Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/720 E. 2020/102 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/720 Esas
KARAR NO : 2020/102

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 18/11/2019
KARAR TARİHİ : 05/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile ——– arasında doğmuş olan ticari uyumazlık nedeniyle kaydı kapatılmış olan —– İstanbul Anadolu——— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —-esas sayılı dava dosyası üzerinde dava açıldığını, davalı şirketin———- kayıtlı olan bir anonim şirket olduğunu, şirketin——– tasfiyeye gittiğini ve tasfiye işlemlerinin 15/03/2018 tarihinde ticaret siciline tescil edildiğini ve yasal 1 yıllık süre geçtikten sonra şirketin kaydının 15/03/2019 tarihinde silindiğini, tasfiye ve terkin edilen şirketin tarafı olduğu ve müvekkilinin davacı olduğu ve davası devam eden dava olduğunu ve anılan davanın İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- esas numarası ile devam ettiğini, İstanbul Anadolu—-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– esas numaralı dosyasının — tarihli celsesinde davalı şirketin ihyası için müvekkiline mehil verildiğini tüm bu nedenlerle —— sicilinde kayıtlı ——tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili yönünden açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, diğer davalı ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkememizce; —– ihyası talep edilen —-hangi nedenle, hangi usulle, hangi yasal düzenleme gereği, hangi tarihte terkin edildiği hususu sorulmuş, İstanbul Anadolu ——–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Dava, ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan —————— ihyası istemine ilişkindir.
TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla,
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde,
sona erer.” hükmünü haizdir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Şirket tüzel kişiliğinin ihyası davasının, ihyası istenilen şirketin tasfiyesini yürütmüş olan tasfiye kurulu üyeleri veya tasfiye memuru ile yasal hasım durumundaki terkin işlemini yapan ticaret sicil memurluğuna husumet yöneltilerek açılması gerekmekte ve bu hususun mahkemece re’sen nazara alınması icap etmektedir. Bu tür davalarda husumet tüzel kişiliği kalmayan şirkete veya şirket ortaklarına yöneltilemez.
Buna göre, davanın gerektirdiği şekilde, —- kayıtları ve İstanbul Anadolu——————- Asliye Ticaret Mahkemesinin —esas sayılı dosyasınınaslı celp edilerek incelenmiştir. Buna göre, davacı tarafından 06/05/2016 tarihinde ihyası talep edilen şirket ve davalı tasfiye memuru aleyhine menfi tespit ve istirdat talepli olarak dava açıldığı, davanın tevzi olunduğu İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin — tarihli duruşmadaki 1 numaralı ara karar ile davalı —– ihyası için dava açmak üzere kesin süre verilmesine karar verildiği, davacı vekilinin de bu ara karar uyarınca işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Yüksek Yargıtay —– tarihli kararında da belirtildiği üzere; “Tüzel kişilik, ticaret sicilindeki kaydın terkini ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Müsnet davada, davacı tarafından, ——- kapatılmadan önceki dönemle ilgili olarak açılmış bir dava mevcuttur. Bu davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infazı işlemlerinin yapılması TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemi niteliğindedir. Bu nedenle ——- yeniden ticaret siciline tescili gereklidir.
Bu nedenle tasfiye eksiksiz tamamlanmadığından—– ticaret sicil kaydının, İstanbul Anadolu ——. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——- esas sayılı dava dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararının infazı işlemleriyle sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere —- Siciline yeniden tesciline karar vermek gerekmiştir.
Ek tasfiye işlemlerinin de aynı tasfiye memuru tarafından yapılması uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır.
Davalı … Sicil Memurluğu, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır.
Diğer davalı tasfiye memurunun sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede, ihyası istenen şirketin tasfiyesinin ——- tarihinde ilan edildiği anlaşılmıştır. Yukarıda tespit edildiği üzere ihyası istenen şirkete karşı dava ise 06/05/2016 tarihinde, yani şirketin tasfiyesinden önce açılmış olup, bu durumda davalı tasfiye memurunun kendisinin de davalı sıfatı bulunduğu İstanbul Anadolu ——. Asliye Ticaret Mahkemesinin —–Esas sayılı dosyasından tasfiyeden önce haberdar olmayacağı düşünülemeyeceğinden, davalı tasfiye memurunun ihya davası açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla, harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutularak, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Davanın KABULÜ ile,——–sonucu terkin edilen tasfiye halinde —————– kaydının İstanbul Anadolu —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——— esas sayılı dava dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere —— yeniden tesciline,
2-Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan davalı … tarafından yürütülmesine,——— görevine devam etmesine,
3-Kararın ——————- tescil ve ilanına,
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin yatırılan toplam 44,40 TL hacın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davalı …’ten alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 95,20 TL dava açılış masrafı ve 63,00 TL yargılama masrafından ibaret toplam 158,20 TL yargılama giderinin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan —–uyarınca belirlenen ——vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı …——- yasal hasım olduğundan ve yukarıda belirtilen diğer nedenlerle aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı … ——–vekilinin ve davalı—- yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.