Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/606 E. 2021/585 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/606 Esas
KARAR NO: 2021/585
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—- — ile müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, — tarihinde davalı —–plakalı araca arkadan çarpması ve bu çarpmanın şiddeti ile sigortalı aracın park halinde bulunan üçüncü bir araca çarpması sonucu olayın meydana geldiğini, sigortalının yapmış olduğu başvuru neticesinde hasar gören sigortalı araca yapılan ekspertiz incelemesinde aracın hasarlı olduğunun tespit edildiğini, eksper raporu doğrultusunda —tarihinde hasarın ödendiğini, davalının sigortalısı — plakalı aracın %100 kusurlu olduğunu bu nedenle hasara sebebiyet veren aracın sigorta şirketi olan — başvurulduğunu, kendi sigortalı aracın %75 kusurlu olduğunu belirleyerek hasar bedelinde kısmi ifaya gidildiğini,—- takiplere mahsus icra takibine başlatıldığını borçlunun borca itirazda bulunduğunu ve takibin durdurulduğunu, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen — plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde —- tarihleri arasında geçerli olacak şekilde doğacak rizikolara karşı teminat altına alındığını, Davacı yanın işbu davada — tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle —– plakalı araçta oluştuğu iddia olunan hasar nedeniyle bakiye hasar bedeli talebinde bulunduğunu, Müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalımızın kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına —– olduğu, maddi zararlardan ötürü sigortacı, poliçede gösterilen limit meblağının tamamından değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı, gerçek zarar miktarının araştırılıp, saptanması neticesinde bulunacak meblağdan, sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, açılan hasar dosyaları kapsamında alınan ekspertiz raporu doğrultusunda davacı sigorta şirketine, sigortalı araç sürücüsünün %75 kusur oranın dikkate alınarak —– hasar bedeli ödemesi gerçekleştirildiği, Müvekkil şirket işbu ödemeler ile üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, davacı yanın bakiye hasar bedeli talebinin reddini talep ettiklerini, dava dilekçesinde sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğu iddia edilerek işbu dava ikame edildiğini ancak davacı tarafça bu hususa ilişkin hiçbir bilgi ve belge sunulmadığını, kaza hakkında kesinleşmiş bir kusur raporu bulunmadığını bu nedenle öncelikle kazaya karışan tarafların kusur oranlarının tespitinin gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
—- sayılı dosyası, fiziki olarak dosyamız arasına alınmış, tetkik edilmiştir.
İcra dosyasının tetkikinde; —asıl alacak,–işlemiş faiz olmak üzere toplam —-üzerinden davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile — nolu araç sürücüsünün %100 asli kusurlu olduğu, —plaka nolu araç sürücüsü: herhangi bir kusur atfedilmeyeceği, —–plaka nolu araç sürücüsü: herhangi bir kusur atfedilmeyeceği, davacı tarafından sigortalı olan — plaka nolu araç için kaza esnasında kusuru bulunmamasından dolayı, sigorta şirketi tarafından araç onarımı yapılmadan hasarsız araç rayiç bedeli olarak —sovtaj bedelinin ——- olan tutar kadar kusurlu olan davalı taraftan tazminat isteyebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan zararın sigorta hukukuna istinaden sigortalısına ödenmesi nedeni ile açılan rücuen alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TTK 1472. Maddesine göre davacının halefiyet nedeni ile rücuen alacaklı olup olmadığı, davacının kasko poliçesi kapsamında sigortalısına kaza nedeni ile ödeme yapıp yapmadığı, ödemenin kasko sigortası genel şartlarına uygun olup olmadığı, kazada kusur durumu, hasar miktarı, sigorta hukukuna göre davacının davalı sigortalıdan rücuen alacak talep edip edemeyeceği olarak tespit edilmiştir.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
Mahkememizce resen seçilen makina mühendisi bilirkişiden uyuşmazlık konusuna istinaden rapor aldırılmasına karar verilmiştir, bilirkişi —- tarihinde raporunu sunmuştur.
Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde; Hükme esas olarak alınan –tarihli bilirkişi heyeti raporu dayanak yapılarak — tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde— plakalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, —- plakalı aracın emniyet şeridinde lastik değiştirmek için park halinde olması sebebiyle kusursuz olduğu, davacı sigorta şirketine sigortalı — plakalı araçta ekspertiz raporu ile tespit edilen zarar tutarı olan — uygun olduğu, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına —ödediği, davalı sigorta şirketi tarafından — tarihinde davacı sigorta şirketine —-ödeme yapıldığının beyan edildiği ancak buna ilişkin makbuz sunulmadığı, her ne kadar makbuz sunulmamış ise de davacı sigorta şirketi tarafından aldırılan ekspertiz raporu ile mahkememizce aldırılan ve birbiriyle uyumlu olan bilirkişi raporunda belirlenen — ödeme yapıldığı beyan edilen — çıkartılması ile geriye kalan —asıl alacağın takiple talep edildiğinin anlaşıldığı, bu doğrultuda davacı sigorta şirketinin TTK 1472. Md. Gereğince sigortalısının haklarına halef olduğu, davalı sigorta şirketinin —– aracın kusuru ile verdiği zarardan sorumlu olduğu, davacı sigorta şirketinin TTK 1472 maddesine istinaden halefiyet ilkesine göre sigortalısına ödediği bedeli rücuen davalı sigorta şirketinden isteyebileceği kanaatine varılmıştır.
Davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihi olan — tarihinden, takip tarihi olan — tarihine kadar işlemiş faiz miktarının —- olduğu, davacı sigortanın sigortalısının tacir olmadığı, aracın ticari olmadığı, bu nedenle sigortalısının haklarına halefiyet ilkesi gereğince sigortalısının isteyebileceği faiz türünü talep edebileceği, buna göre asıl alacağa yasal faiz yürütülmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
İİK 67/2 maddesinde “…borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmü yer almakta olup, kusur ve alacak miktarının yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edildiği bu nedenle aşacağın likit olmadığı belirlenmiş olmakla icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilerek, yine davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin ispatlanamadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davalının — icra dosyasında takibe itirazının kısmen iptali ile takibin —- alacak üzerinden devamına, takipten itibaren asıl alacağa yasal faiz yürütülmesine, davacının fazlaya dair isteminin REDDİNE,
2-Davacının icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 601,98 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 108,91 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 493,07 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 108,91 TL peşin harç ve 5,20 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 150,01 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 800,00 TL bilirkişi ücreti, 113,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 913,20 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %97,74 oranında olmak üzere 892,56 TL’ sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 4,080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 204,02 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/06/2021