faturayı sözleşme ile belirlendiği usul ve esaslar çerçevesinde düzenlemek yerine icra takibi başlatmış olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak başlatılan icra takibinde Müvekkili Şirketin hukuken sorumlu olmadığı bölüme itiraz etmek zorunda kaldığını, müvekkil şirkete karşı faturanın düzeltilmesi gerekirken doğrudan icra takibi başlatılmış olmasının da esas itibari ile davacı tarafın kötü niyetli olduğunu tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacı aleyheni %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —— esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
———sayılı dosyası gönderme kararı verilmekle dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan —— tarihli raporda özetle; Davacı Şirket tarafından İbraz edilen —– Ticari Defterlerinin Noter Açılış ve Yasa gereği yapılması zorunlu Yevmiye Defter Noter Kapanış Onamalarının Usul ve Yasaya uygun olarak yasal sürelerinde yaptırılmış oldukları, Kayıt nizamı bakımından V.U.K. Md.215-219 Md. İle Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun ve dayanak belgeleriyle uyum içinde oldukları ve de birbirlerini Teyit ettiklerinin görüldüğü, Davacı Şirketin, Davalı Şirket adına düzenlemiş ve takip dayanağı yapmış olduğu ihtilafa konu ——– Davalı Şirket adına kaydetmiş olduğu, Ticari Defterlerine kaydettiği ihtilafa konu işbu faturaya ilişkin olarak, Davalı Şirketin davanın dayandığı takip dosyasında kısmi itirazda bulunarak —-ödeme yaptığı ve fatura borcundan mahsup etmek suretiyle kayda aldığı, Sonucunda —— Faturadan kalan Bakiye Alacak olarak Davacı Şirket Kayıtlarında mevcudiyetini koruduğu tespit edildiği, Davalı Şirket tarafından İbraz edilen——– sıra no.lu ——- tutulmasına ilişkin Tebliğ kapsamında Elektronik ortamda tutulmuş oldukları, Bu kapsamda tutulan Elektronik defterlerin hesap döneminin ilk ayı ve son ayının beratlarının alınmış olduğu ve Söz konusu beratların açılış ve kapanış onayı olarak kabul edilmesi gerektiği,——- içeren beratların taraflarına sunulduğu, davacının sunduğu elektronik defterlerin —- tarafından onaylanan beratları ile birlikte—– kapsamında geçerli Kanuni Defter olarak kabul edilmesi gerektiği, Davacının ibraz ettiği —— de yasal süresinde Noter açılış tasdikinin yaptırılmış olduğu, Kayıt nizamı bakımından —— ——- Uygulama Genel Tebliğlerine uygun ve dayanak belgeleriyle uyum içinde oldukları ve de birbirlerini Teyit ettikleri görülmüş olup, Davalı Şirkete ait —– uyarınca sahipleri lehine delil niteliğine sahip olduğu, Davalı Şirketin Ticari Defter Kayıtları itibarıyla Davacı Şirkete, Davacı Şirketçe adına düzenlenmiş ve Ticari Defterlerinde Davacı Alacağı olarak kaydedilmiş olan ——-Faturadan kaynaklı olarak
Davacı Şirkete ——- borçlu durumda bulunduğu icra takip gününden fiili ödeme gününe değin alacağa faiz işletilebileceği hususlarını beyan ve rapor etmiştir .Bilirkişiler tarafından alınan ek raporlarda özetle; Dosyaya celp edilen —–Tediye Kayıtlarını içerir müfredat kartları ile Davacı Şirketçe — içeriğinde dosyaya sunulan ——–karşılaştırmalı olarak incelendiği Taraf Ticari Defter kayıtları üzerinde yapılan İncelemeler sonucunda,——– olarak, Mahrum kalınan ——– ilişkin olarak; Davacı Şirketçe Davalı Şirket adına düzenlenmesi gereken Faturada yer alması gereken tutarlara ilişkin Hesaplama detaylarına yukarıda listelenen icmalde yer verilmiş olup, davacı şirketçe davalı —– düzenlenmiş ve takip dayanağı yapılmış bulunan —– Fazlalığın;——–indirim tahakkuk küsurat farklılıklarından kaynaklandığı böylelikle, Davacı Şirketçe Davalı Şirket adına düzenlenmesi gereken Fatura Tutarının;——olarak düzenlenmiş olması gerekeceği Takip Konusu yapılabilecek asıl alacak miktarının —– olarak kabul edilmesi gerekeceği, Davalı Şirketin kısmi itirazda bulunarak davanın dayandığı Takipte —-asıl alacağı kabul ederek ferileri ile birlikte —– takip dosyasına ödemesi sonucunda, Takibin —– ASIL ALACAK yönünden ferileriyle birlikte infaz edilmiş olduğu Davacı Şirketin huzurdaki İtirazın İptali davası ile davalı Şirketten talep edebileceği asıl alacağının;—— olabileceği, davacı şirketin işlemiş faiz talebi yönünden kök rapordaki tespit, görüş ve kanaatlerini aynen muhafaza ettiklerini davacı şirketin —— asıl alacağına takip tarihinden itibaren fiili infaz tarihine kadar değişen oranlarla tatbik edilecek ticari avans faizi işletilebileceği hususlarını beyan ve rapor etmişlerdir.
Dosya arasında bulunan hizmet alım sözleşmesi, ek protokol, ——prim tahakkuk ve tediye kayıtları, ——- sigorta primleri tahakkuk belgeleri incelenmekle taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşemesi ve ek protokolde; 5510 sayılı Kanun hükmü uyarınca % 5 prim indiriminden faydalanamaması durumunda faylanmış gibi fatura bedellerine yüzde beş prim indiriminin yansıtılacağı ” taraflarca kararlaştırılmış olmakla birlikte tarafların ticari defterleri incelenmekle davacı tarafça davalı adına düzenlenmiş olan ve davaya konu edilen faturayı davalı yan kendi ticari defterlerine kaydettiği ve takip aşamasında kısmi ödeme yapılarak mevcut durum itbariyle söz konusu faturadan dolayı davacı şirkete—– borçlu bulunduğu ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde tespit edilmiştir.Taraflar arasındaki somut uyuşmazlık hakkedişe yönelik olmayıp sadece davalı tarafın zamanında ödemeyi hizmet sözleşmesi ve ek protokol ile ile taahhüt altına aldığı ——– taaahuklarının zamanında ödenmemesi nedeniyle 5510 sayılı Kanun hükmü uyarınca yararlanılamayan teşvik indiriminden kaynaklı teşvik bedelleri ve —– zammı alacağından ibaret olduğu bu nedenle tarafların uyuşmazlığa konu edilin tüm —- kayıtları celp edilmekle bilirkişi heyeti tarafından incelenmiştir . Alınan ek raporda özetle ——— Periyodunda, 5510 Sayılı Kanun’dan kaynaklı olarak, mahrum kalınan teşvik ve fazladan ödenen gecikme zamlarına ilişkin olarak;
davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenmesi gereken faturada yer alması gereken tutarlara ilişkin Davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenmiş ve Takip dayanağı yapılmış bulunan ———— Tutarlı Faturanın —— fazla kesilmiş olduğu, —- Fazlalığın; —— ayına ilişkin talep edilen——– indirim tahakkuk küsurat farklılıklarından kaynaklandığı tespit edilmiş olup, davacı Şirketin huzurdaki itirazın iptali davası ile davalı şirketten talep edebileceği asıl alacağın —— olabileceği tespit edilmekle usul ve yasaya uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporundaki hesaplama ve tespitler hükme esas alınmakla birlikte davalı tarafın hizmet alım sözleşmesi ve eki niteliğindeki protokol hükümleri uyarınca ; —-kapsamında ödemesi gereken tutarları gününde ödemeyi kabul ve taahhüt eder. —-kendisine yapılan gününde ve düzenli ödeme neticesinde çalışanların —- zamanında ödemeyi, bu sayede —- tarafından kendisine yapılacak —– getirilen ek hükümlere istinaden— indiriminden—– yararlandırmayı —–keseceği faturalara söz konusu indirimleri yansıtmayı kabul ve taahhüt etmektedir. —–tarafından gününde ve düzenli ödeme yapılmaması halinde, yukarıda belirtilen—– indiriminden faydalarılamayacağı, primden doğon ekstra külfet ile doğabilecek her türlü teşvik ve geç ödeme faizinin de —- tarafından karşılanacağı, diğer yandan —– gününde ve düzenli ödeme yapmasına rağmen —– kaynaklanmayan sebeplerle %5’lik prim indiriminden faydalanılmaması halinde —–, işbu indirimden faydalanılmış gibi fatura bedeline ——indirimini yansıtacağı konusunda” tarafların mutabık kaldığı anlaşılmakla —- prim taaahuk kayıtları incelenmekle taraflarca düzenlenen hizmet alım sözleşmesi ve eki niteliğindeki protokol hükümleri uyarınca davalının yukarıda açıkça izah edildiği üzere sözleşme uyarınca yükümlülüklerini yerine getirmediği tespit edilmekle ve davacının —– uyarınca mahrum kaldığı teşvik ve fazladan ödenen gecikme zammı alacağı ispatlanmakla usul ve yasaya uygun ek raporlarda tespit edilen alacak miktarına yönelik talebin kabulüne fazlaya yönelik talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır.——- uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davalı, davacının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalının ——- Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin 97.745,23 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar harcı 6.676,98 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 178,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.498,03‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 178,35 TL peşin harç olmak üzere toplam 222,75 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.757,75 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.661,73 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 500,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 27,31 TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 15.639,24 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.648,27 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.247,89 TL’nin davalıdan, 72,11 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/01/2023