Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/683 E. 2021/600 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/683 Esas
KARAR NO: 2021/600
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2018
KARAR TARİHİ : 29/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalıların —— olarak—- çalıştıklarını, davacı —yapımcısı ve üreticisi konumunda olduğunu, davalılardan — firmasının ajans, diğer davalı —namına —— her türlü siparişleri veren onaylayan ve kullanan durumunda olduğunu, davalılardan— şirketinin, sözkonusu süreçte ödemeleri — üzerinden yapmakta olduğunu, — desteklerini tahsil eden firma durumunda olduğunu, —- firmasının ticari zorluklara düşmesi ile ödemelerin aksadığını, gerekçe olarak da — ödemeleri geciktirdiğini, uzun süredir ödeme yapılmadığını, kendilerinin —- ödemelerini aktarmakla mükellef olduklarını ileri sürdüğünü, müvekkili şirket ile davalıların destek aldığı ——– programı ile ilgili araştırma yaptığını, davalıların müvekkili tarafından üretilen ————— tüm ödemeleri fazlası ile—- tahsil ettiğini öğrendiğini, bunun üzerine —- firmasına ihtarname keşide edildiğini, telifleri ödenmeyen tanıtım filmlerinin yayınının durdurulmasını istediğini, davalı —- da cevabi ihtarnamesinde tüm alacağın diğer davalı —- şirketine ödendiğini, bu nedenle sözkonusu talebin —iletilmesi gerektiğini beyan ettiğini, davalı —- iddialarını doğruladığını, davacı ile davalılar arasında davalıların kamu desteği alması, —- programından yararlanması adına mecburi sözleşme imzalanmış olduğunu, sözleşmenin —- bulunduğunu, müvekkilinin üretimi yaptığı, faturaları kestiği, davalının siparişlerini verdiği——alarak kullandığı, teşvikleri tahsil etmesinin—— olduğunu, taraflar arasındaki ihtilafın — mukim davalı — adına —– gösteren —- isimli davalının, davalının iddiasına göre davalıdan tahsil ettiği paraları davacıya ödememesinden kaynaklanmakta olduğunu ve davalı — müşterek sorumluluğu reddettiğini, tarafların davacıya karşı —- konusuna ilişkin içtihatlar ve yasaları dikkate alındığında, müşterek ve müteselsil sorumlu olduklarının sabit olduğunu, davacının ihtarname keşide edilen tarihe kadar olan süre için kesmiş olduğu ve davalı ——- ibraz etmek suretiyle kamu desteği de aldığı faturaların tutarının —ulaştığını, alacaklarının kısmi olarak şimdilik———dava edildiğini, fazlaya ilişkin haklarının saklı olduğunu belirterek, —— temerrüt tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile brilikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacı tarafın HMK’nun 119. maddesi uyarınca davsını somutlaştırma yükümlülüğü altında olmasına rağmen iddiasına dayanak tüm delil ve belgeleri sunmadığı, sunulan faturaların da talep edilen alacak miktarından çok fazla olduğu, hangi faturanın hangi hukuki sebeple dava edildiğinin açıklanmadığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca ispat yükünün davacı tarafta olduğu ve davacı tarafından davasının ispat edilemediğini, davacının kısmi dava açmakta hukuki yarar bulunmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin —– karşı tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında bir ticari ilişkinin mevcut olmadığını, sözleşme gereğince müvekkilinin reklam filmlerinin bedelini diğer davalı—- firmasına ödediğini, davacı şirkete ödeme yapma yükümlülüğünün diğer davalı —olduğu, müvekkilinin ödeme makbuzlarının tümü için ——– destek aldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığı, bu hususun —- sorulması gerektiğini belirterek, davanın öncelikle usulden, bu kabul edilmezse esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında kurulan sözleşme kapsamında oluşan alacağın tahsili amacı açılan alacak davasıdır.
—— sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Davalı —-tarafından cevap dilekçesi ile süresinde tahkim ilk itirazı ileri sürülmüş olup davalı —dosya tefrik edilerek mahkememizin ——kaydı yapılmış olup, bu davalı yönünden yapılan tahkim itirazı yönünden davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen kök raporda özetle; “Davacı tarafından — bedellerinden bakiye —–davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiğini, davalının bir borcunun bulunmadığı ve edimlerini yerine getirdiğini belirterek —– ait cari hesap ekstresini ibraz ettiğini, cari hesap muavinine göre davalı ————— bir cari hesap bakiyesinin bulunmadığının görüldüğünü, davalı —– ve diğer davalı —- yasal defterlerinin incelenmesine karar verilmiş olması sebebi ile ibraz edilen cari hesap ile yasal defterlerin örtüşüp örtüşmediğinin tespit edilemediğini, —- faturalar için teşvikten yararlanılmadığı,—- tutarındaki faturalar için teşvikten yararlanıldığı, —– faturalar için sistemden girişinin yapılmadığı, teşvikten yararlanılmadığının beyan edildiği, davalı —tarafından —- tarihli dilekçe ekinde davalı —— tarafından tanzim edilen —- faturaların ödemelerine ilişkin banka dekontlarının ibraz edildiğini, davalı —- yılında muhtelif tarihlerde yapılan ödemelere ilişkin —- dekontun ibraz edildiğini, bu dekontların —- kısmının dava dışı —-yapıldığının görüldüğünü, taraflar arasında kurulan sözleşmeye istinaden gerçekleştirilen tanıtım faaliyetleri çerçevesinde ———– fatura düzenlediği ve —————– firmasına ödeme yaptığının anlaşıldığını belirterek bahse konu harcamalara ilişkin sözleşme, fatura ve ödeme belgelerinin ekte yer aldığını, bahse konu harcamalara ilişkin yapılan destek dökümünde iletildiğinin belirtildiğini, davalı —-destek teşvik aldığının bildirildiği, ——- tarihli cevabı yazısı ekinde yer alan belgelerle,—– belirtilen ödemelerle birebir örtüştüğünün görüldüğü, —-fatura tanzim edildiği, davalı — yönünden yapılan incelemede —itibari ile diğer davalı —- bakiyesi hususunda mutabakat sağlandığı,— tarafından geçmiş yıllarda tanzim edilen tüm faturaların ödemesinin yapılmış olduğunun taraflarca kabul edildiği, davalı ———- delil dilekçesi ekindeki —- tarafından firmaları adına tanzim edilen ve —– listesini ibraz ettiği bu listeye göre davalı ——tarafından tanzim edilen faturaların —– tutarındaki faturalar için teşvikten yararlanıldığı, davalı —— hareketlerinin dosyada yer almaması sebebi ile karşılaştırma yapılamadığı, somut olayda davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının mevcut olduğu, davalılardan —- dilekçesinde tahkim ilk itirazında bulunduğu, —– davacıya ödenmesi gereken tutarın, davacının yasal defterleri, muavin kayıtları dosyaya ibraz edilmediği, davacının —– düzenlendiği ——– faturalardan dolayı bakiye alacağın varlığının tespit edilemediği, ticari defterler incelemediğinden ibraz edilen cari hesap ile yasal defterlerin örtüşüp örtüşmediğinin belirlenemediği, davalılardan—tahkim ilk itirazının kabulünün mahkemenin takdirinde bulunduğu, tarafların ticari defterleri, muavin kayıtlarının ibraz edilmediği, dolayısı ile davacı— davalı —adına düzenlediği —tutarındaki faturalardan dolayı alacaklı bulunup bulunamadığını tespit edilemediği” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen ek raporda özetle “davacının incelenen —-defterlerin açılış onamasının yaptırıldığı, yevmiye defterinin tasdikinin yaptırılmamış olduğu defteri kebir ve envanter defterini ibraz etmediği, —- yılı yevmiye, defteri kebir ve envanter defterinin açılış onamasını yasal süresi içinde yaptırıldığı, yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yaptırılmadığı, —– defterini açılış onamasının yasal süresi içinde yaptırılığı, yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yaptırılmadığı, —- açılış onamasının yasal süresi içinde yapıldığı, defterleri kapanış onamasının yaptırılmadığı, defteri kebir defterinin ibraz edilmediği dolayısı ile davacı şirketin yasal defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşımadığı kanaatine varıldığı,—Davalı —- alacaklı gözüktüğü, ibraz edilen cari hesap hareketleri ile — yasal defter ve kayıtların sadece fatura bazında uyumlu olduğu, tahsilat tutarları ve— tarihi itibari ile —- yılına devreden alacak bakiyesi yönünden uyumlu olmadığı, —- ibraz edilen cari hesap hareketinde yer almadığı, hesap ekstresinde — devreden alacağın — olmasına rağmen yevmiye defter kayıtlarında — alacaklı gözüktüğü, davacının yevmiye defterinde —- alacaklı olduğunun görüldüğünü, Davacının — yılına devreden alacağında — olduğu ve yasal defterleri ile bire bir örtüşmediği — defterlerine göre davacının —Davalı — alacaklı olduğu— yılı yasal defterlerinde –Davalı — alacaklı olduğunun gözüktüğü, dolayası ile davacının — Davalı —dava tarihi itibari ile —- alacaklı olduğunun gözüktüğü, davacını gerek dava dilekçesi gerek ise —- tebliğ edilen — tarihli ihtarname ile faturalardan bakiye —- alacağın tahsilini talep ettiğinin görüldüğünü, sonuç olarak davacını usulüne uygun olmayan yasal defterlerinde — Davalı —- alacaklı gözüktüğü, davacının gerek dava dilekçesi ile gerekse —–alacağının tahsilini talep ettiği, Davacının — adet toplam — tutarındaki faturaların davacının —- defter kayıtlarını ibraz etmemiş olması sebebi ile defter kayıtlarında yer alıp almadığının tespit edilemediği, —– tanzim edilen ve dosyaya sunulan faturaların defter kayıtlarında yer aldığı ve—– hesabına borç kaydı yapıldığı ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Türk Medeni Kanunun 6. Maddesi ” Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel olarak “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” hükmünü içermektedir.
İddianın delillendirilmesi için davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, taraflar arasındaki ——-yapımına ilişkin ilişki kapsamında davacı davalıdan alacağının kalıp kalmadığı, yapılan tahsilatların ne kadar olduğu hususunun denetime elverişli şekilde açıklayıp göstermesi hususunda birikişi raporu alınmış , bilirkişi raporunda ticari ilişkinin bulunduğu——–defter kayıtlarının açılış tasdiklerinin yapıldığı, ancak kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığının tespit edildiği, defter kayıtlarına göre de davacının yargılama konu faturaları tefrik kararı verilen davalı ——-adına kestiği, borç kaydının ——–adına yapıldığı hususları tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Somut olayda davacı yanın ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı ancak kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, dolayısıyla lehine delil kabul edilemeyeceği kaldı ki davacının ticari defterlerine göre davalıdan alacaklı olmadığı, hakkında tefrik kararı verilen —– adına fatura keserek borç kaydettiği, davalıdan alacaklı olduğunu ispat yükü üstünde olan davacının ispat edemediği kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 768,49 TL harcın mahsubu ile artan 709,19-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 6.650,00 -TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/06/2021