Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/688 E. 2021/338 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/688 Esas
KARAR NO: 2021/338
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/11/2019
KARAR TARİHİ: 02/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, —— servis hizmeti veren bir şirket olduğunu, müvekkili tarafından hizmetin eksiksiz ve tam olarak verildiğini, faturaların düzenli bir şekilde davalı şirkete gönderildiğini, alacağın tahsili için———- sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazı üzerin takibin durdurulduğunu, icra takibinin açılması ve davalını tüm borca itirazı ardından davalı şirket tarafından ——tarihinde —– olmak üzere toplam ——– ödeme yapıldığını, davalı şirketin bu ödeme haricinde herhangi bir ödeme yapmadığını, arabuluculuğa başvurduklarının ancak anlaşamadıklarını, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne itirazın iptaline, takibin devamına, davalı tarafın asıl alacağın %20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin, davaya konu tutar bakımından herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafından fatura düzenlenmiş olmasının faturaya konu hizmetin verildiğini ispatlayamadığını, icra dosyasında cari hesap alacağına dayanan davacı tarafın itirazın iptali davasında—— adet faturaya dayandığını tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ———- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —– sayılı dosyası takip dosyasının incelenmesinde;—- tarihinde borçlu aleyhine takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya —— tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından verilen —– tarihli itiraz dilekçesinde borcun tamamına, faize ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, huzurdaki davanın ———tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, ” Tarafların usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahipleri lehine delil kudretine haiz olduğu dava konusu icra takibinin dayanağı hesap ilişkisinin —— yıllarındaki faturalar ve ödemelerden oluştuğu, tarafların ticari defterlerindeki kayıtların birbiriyle örtüştüğü toplam —— tutarındaki faturalar karşılığında mal veya hizmet verildiğini anlaşıldığı, davacı tarafın kabulünde olan —– alacaklı olduğu, takip tarihinden sonra yapılan toplam —– tutarındaki davalı ödemesi davacı tarafın kabulünde olup —- dava tarihi itibariyle davacının davalıdan ———- alacaklı olduğu yönünde rapor sunmuştur.
Somut olayda davalı tarafın da ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu, dava konusu icra takip dayanağı hesap ilişkisinin —– yıllarındaki faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve birbiriyle örtüştüğü, faturalar karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün davacı tarafça yerine getirildiği, bu kez ispat yükünün davalı tarafa geçtiği dosya kapsamında davalının ispat yüküne ilişkin somut bir delil bulunmadığı HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi ——–yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. ———– Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği birlikte değerlendirildiğinde usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulü yolunda hüküm kurulmuştur.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,——– sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Takip tarihinden sonra yapılan 5.000,00 TL tutarındaki ödemenin infaz aşamasında değerlendirilmesine,
5-Karar harcı 1.116,77 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 279,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 837,57‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 279,20 TL peşin harç olmak üzere toplam 323,60 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 869,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10- Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı , kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/04/2021