Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/707 E. 2020/157 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/707 Esas
KARAR NO : 2020/157

DAVA : Öz Sermaye Tespiti
DAVA TARİHİ : 15/11/2019
KARAR TARİHİ : 26/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Öz Sermaye Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan şirketin——— binanın tamamının maliki olduğunu, müvekkkili olan şirketin base konu taşınmazın tamamını—– nezdinde ———-numarasıyla kayıtlı olan ———–adlı şirkete ayni sermaye olarak koymak istediğini tüm bu nedenlerle ——- arsanın bilirkişi kanalı ile rayiç değerinin tespit olunmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce ————- tüm ticaret sicil kayıt örnekleri, ——– numarada kayıtlı arsanın imar durumunun ve mimari projesi ve —– tapu örneği celp edilerek edilmiş ve gelen yazı cevapları dosyaya eklenmiştir.
Dava, TTK’nin 343. maddesi gereğince kurulacak şirkete sermaye olarak konulmak istenen taşınmazların değerinin tespiti istemine ilişkindir.
TTK’nin 342. Maddesi gereğince, üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilen, devolunabilen, fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamda dahil mal varlığı unsurları aynı sermaye olarak konulabilir.
Kurulacak şirketin anonim şirket olması halinde ise sermayenin taahhüt yoluyla arttırımı halinde ayni sermaye konulmasına ilişkin TTK 342 ve 343 maddeleri uygulanır (TTK m.459/3).
TTK’nin 342. maddesine göre ise, ancak üzerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen mal varlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir.
Bu kanun maddesi kapsamında, ayni sermaye olarak konulacak olan taşınmazların değerlerinin tespiti için bilirkişi heyetine yerinde inceleme yetkisi verilerek rapor tanzimi istenilmiş, hüküm kurmaya elverişli rapor alınmış, alınan bilirkişi raporu davacı vekiline tebliğ edilmiştir.
Her ne kadar davacı vekilince bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de, itirazın HMK’nun 281/1 maddesinde öngörülen süre geçtikten sonra yapılması ve alınan raporun mahkememizce hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bulunması nedeniyle yeniden bilirkişi incelemesi talebi reddedilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında bilirkişi kurulunca düzenlenen —- tarihli bilirkişi raporlarının TTK’nin 343. Maddesindeki kriterlere uygun olduğu anlaşılmakla,
———- olarak belirleyen —– tarihli bilirkişi raporunun onaylanmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile TTK’Nın 343. Maddesi uyarınca davacı şirketin sermaye artışında aynı sermaye olarak koymak istediği —– sayılı taşınmazın değerini—– tarihli bilirkişi raporunun onaylanmasına,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken —- peşin yatırılan toplam —- hacın mahsubu ile bakiye —- harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, TTK’nin 343. Maddesinin son cümlesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı