Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/603 E. 2020/280 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/603 Esas
KARAR NO: 2020/280
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/11/2019
KARAR TARİHİ: 30/06/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı şirktin davalı şirkete taşıma hizmeti verdilğini, davalıya verilen taşıma hizmeti karşılığında navlun faturaların düzenlendiğini, söz konusu faturaların davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen davacı şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı şirket davalı taraf ile olan ticari ilişkisi sebebiyle cari hesabında davalı taraftan toplam ————- alacaklı bulunduğunu, davalı tarafça takibe itiraz edilerek davacı şirketin alacağının tahsilinin engellendiğinin, davalı borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu,——– İcra Müdürlüğü’nün ——- esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile icranın devamına karar verilmesini, davalının ——- İcra Müdürlüğü’nün ——–esas sayılı dosyasına yaptığı yetki itirazının reddine ve icra takibinin devamına, itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu sabit olduğundan değerin %20 sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalı firma hakkında —— Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış iflas ertelemesi davasında ——— Esas sayılı dosya ile tedbir kararı verildiğini, bundan dolayı İİK. İlgili maddeleri uyarınca cebri icra yoluna başvurulamayacağını, kötü niyetli icra takibi başlattığını, takibe itiraz edildiğini, davalının karşı yan iddiası kadar borçlu olmadığını belirttiğini, davacının icra takibi yapmasına hukuken engel bulunduğundan açılmış olan davanın da itirazın iptali olarak görülmesine hukuken imkan bulunmadığını, davanın itirazın iptali olarak görülmesinin mümkün olmadığından karşı yan tarafından talep edilmekte olan icra inkar tazminatının da davalıya yüklenmesinin mümkün olmadığını, davanın itirazın iptali olarak görülmesin mümkün olmadığının karşı yan tarafından talep edilmekte olan icra inkar tazminatının da davacıya yüklenmesinin mümkün olmayacağını, davacının zaman zaman davalıya ait yüklerin taşınmasında davalı ile çalıştığını, davacı tarafın faturalar keserek davalıya yolladığını, icra takibine geçilen bedelin fazla olduğunu davalının bu miktardan daha az borcunun bulunduğunu, yargılama neticesinde davalının iddia edilenden daha az borçlu olduğunun anlaşılacağını, davacının haksız usul ve yasaya aykırı davasının reddine karar verilmesini, davalı firma hakkında iflas ertlemesi davacı ile —— Asliye Ticaret Mahkemesinden ———-Esas asyılı dosya ile tedbir kararı verildiği ve davacı yanın bunu bildiği halde icra takibine geçmesi sebebiyle yapılan kötü niyetli takip sebebi ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, mahkeme harç ve masarfı ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, deniz taşıma ilişkisine dayalı olarak düzenlenen —- faturalarının ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, TTK’nın ——— başlıklı beşinci kitabı kapsamında yer almaktadır.
Dava konusu somut olayda, davacı tarafından deniz taşımasından kaynaklı fatura bedeli talep edildiğine göre, uyuşmazlığın çözümünde 6102 sayılı yeni TTK’nın ———— başlıklı 1119 vd. maddelerinin hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, davanın görülüp sonuçlandırılmasının aynı kanunun 5.maddesi gereğince ticaret mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü gerekmektedir. Mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.
6762 sayılı eski TTK.nun 4.maddesine 20.04.2004 tarihinde 5136 sayılı yasanın 1. maddesi ile eklenen son fıkrası “İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde ———- olumlu görüşü ile———- bu Kanunun Dördüncü Kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin ihtilaflara bakmak ve asliye derecesinde olmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemeleri kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi ————– tarafından belirlenir.” hükmünü havi olup, bu maddeye dayalı olarak —- tarafından —— gün ve ——-sayılı kararı ile —– Denizcilik İhtisas Mahkemesi kurulmuş, yargı alanı da ———- mülki hudutları olarak belirlenmiştir.
Daha sonra özel kanunlarına göre kurulmuş olan ihtisas mahkemelerinin yargı alanlarının yeniden belirlenmesi ile ihtisas mahkemesi kurulmayan yerlerde bu mahkemelerin görev alanına giren iş ve davalara hangi mahkemenin bakması gerektiği hususlarında ———— tarih ve —–sayılı kararı almıştır. Bu ilke kararı gereğince;
———— Konusunda;
I————kararı ile ———- kurulup faaliyete geçirilen ——- yargı alanın —– mülki hudutları olarak belirlenmesine,
II———- kurulmayan yerlerde
a)-Ticaret mahkemesi bulunan yerlerde;
1-Bir ticaret mahkemesi bulunan yerlerde bu mahkemenin,
2-Birden fazla ticaret mahkemesi bulunan yerlerde—– numaralı ticaret mahkemesinde,
b)Ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde;
1 ) Bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemede,
2 ) Birden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde,— numaralı asliye hukuk mahkemesinde bakılmasına karar verilmiştir.
Öte yandan ——— tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı yeni TTK.nun 5.maddesi;
“Ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler
(1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
(2) Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde ————-asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.
(3) ———— Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
(4) ———– Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; asliye hukuk mahkemesi, davaya devam eder.” hükmüne,
Yine aynı tarihte yürürlüğe giren 6103 sayılı TTK.nun yürürlüğü ve uygulama şekline dair kanunun 8.maddesi de,
“A) Deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davaları
MADDE 8 – (1) 6762 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca kurulmuş bulunan ———- görmekte olduğu davalar, Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi gereğince, Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden itibaren bir ay içinde, ——— tarafından, Türk Ticaret Kanunu ile diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevli kılınacak asliye ticaret mahkemesine devredilir.
(2) Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan deniz ticaretine ve deniz sigortasına ilişkin hukuk davalarını görmekte olan mahkemeler, yargı çevreleri içinde ve görev alanlarına giren sonuçlanmamış davaları ve işleri devredemezler.” hükmünü havi olup, 6103 sayılı kanunun 8.maddesi, 6102 sayılı kanunun 5/2.maddesinin HSK.na verdiği yetkinin kullanım şekline ilişkindir.
Anılan kanunların verdiği yetki ile ——–tarih ve –sayılı Yetki kararnamesi ile , ——–Asliye Ticaret Mahkemelerini, ———– Asliye Ticaret Mahkemesini TTK.dan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmak üzere münhasıran görevlendirilmesine karar verilmiş, —– tarih ve —- sayılı yetki kararnamesi ile de, bu kez aynı konularda ——-Asliye Ticaret Mahkemesi ve ———–Asliye Ticaret Mahkemesi görevlendirilerek, önceki görevli mahkemelerin faaliyetinin durdurulmasına karar verilmiştir. Diğer yargı yerlerine ilişkin bir görevlendirme yapılmamıştır.
Sonuç itibariyle, davaya bakma görevi deniz ticaretinden ve deniz sigortalarından doğan davalara bakmakla görevli —— Asliye Ticaret Mahkemelerine ait olduğundan, görev hususu dava şartı olduğundan, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesine göre mahkememizin görevsizliğine ve davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ——–ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK md. 331/2 uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına ancak Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi ve bu durum belirtilerek Mahkememizden talepte bulunulması durumunda harç ve yargılama giderleri konusunda Mahkememizce karar verilmesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ————- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2020