Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/643 E. 2021/163 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/643 Esas
KARAR NO : 2021/163

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/11/2019
KARAR TARİHİ : 16/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—- tarihinde davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü dava dışı ————- içinde araçların malzemeleri indnirme ve bindirme yaptıkları yerde manevra sırasında ——– kapıya çırpması sonucu, kapıda maddi hasarın meydana geldiğini, Olayın oluşumunda araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, kaza sebebi ile müvekkil şirket tarafından sigortalısına ödeme yapıldığını, yapılan ödeme nedeni ile başlatılan icra takibine borçlu davalıların itiraz ederek takibin durdurulduğunu beyanla, davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20.den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı ———cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuken kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafça her ne kadar yetki itirazının kaldırılması talep edilmiş ise de, genel haciz olu ile ilamsız takiplerde yetkili icra dairesinin hangisi olduğu, İ.İ.K.nun 50. Maddesi düzenlenmiş bulunduğunu, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafça sunulan delillerin hiç birisine muvafakat etmediklerini, davacı tarafça talep edilen tazminatın hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafça müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, beyan ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, müvekkil şirket yönünden yetki itirazının kabulüne karar verilerek yetkili —— Müdürlükleri olduğu yönünde karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise, davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı …. Kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazası nedeni ile yapılan ödemenin rücuen tazminine ilişkin olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine yönelik açılan davalardandır.
Davacı vekili, —– tarihli duruşmada, Yargılama devam ederken dosya borcunun ödendiğini, davanın konusuz kaldığını, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
Davacı vekilinin beyanı doğrultusunda konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmemesine ilişkin karar verilmiş olup, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu da dikkate alınarak dava açılmasına davalıların sebebiyet verdiği değerlendirilerek vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Vekalet ücreti hesabında alınan bilirkişi raporunda tespit edilen alacak miktarı üzerinden değerlendirme yapılmıştır.
İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Somut olayda tazmini gereken alacak miktarı bilirkişi raporuyla belirlendiğinden bu halde likit alacaktan sözetmek mümkün olmadığından inkar tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken sehven kısa kararda hüküm kısımında icra inkar tazminat talebinin reddedildiği eklenmemiş olup kısa karar ile gerekçeli karar arasında uyumsusuzluk olacağından gerekçeli kararda da eklenmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar harcı 59,30 TL.den başlangıçta peşin olarak yatırılan 90,07 TL peşin nispi harçtan mahsubu ile artan 30,77 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 90,07 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 134,47 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 129,90 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 929,90 -TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——– esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.