Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/655 E. 2021/318 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/655 Esas
KARAR NO: 2021/318
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2019
KARAR TARİHİ : 30/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil adına davalı borçlu aleyhine ————- sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu davalının takibi haksız olarak itiraz ederek takibin durduğunu, taraflar arasında ——— satış noktası sözleşmesi akdedildiğini, davacı şirketin taraflar arasındaki sözleşmeni devamlılığına inanarak davalılara promosyon olarak ve %100 iskontolu olarak vermiş olduğu ürün ve malzemelerin rayiç değerleri üzerinden ————– tutarındaki kısmını davacı şirkete iade etmesi gerekeceği, davalı şirketin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davranarak davacı şirkete hiçbir bildirimde bulunmaksızın satış noktasındaki faaliyetine son verdiğini davacı tarafından haricen öğrenildiğini, bu hususların ———- sayılı dosyası ile delil tespitinde bulunduğunu, davalı şirketin müvekkili şirketten satın alacağı müvekkili şirkete ait ürünlerin satışını———— gerçekleştireceğinden iş bu adres mahalinde yapılan keşi sonucu tanzim olunan bilirkişi raporu ile belirtilen adreste davalı şirketin herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığının tespit edildiğini, tespit sonrasında müvekkil tarafından davalı taraf ile akdedilen sözleşmenin sözleşme ekindeki yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı fesih edildiğini, müvekkili %100 iskontolu olarak davalıya vermiş olduğu ürün ve malzemelerin rayiç değerleri üzerinden kıstelyevm hesabı ile belirlenen ve fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere,——- tutarındaki bedelsiz ürün alacağının ve ihtarname dava masraf ve vekalet ücretinin —- gün ödenmesi gerektiğinin hususunun davalı borçluya ihtar edildiğini, beyanla, davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20.den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın haksız ve kötü niyetli olarak açıldığını, davalı şirketin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, kefil olduğu iddiası ile hakkında takip başlatılan diğer gerçek kişi ——- için itirazın iptali yahut kaldırılmasına yönelik hiç bir dava açılmadığını, taraflar arasında yapılan sözleşmede yer alan yükümlülüklerini müvekkilinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, müvekkilinin işlettiği yerin ——–tarafında taşınmazın yıkımına karar verilerek belediye tarafından ———– yapıldığını, müvekkil şirketin bu sebeple davacı ile aralarında münakit sözleşme şartlarını yerine getirmesi, kendi isteği ve iradesi dışında bizzat kamu kurumu tarafından verilen bir karar nedeni ile imkansız hale geldiğini, müvekkili şirketin ticari faaliyetlerine devam ettiği dönemde sözleşmede belirtilen satış bölgesini hiç bir zaman satmadığını, kiralamadığını, ve faaliyet alanını değiştirmediğini, davacının müvekkili şirketin satış noktasındaki faaliyetine son verdiğine dair iddiasının tamamen kötü niyetli olduğunu beyanla, davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretini karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——–sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu———– esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; ——tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, borçlu vekili tarafından —— tarihli itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın ———- tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda ,” davalı yanın ——- yıllarına ait ticari defter ve belgeleri incelendiğini, ticari defter ve belgelerin açılış kapanış tasdiklerin TTK hükümlerine göre zamanında yapıldığı, dava dışı —–hesap hareketlerinin incelenmesinde —— borç kaydedildiği, karşılığında —– Alacak kaydı girmek sureti ile borç alacak bakiyesinin bulunmadığının görüldüğünü, Davacı yanın ——yıllarına ait ticari defter ve belgeleri incelenmiş olup, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, —– beratlarının süresinde alındığını, davacı şirket ile davalı ———— tarihli sözleşmeden kaynaklandığını, davalı şirketin nokta bayi müşterisi olduğundan doğrudan davalı şirket ile cari hesap ilişkisinin bulunmadığı, sözleşme tarafı olan bayi ——- ile cari hesabının bulunduğu, iş bu bayi tarafından bedelsiz olarak davalı şirkete sözleşme kapsamında %100 iskontolu ürünler için dava dışı bayi —- tarafından davacı —–düzenlendiği, ——— faturalar için düzenlenen belgelerin teslim alan bölümlerinde davalı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğunun tespit edildiğini, sözlşme yükümlülüklerine aykırı davranılması sebebi ile, süresinden önce sona ermesine sebebiyet vermesi üzerine bu malzeme ve ürünlerin rayiç değerlerinin kıstelyevm usulü belirlenecek olan kısmı —–birlikte bayi veya şirket dahiline iade edileceğini, İşletmeci olarak davalı şirket ile davacı şirket arasında —- tarihinde %100 iskontolu olarak dikkate alınacak ürünlerin imza altına alındığının görüldüğünü, davacı şirket tarafından davalı şirkete—– koli ürün tesliminin yapılmış olduğunun tespit edildiğini, taraflar arasında imzalanan —- tarihli direkt satış sözleşmesi özel hükümleri kapsamında —– ürünün satışını gerçekleşmemiş olması bu meblağın rayiç değerlerinin kıstelyevm usulü belirlenecek olan kısmının —- bayi ye veya şirkte derhal iade edileceğinin kararlaştırılmış olduğu, ve davacının ——– hesabının yapıldığı, ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde uyuşmazlığın konusunu, davalının, faaliyet gösterdiği adresi, davacıya herhangi bir bildirimde bulunmadan terk ettiği; davalının bu eylemiyle, davacı —-davalı ———– tarihinde akdedilen sözleşme hükümlerini ihlal ettiği iddiaları teşkil etmektedir.
———– sayılı ile yapılan tespitte davalı şirketin sözleşmede belirtilen adresinde faaliyette bulunmadığı, işletmenin olduğu yere ———— yapıldığının belirtildiği görülmüştür.
Dosya içeriğinde, davacı tarafından iddia olunan davalının faaliyet gösterdiği adresten kendisine herhangi bir bildirimde bulunmadan ayrılması eyleminin aksini kanıtlar nitelikte hiçbir belgeye rastlanmamıştır. Dolayısıyla dosyadaki belgeler dâhilinde davalının, taraflar arasında———- belirtilen adresi davacıya hiçbir bildirimde bulunmadan terk ettiği kanaatine varılmıştır.
Sözleşmenin 7. maddesine göre davalı, “İşletmeci şirketin yazılı onayı olmadan, bu sözleşme ve oluşmuşsa eklerindeki hak ve/veya yükümlülüklerini başkasına devir ve temlik etmemeyi, sözleşme süresince Satış Noktası’nda sözleşmenin devam ettirilmesine etki edecek hiçbir değişiklik (satış noktasını kapatmak, devretmek, faaliyet türünü değiştirmek vb.) yapmamayı ” kabul ve taahhüt etmiştir. Bu maddede hedeflenen amaç sözleşmede belirtilen asgari mal alma borcunun davalı tarafından bizzat yerine getirilmesini sağlamaktır. Davalının, sözleşmede belirtilen faaliyet adresini davacıya hiçbir bildirimde bulunmadan terk etmesi eyleminin taraflar arasında imzalanmış olan ————– tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiği bu itibarla davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin 7. maddesi gereğince, işletmenin davacı şirkete hiçbir bildirimde bulunmadan işini terk etmesi nedeni ile söz konusu tutarın ya da verilen malların davacı şirkete iade edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan rapora göre ——— bedelsiz ürün alacağı olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafın ihtar masrafına ilişkin dekontları dosya kapsamına kazandırmadığı görüldüğünden ihtar masrafına ilişkin talep reddedilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının —– dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin—- işlemiş faiz olmak üzere toplam——— üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 441,97 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 117,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 324,28 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 117,69 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 162,09 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 71,90 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 871,90 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 818,60 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 421,25 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.239,31 -TL.sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 80,69 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/03/2021