Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/583 E. 2022/322 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/583 Esas
KARAR NO: 2022/322
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/09/2019
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin — tarihinde — plakalı araçla seyir halinde iken yine yolda sağ şeritte seyreden bir —-sollamak için sinyal verip harekete geçtiğini ve tam sol şeride geçmiş —- yan yana iken arkadan çok hızlı bir şekilde gelen —– plakalı aracın müvekkilinin aracına sol arakadan vurduğunu ve bunun sonucunda müvekkilinin aracının savrulması ile sol önden refüjlere vurması ile kaza olduğunu, taraflar arasında tutanak düzenlendiğini, müvekkilinin tutağa bakmadan aracını çekici vasıtası ile servise götürdüğünü, eksper raporuna göre müvekkilinin %100 kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin iyiniyetinin kurbanı olduğunu, olay mahallini net bir şekilde gösteren iki adet kamera görüntüleri bulunduğunu, dava öncesi arabulucu aracılığı ile sonuç alamaya çalıktıklarını ama ne sürücü nede sigorta firması ile yapılan görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını iddia ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik müvekkilinin aracının pert olması neticesinde maddi tazminat alacağı olarak —- ve çocukların ve çocukların annesinin çok korkmasından dolayıda şimdilik manevi tazminat olarak —– kısmı alacağın kaza tarihinden itibaren işleyecek şekilde mevduata uygulanan faiz oranında davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı — dilekçesinde özetle; —- istikametine sevir halinde iken önündeki aracın sinyal vermeden sağ şeritten sol şeride geçerek henüz sollamasını bitiremediği için ve aradaki kısa mesafeden dolayı aracın sol arka çaprazından vurduğunu, her ne kadar karşı taraf aradaki mesafenin— olduğunu beyan etse de aradaki mesafe — metre olduğundan kazanın gerçekleştiğini,—— konuştuğunu, kendisinin kimseye birşey olmadığını beyan edip ve hatalı olduğunu dile getirerek herkesin kendi zararını karşılamasını istediğini, teklifi kabul ederek oradan ayrıldığını beyan etmiştir.
Diğer davalılar kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazası nedeni ile davacıya ait araçta oluşan maddi zararın tazminine ve manevi tazminata yönelik olarak açılan tazminat davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle; ” Davanın konusunun olayın karayolları trafik kanunu kapsamında maddi hasarlı, trafik kazası olduğu, meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, söz konusu araçta —– hasar oluşmuş olduğu, öz konusu kaza ile hasar durumunun uyumlu olduğu, söz konusu aracın hasar değerlendirmesi sadece ibraz edilen fotoğraflar üzerinden yapıldığını, motor ve şanzıman aksamına yönelik dosya muhteviyatında herhangi bir görsel olmadığından hasar miktarına dahil edilmediği ancak fotoğrafların incelenmesinde aracın motor / şanzımanın ve şasesinde de kazanın büyüklüğü ile doğru orantılı olarak hasar meydana gelmiş olabileceği, bu nedenle hasar miktarında yaklaşık—- oranında artış meydana getirebileceği değerlendirilmiştir.—-dava konusu kazalı aracın yapılan internet ve piyasa araştırmaları neticesinde kaza tarihi itibariyle — El piyasa rayiç değerinin — civarında olduğu, söz konusu aracın onarımının ekonomik olmaması nedeni ile—- olarak kabul edilmesi gerektiği, bu kapsamda söz konusu aracın sovtaj değerinin yaklaşık—— civarında olacağı, tarafların sorumluluklarının kusur oranları nispetinde olacağı, Mahkemede aracın —- olmayacağı yönünde kanaat oluşması durumunda söz konusu kazalı aracın onarımının yetkili servis ve tamir atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olmakla birlikte yaklaşık—- iş günü süreceği ( Malzeme temin süresi dahil edilmiştir.) davaya konu trafik kazası kapsamında— plaka sayılı araç sürücüsü —- % 75 kusur oranı ile asli kusurlu olduğu, — plaka sayılı araç sürücüsü —–% 25 tali kusurlu olduğu” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi tarafından verilen ek raporda özetle; —-plaka sayılı araç sürücüsü —- meskun mahalde araç kullanırken Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorunda olduğu. şerit değiştirmeden önce arkadan gelen araçları, yol ve trafik durumu ile aracının teknik özelliklerini birlikte değerlendirerek emniyetle şerit değiştirmesi gerektiği, ancak bu konuda gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması ve kazanın kök nedeninin hatalı şerit değiştirme olması, bu kapsamda sebebiyet vermiş olduğu kazada; —- gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk ve ikümlülüklere, uymamak, —–kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görü,—- hava ve trafık durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak,—-; geçme, dönme, duraklama, durma ve park etme gibi haller dışında şerit değiştirmeleri veya iki şeridi birden kullanmaları yasaktır. KTK Madde 84/g-i-g şeride tecavüz etme, manevraları düzenleyen genel şartlara uymama, kurallarının ihmal, ve ihlal edilmesi nedeni ile % 75 kusur oranı ile asli kusurlu olduğu,—- plaka sayılı araç sürücüsü —-yönünden değerlendirmede; —- tarihinde davacının ———–plakalı araçla seyir halinde iken yolda sağ şeritte seyreden bir otobüsü sollamak için sinyal verdiği ve harekete geçtiği esnada arkadan çok hızlı bir şekilde gelen —-plakalı aracın sol arkadan vurması ve —- plaka sayılı aracın savrularak sol önden refüjlere çarparak durması ile sonuçlanan maddi hasarlı trafik kazasında;—- plaka sayılı araç sürücüsü —-aracının hızini, yol, görüş, trafik durumu ile aracının teknik özelliklerini birlikte değerlendirerek kontrollü seyretmesi gerekirken aşırı hız ile şeyir halinde olduğunu ve erkili fren meşafesi bırakmadan seyretmiş olması ve bu konuda gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeni, —– Hızlarımı, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, kuralının ihmal ve ihlal edilmesi nedeni ile % 25 kusur oranı ile tali kusurlu olduğu, bunun haricinde kök rapordaki görüş ve kanaatlerin aynen devam ettiği” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi tarafından verilen 2. Ek raporda özetle; “Kök rapor görüş ve kanaatlerinin aynen devam ettiği, takdiri mahkemeye ait olmak üzere aracın nerede olduğu hususunun davacı vekili tarafından netleştirilerek keşfe refakat edecek taraf veya vekilinin de hazır bulunması ile araç üzerinde inceleme yapılabileceği ancak dava konusu aracın yaklaşık iki senedir onarıma pert işlemine tabi tutulmuş olması nedeni ile dava konusu kaza haricinde söz konusu araçta meydana gelmiş gelebilecek hasar durumunun ancak farklı parçaların zarar görmesi durumunda tespit yapılabileceği, aynı bölgede meydana gelen hasar tespitinin yapılmasının mümkün olmadığı, hukuki değerlendirmenin Mahkemeye ait olacağı, ” şeklinde rapor sunulmuştur.
—–maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, ——sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, —– motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ——
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan ——işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir —-
Somut olayda davalı —- plakalı aracın sürücüsü, davalı — aracın maliki, davalı —- sigortacısıdır. Davacının meydana gelen zararından —– davalılar müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davaya konu kazanın meydana gelmesinde davacının % 75, davalı ——- ise % 25 kusurlu olduğu, davacıya ait aracının tamirinin ekonomik olmaması sebebiyle pert total sayılması gerektiği, davacının gerçek zararının —- olduğunun tespit edildiği, davalıların davalı araç sürücüsünün kusuruna denk gelen —– sorumlu olacağı kanaati ile davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulüne karar vermek gerekmiştir. Kabulüne karar verilen tazminata davalı araç maliki ve sürücüsü yönünden haksız fiil tarihi olan kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta yönünden ise dava öncesi davalı sigortaya başvuru evrakı bulunmadığından dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmiştir.
Manevi zararın şahsiyet haklarına vaki tecavüz dolayısı ile bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ızdırap ve elem, bir kimsemin hayattan tat almasında yaşama zevkinde bir azalma olarak tarif edildiği, bu tariften anlaşılacağı üzere, manevi tazminata temel olan düşüncenin bozulmuş olan ruhi ve bedeni kusurun kısmen ve imkan nispetinde yeniden elde edilmesini teminine yönelik olduğu, manevi tazminatın kabulundeki gayenin faili cezalandırılmak veya onu muzayaka haline düşürmek olmadığı, mağdurun mal varlığında bir çoğalma husule getirmek veya mağdurun istediği tazmin şekillerini birini kabul etmek sureti ile onun acısını gidermek ve ruhen onu tatmin etmek şeklinde tarif edildiği, hukuka aykırı bir fiilin manevvie tazminatı gerektirebilmesi için o fiilin bir şahsın şahsa bağlı haklarını başka bir deyim ile şahsi menfaatlerini ihlal etmesi gerektiği, şahsa bağlı hakkın ise herkese karşı ileri sürülebileyeceği resmi ismi, şeref ve namusu özel hayata mesleki sırra iktisadi şahsiyete yapılan tecavüzlerin de şahsiyet haklarını ihlal eden haraketler olarak kabul edildiği TBK’nun 56 maddesinde de bu gibi şahsi menfaatlerin ağır ihlali halinde kusurunda ağır olması kaydı ile manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kabul edilmiştir. Davacının eşinin ve çocuklarının davaya konu kaza sebebiyle korkması sebebiyle manevi zarara uğradığı iddiasını ispat eder bir delilin dosya kapsamında bulunmadığı, davacı tarafın tanık deliline de dayanmadığı görüldüğünden ispat edilemeyen manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat talebinin KABULÜ İLE; — tazminatın davalılar —- yönünden kaza tarihi olan— tarihinde, davalı sigorta yönünden ise dava tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminata ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 1.110,03 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40 TL harç ile 260,45 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 805,18 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin nispi harç ve 260,45 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 349,25 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 640,05 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.440,05 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.397,06 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8–Davanın reddedilen kısmı için davalı —– yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.280,60 -TL.sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 39,40 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekili ile davacı asilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 26/04/2022