Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/62 E. 2020/517 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/62 Esas
KARAR NO : 2020/517
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/09/2019
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında süregelen ticari ilişki kapsamında davacının davalı şirketten toplamda——— fatura alacağının bulunduğunu, alacaklarının ödenmemesi üzerine ————– sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun borca itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin defterlerinin incelenmesi neticesinde davacıya herhangi bir borcunun olmadığının ortaya çıkacağını beyanla ticari defterlerin incelenmesi ile davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Celp ve tetkik edilen ——– sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından———- tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun ———— tarihinde borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
İnceleme gün ve saatini bildirir davetiye usulüne uygun olarak davalı tarafa tebliğ edilmiş olup, inceleme gününde davalı tarafça defter ibraz edilmemiştir.
Mali Müşavir bilirkişi mahkememize sunduğu ——havale tarihli raporunda özetle; davacı tarafın ——- yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığını, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan ———- tutarında alacaklı olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalı tarafça bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, cari hesap ekstresi, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturalara dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davalının ticari defterlerini kabul edilebilir bir mazeret bildirmeksizin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz etmediği, davacının ise kendi ticari defterlerine göre davalı taraftan ———–alacaklı olduğu, davacının ticari defterlere delil olarak dayandığı ve tarafların ellerinde bulunan belgeleri -ticari defterler dahil- ibraz zorunluluğu bulunduğu, bu zorunluluğa ve verilen kesin süreye rağmen davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, HMK’nun 220′ inci maddesinde, bir tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılması gerektiği ve tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebileceği, davacının ticari defterlerinin Türk Ticaret Kanunu’na ve ————– düzenlemelerine göre usulüne uygun tutulmuş olması ayrıca alacağın dayanağı faturanın mevcut olması karşısında belgeleme ve kaydın belgeye dayanması ilkesine (TTK’nın 64/2. Maddesi ve gerekçesinden) uygun olması nedeni ile davacı lehine delil teşkil edeceği, davacı tarafından davalı şirket adına tanzim edilmiş faturaların teslim alan bölümünde herhangi bir isim, imza olmaması sebebi ile bu faturalardan, faturanın muhteviyatı malların davalıya teslim edildiği faturanın davalıya tebliğ edildiği hususunda bir tespit yapılamadığı ancak ödeme emrinde alacak bilgisi bölümünde faturaların belirtildiği, ödeme emri ekinde de faturaların yer aldığı, davalı şirket tarafından takip dosyasına faturanın tebliğ edilmediğine veya fatura muhteviyatı malların/hizmetin teslim edilmediği hususunda bir beyanlarının bulunmadığı, dolayısıyla mahkememizce faturaya konu mal/hizmetin davacı tarafça sunulduğu kanaatine varıldığı, aynı zamanda davacı ticari defterlerine göre davalı tarafın bir kısım ödemelerinin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, bu hali ile taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunun sabit olduğu, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) öte yandan davacı tarafından davalı taraf takip öncesinde usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faize ilişkin talebin reddi sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulün, davacının takip talebinde kötü niyetli olduğu kanaatine varılmadığından davalı tarafın bu talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,———— sayılı dosyasında davalı itirazının ——— asıl alacak üzerinden İPTALİNE, işlemiş faiz talebinin REDDİNE,
3-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 5.174,50-TL asıl alacağın %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafın şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
5-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 353,47 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 63,43 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 290,04 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 63,43 TL peşin harç ve 6,40 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 114,23 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 800,00 TL bilirkişi ücreti, 71,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 871,70 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %99,10 oranında olmak üzere 785,31 TL’ sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2.maddesine göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2.maddesine göre belirlenen 47,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
11-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, 6100 Sayılı HMK’nun 341/2 maddesi uyarınca değer itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/10/2020