Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/727 E. 2020/124 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/727 Esas
KARAR NO : 2020/124

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2019
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait——- tarihinde meydana gelen binanın çökmesi ve akabinde yıkım kararı anılan binanın yıkılması hadisesi nedeni ile tamamen kullanılamaz hale geldiğini, 06.02.2019 tarihinde meydan gelen olaydan sonra sorumluluğu olan davalılar ile ilgili yasa gereğince zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin gerçekleştirdiğini, ancak bu görüşmeler neticesinde olumlu bir sonuç alınamadığını, mezkur olay nedeni ile müvekkilinin maddi zararının tazmin edilmesi amacı ile davanın açma zaruretinin doğduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı ————- dilekçesinde özetle; iddia olunan zararın idari işlem veya eylemden kaynaklandığını, tazmin talebi ile açılan davada şayet idarenin kişilere zarar vermesi gündeme gelirse bu tür zararların özel hukuk hükümlerine göre değil, kamu hukuku normlarına göre tazmin edilmek ve bu kondua açılacak olan tazmin davalarında da idari yargıda görülmesi gerektiğini, davacının iddiasının tememinde idarece yapılan bir idari işlmem veya eylem olması sebebi ile, söz konusu eylemden kaynaklaran zararlardan ötürü açılacak davaların idari Yargı görev alanına girmesi nedeni ile, öncelikle görev itirazının kabul edilerek davanın reddine karar verilmesini, dava konusu işlem ile alakalı idarece herhangi bir idari işlem veya eylem gerçekleştirilmediğini, davacının uğradığı iddia olunan zarar ile alakalı idarenin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını beyanla davanın görev, Husumet ve Esastan reddine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya — felekatininhemenn akabinde ——– ve çevresindeki 8 adet parseli dahil etmek üzere bakanlıkça reesen kendsel dönüşüm alanı olarak belirlendiğini ve inşai işlemlere başlandığını, davanın görevli mahkemede açılmadığını, Görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, Davanın süresinde açılmadığını, yapı projesinin —- sayılı yapı ruhsatı düzenlendiğini, işlem dosyası incelendiğinde yapıya ait herhangi bir ruhsat süresi uzatma ile ilgili veya ruhsat bitim tarihinden sonra herhangi bir ruhsat yenileme talebinde bulunulmadığını, yapıya yönelik mal sahibi tarafından ——- düzenlene yetkisi vermediğini, yapı kullanma izni verilmesine yönelik işlemlerin başlatılmadığı ve —-görüldüğünü, meydana gelen yıkım olayının yaşınmasına sebebiyet veren en önemli etkennin daire sahiplerinin daireleri içeresindeki ikamet ettikleri sırada evlerin iç kısımlarında binanın taşıyıcı yapı ve eklentilerinde tadilat değişiklik yapmalarından kaynaklandığını beyanla Davanın reddine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava , davacıya ait işyerinin bina göçmesi sebebiyle kullanılamaz hale gelmesinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları idari dava türleri arasında sayılmıştır.
İdarenin hukuki sorumluluğunun kabulü için, kusursuz sorumluluğa ilişkin istisna halleri dışında, idarenin yürüttüğü kamu hizmetinin, kötü işlemesi, geç işlemesi ya da hiç işlememesi sebeplerinden birisiyle kusurlandırılmış olması gerekmektedir. Hizmet kusuru, iradi bir işlem yada eylemden kaynaklanabileceği gibi, idarenin dikkatsizliğinden, tedbirsizliğinden ve ihmalinden de kaynaklanabilir. Yine zarar ile idari eylem veya işlem arasında uygun illiyet bağının da bulunması gerekmektedir.
Somut olayda davacı işyerinin göçük sebebiyle tamamen kullanılanamaz hale gelmesinde—— hizmet kusuruna dayanıldığı görülmektedir. Davanın ileri sürülüş biçimine göre hizmet kusuruna dayalı eylemde yargı yolunun idari yargı olduğu anlaşıldığından yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davada idari yargının görevli olması ve yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK 114/1.b gereği dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 -TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraflar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-esaslara göre belirlenen 500,00 -TL ( madde 7/1) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı ———- vekilinin yüzüne karşı Davalı ———- yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.