Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/774 E. 2020/638 K. 30.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/774 Esas
KARAR NO : 2020/638

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/11/2019
KARAR TARİHİ : 30/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde sigortalı bulunan—- plakalı aracın davalı sigortalının sevk ve idaresinde seyir halinde iken 21/04/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında sağ aynasının olmaması sebebiyle — ait park halindeki —– araca çarpmış ve bu aracın muhtelif yerlerinden hasarlanmasına neden olduğunu, meydana gelen kaza sebebi ile — plaka sayılı araçta meydana gelen ve —-ödenen bedelin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı — tazminat bedelinin müvekkiline rücu edilebilmesi için şartların gerçekleşmediğini, kazanın, kaza tutanağında belirtildiği şekilde gerçekleşmediğini, müvekkilinin bu sebeple tam kusurlu olmadığını, kaza tutanağında belirtilen kusurun, ağır kusur olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, — tarihinde meydana gelen tarafik kazası sonucu —- plaka sayılı araç sürücüsünün kazanın oluşunda kusurlu nedeniyle sigorta şirketi tarafından dava dışı 3. Şahıslar ödenen hasar tazminatı tutarının rücuen sigorta ettiren davalıdan tahsili için açılan tazminat davasıdır.
Somut olayda, davacı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı traktörün zirai faaliyette ve mesleki amaçla kullanılan bir araç olması nedeniyle, davalının tüketici olarak kabul edilemeyecek olmasına ve sigorta akitleri taraflar arasındaki sigorta poliçesi ile sigortayla ilgili yasal düzenlemelerden kaynaklanan davanın, her iki taraf için de ticari nitelik taşımasına göre, davaya bakmakla Asliye Ticaret mahkemesi görevli olduğu kanaati ile esasa girilmiştir.
Uyuşmazlık kazaya neden olan— plakalı davalı araç sürücünün kazada %100 kusurlu olması nedeniyle taraflar arasında imzalanan Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası kapsamında ödenen tazminatın rücuen davalıdan tahsil edilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 1409. Maddesine göre sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması müsademesi devrilmesi düşmesi yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler aracın yanması çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararlardan sigortacı sorumludur. Sigortacı gerçekleşen rizikoların poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu iddia ediyorsa 1409/2 maddesi gereği ispat külfeti sigortacıya aittir. Bu düzenlemeler karşısında poliçede belirtilen rizikonun gerçekleştiğini sigortalı, rizikonun teminat kapsamı dışında olduğu iddiasında ise ispat külfeti sigortacıya aittir.
Türk Ticaret Kanununun 1446. maddesine göre “Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiğini öğrenince durumu gecikmeksizin sigortacıya bildirir. Rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmaması veya geç yapılması, ödenecek tazminatta veya bedelde artışa neden olmuşsa, kusurun ağırlığına göre, tazminattan veya bedelden indirim yoluna gidilir.” Ayrıca yine aynı yasanın 1447. maddesinde “Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sözleşme uyarınca veya sigortacının istemi üzerine, rizikonun veya tazminatın kapsamının belirlenmesinde gerekli ve sigorta ettirenden beklenebilecek olan her türlü bilgi ile belgeyi sigortacıya makul bir süre içinde sağlamak zorundadır. Ayrıca, sigorta ettiren, aldığı bilgi ve belgenin niteliğine göre, rizikonun gerçekleştiği veya diğer ilgili yerlerde sigortacının inceleme yapmasına izin vermekle ve kendisinden beklenen uygun önlemleri almakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün ihlal edilmesi sebebiyle ödenecek tutar artarsa, kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılır.” Düzenlemeleri karşısında sigortalı araç sürücüsünün kaza mahallini terk etmesi tek başına teminat dışı hal olarak kabul edilemeyecektir. Sigortalının geç bildirimi yada sigortacıya sunması gereken belgeleri süresinde sunmaması durumunda ancak, ödenecek tazminatta bir artış sağlamış ise tazminatta indirim sebebi olarak sayılmıştır.
Sigortacının, trafik sigortalısı hakkında rücuen tazminat davası açabilmesinin sebepleri ve şartları, 2918 sayılı KTK’nin 95 ve ZMSS Poliçesi Genel Şartlarının 4.maddesinde düzenlenmiştir. Bunlar arasında ehliyetnamesiz sürücü tarafından aracın kullanılması sırasında meydana gelen zararlar, münhasıran alkolün etkisi nedeniyle meydana gelen zararlar, rizikodan sonra ihbar ve diğer yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle zararda artış olmuşsa artan kısımla ilgili zararlar, sürücünün ağır kusurlu veya kasıtlı olması halinde meydana gelen zararları vs. saymak mümkündür.
Somut olayda, kaza tespit tutanağı incelendiğinde —- plaka sayılı aracın park halinde bulunan — Plaka sayılı araca çarptığı, kaza tespit tutanağında “sağ aynasının olmadığı” tutanak altına alındığı, salt aynanın bulunmamasının ağır kusur olarak kabul edilemeyeceği, bu durum dikkatsiz ve tedbirsizce, kurallara ve yasaklara aykırı olarak araç kullanma kapsamında olup, kasıtlı veya kasta yakın bir ağır kusur sayılamaz. Davacının dava dilekçesinde sürücünün alkollü yada ehliyetsiz araç kullandığı yönünde bir iddiası ve bu yönde somut delili olmadığı, Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereğince ağır kusur kavramı bir özel hukuk kavramı olup kasıt olmadığı, asli ve tam kusurlu bulunmanın sürücünün ağır kusurlu olduğunu göstermediği, Yargıtayın konuya ilişkin yerleşikleşmiş kararlarında sürücünün asli ve tam kusurlu bulunması halinin başlı başına rücu sebebi olarak sayılmadığı, 2918 sayılı KTK’nin 95.maddesi ile ZMSS genel şartlarının 4.maddesinde belirtilen rücu sebeplerinin somut olayda bulunmadığı aksinin davacı sigorta şirketi tarafından ispatlanmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harcın davacı tarafından dava açılırken yatırılan 329,46 TL peşin harçtan tahsili ile bakiye 275,06 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükle bulunan —uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.