Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/766 E. 2020/144 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/766 Esas
KARAR NO : 2020/14

DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 21/11/2019
KARAR TARİHİ : 19/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı—— tescilli beyannamelerden kaynaklanan —- tahsili için şirket hakkında ek tasfiye kararı verilerek şirketin tesciline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili yönünden açılan davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı —– vekili davaya karşı süresinde cevap dilekçesi vermemiş olup katıldığı —- tarihli duruşmada davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce; —— davalı —– nedenle, hangi usulle, hangi yasal düzenleme gereği, hangi tarihte terkin edildiği sorulmuş, Kocaeli—- Vergi Mahkemesi’nin —esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Dava, ticaret sicilinden tasfiye sonucu terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan—– istemine ilişkindir.
TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla,
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde,
sona erer.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 643. Maddesi uyarınca limited şirketlerin tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Şirket tüzel kişiliğinin ihyası davasının, ihyası istenilen şirketin tasfiyesini yürütmüş olan tasfiye kurulu üyeleri veya tasfiye memuru ile yasal hasım durumundaki terkin işlemini yapan ticaret sicil memurluğuna husumet yöneltilerek açılması gerekmekte ve bu hususun mahkemece re’sen nazara alınması icap etmektedir. Bu tür davalarda husumet tüzel kişiliği kalmayan şirkete veya şirket ortaklarına yöneltilemez.
Yüksek Yargıtay ——-sayılı —- tarihli kararında da belirtildiği üzere; “Tüzel kişilik, ticaret sicilindeki kaydın terkini ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Buna göre, davanın gerektirdiği şekilde—- Memurluğu kayıtları celp edilerek incelenmiştir. Toplanan delillere göre, davacı tarafın dava konusu şirkete ilişkin vergi borçlarının tahsili istemiyle ihya talebine konu —–yetkilisi aleyhine kanuni temsilcisi sıfatıyla 6183 sayılı Kanun kapsamında ödeme emri gönderdiği, söz konusu işlemin iptali amacıyla açılan davada Kocaeli —-Vergi Mahkemesi’nin— Karar sayılı ilamıyla şirket hakkında ek tasfiye işlemleri tamamlanarak, asıl borçlu şirketin ödeme emri ile takip edilmesi gerektiği gerekçesiyle işlemin iptaline karar verildiği, buna istinaden vergi borçlarının tahsilinin sağlanabilmesi için davacı vekilince işbu şirketin ihyası davasını açtığı anlaşılmıştır.
Buna göre, davacı kurum tarafından ihyası istenilen şirket adına tescilli beyannamelerden kaynaklanan kamu alacağının tahsilinin sağlanabilmesi için davayı açmakta hukuki menfaati bulunduğundan, anılan bu şirketin, davacı kuruma olan vergi borçlarının tahsili işlemleri ile sınırlı olmak üzere yeniden ihyasına karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Bu nedenle tasfiye eksiksiz tamamlanmadığından — ticaret sicil kaydının, davacı kuruma olan vergi borçlarının tahsili işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere — yeniden tesciline karar vermek gerekmiştir.
Ek tasfiye işlemlerinin de aynı tasfiye memuru tarafından yapılması uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır.
Davalı … Sicil Memurluğu, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır.
Diğer davalı tasfiye memurunun sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede, ihyası istenen şirketin tasfiyesinin 12/05/2016 tarihinde tamamlandığı anlaşılmıştır. Vergi borçlarının tahakkuk tarihinin tasfiyenin tamamlanmasından önceye ilişkin olduğu,bu durumda davalı tasfiye memurunun ihya davası açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla, harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutularak, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Davanın KABULÜ ile —tasfiye sonucu terkin edilen tasfiye halinde—- davacı kuruma olan vergi borçlarının tahsili işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyası ile — yeniden tesciline,
2-Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan … tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3-Kararının—- tescil ve ilanına
4-Davacı harçtan muaf olduğundan dolayı dava açılırken harç alınmadığından 54,40 TL harcın davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 68,50 TL yargılama masrafının davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan— uyarınca belirlenen — vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … —-yasal hasım olduğundan ve yukarıda belirtilen diğer nedenlerle davacı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı tasfiye memuru vekilinin yüzüne, davalı ….— vekilinin yokluğunda verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.