Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/718 E. 2021/619 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/718 Esas
KARAR NO: 2021/619
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/11/2019
KARAR TARİHİ: 02/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında, ——sözleşme imzalandığını, müvekkilinin sözleşmede belirlenen —— gerekli bağlantılarından oluşan sistemi, davalının adresinde kuracağını, sürekli bakım hizmeti verecek, yedek parça ve malzeme tedarikini sağlayacağını, davalının sözleşmeye göre verilen hizmet doğrultusunda kesilen faturaların bir kısmının ödenmediğini, cari hesap bakiyesi ve ödenmemiş faturalar nedeniyle, —— sayılı dosyası ile davalı hakkında takibe geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, yasa gereği arabuluculuğa başvurduklarını bir sonuç alamadıklarını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, itirazının iptaline, takibin, takip talebinde istenen tüm talepler —–doğrultusunda devamına, alacağın iptal edilen kısmının %20′ sinden aşağı olmamak üzere, davalı borçlunun inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının takip talebinde istenen tüm talepler doğrultusunda tahsilini talep ettiği davacının alacak tutarı ile müvekkil şirket kayıtlarının birbirleriyle örtüşmediğini, müvekkilini talep edilen tutarda borcunun bulunmadığını, takibe konu edilen faturaların usulüne uygun olarak düzenlenerek müvekkiline tebliğ edilip edilmediğinin de davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacı tarafın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,—— takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış ——– yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,—- takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından —– dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanı yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Davacı şirketin ve davalı şirketin —- ilişkin ticari defterlerinin/e-defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdik onaylarının/e-berat onaylarının zamanında ve usulüne uygun olarak yapıldığı, tarafların ticari defterlerinin tarafların kendi lehlerine delil niteliğine sahip olduklarını tarafların birbirleriyle olan ticari işlemlerine ilişkin kayıtların her iki şirketin ticari defterlerinde aynı tutarlarda, aynı dönemlerde ve eksiksiz şekilde kaydedildiği bu anlamda tarafların ticari defterlerinin birbirleriyle uyumlu olduğu, davacının davalıdan — alacaklı ve işlemiş temerrüt faiz tutarının — olduğu, buna göre davacının asıl alacak ve faiz yönünden toplamda davalıdan —– edebileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Somut olayda davalı tarafın da ticari defterlerini incelenmek üzere bilirkişi raporunun sunulduğu, tarafların ticari defterlerinin kendi lehlerine delil niteliğine sahip olduğu ve her iki şirketin ticari defterlerinin uyumlu olduğu ; davacı şirketin davalı şirketten alacağının —- olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmekle; HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi ——-yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.——- Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği davalı tarafın ticari defterlerine göre ; davacıya borçlu bulunduğu tespit edilmekle; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu kısmen hükme esas alınarak ve alacağın varlığına kanaat getirerek davanın kısmen kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.
Davacının takipte işlemiş faize yönelik istemde bulunduğu ve bu istemini açılan itirazın iptali davasında harçlandırarak dava konusu ettiği, davacının işlemiş faize ilişkin talebin değerlendirilmesinde ise; davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne dair ihtarı dosyada mevcut olmadığından davacı tarafın işlemiş faize ilişkin istemin yerinde olmadığı kanaatine varıldığı, alacağın likit olması sebebiyle kabul edilen asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş, davalı tarafın cevap dilekçesi ile talep ettiği kötüniyet tazminat talebinin ise ispatlanamadığından reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının—- dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin —- asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya yönelik talebin reddine,
2-Kabulüne karar verilen asıl alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE ,
4-Karar harcı 498,04 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 92,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 405,26‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 92,78 TL peşin harç olmak üzere toplam 137,18‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 867,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 822,92 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 390,57 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.252,88 TL’nin davalıdan, 67,12 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———— Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/07/2021