Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/573 E. 2021/322 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/573 Esas
KARAR NO : 2021/322

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 01/11/2019
KARAR TARİHİ : 30/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında nakliye sözleşmesine dayalı yürütülün ticari ilişkinin bulunduğunu, davalının bu ticari ilişki sebebi ile müvekkili şirkete olan cari hesap borcunun ödenmemesi nedeni ile Üsküdar—. Noterliğinin —– yevmiye sayılı ihtarnamesini gönderilerek 463.009,24 TL tutarlı cari hesap alacağının ödenmesi için 3 günlük süre verildiğini, ihtarnamenin davalıya 04.05.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, verilen süre sonunda davalı tarafından ödeme yapılmadığını, görüşmelerden de sonuç çıkmaması üzerine alacağın tahsili için yapılan arabuluculuk görüşmelerinin de sonuçsuz kaldığını beyanla, bilirkişi tarafından tespit edilecek bedel üzeriden talebi ıslah etmek üzere ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, şimdilik 10.000,00 TL alacağın davalının temerrüde düştüğü 08.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğ rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında kurulan sözleşme ile kurulan ticari ilişki kapsamında oluşan alacağın tahsili amacı ile açılan alacak davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında Davacı tarafından gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda ,” davalı yan davayı takip etmemiş ticari defter ve belgelerini inceleme gün ve saatinde mahkeme kaleminde hazır etmediğinden davalı yanın ticari defter ve belgeleri incelenememiştir, davacı yanın ——- yılına ait ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğunu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu, davalı yan ile arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, taraflar arasında — tarihli ————- sözleşmesinin akdedildiğini, davacı yan tarafından davalı yana toplam da 571.928,37 TL.lik 10 adet fatura tanzim edildiğini, davalı yanın —-Formlarının tetkikinde davalı firmanın davacıdan alınan al ve hizmete ilişkin —- müdürlüğüne — hariç alım bildirimi yapıldığı, bu tutarın içinde cari hesap alacağını oluşturan bütün faturaların bulunduğunun tespit edildiğini, davacı yanca çekilen ihtarnamenin muhataba 04.05.2018 tarihinde tebliğ edildiğini bu tarihten 3 gün sonra alacağın muaccel hale geldiğini, davacının ihtilaf konusu yıllarda tacir sıfatına haiz olduğu, davacı şirketin 01.11.2019 dava tarihi itibari ile ifası ispatlanan 337.674,24 TL alacağını talep edebileceği, hükmolunacak davacı alacağı için 07.05.2018 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi talebinde bulunulabileceği, ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Somut olayda davalı tarafın davayı takip etmediği, usulüne uygun tebligata rağmen ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu ve davacı tarafın defterlerine göre davalıdan 337.674,24 TL alacaklı olduğu, davalı yanın —-formu ile davaya konu faturaları vergi dairesine bildirdiği, emsal Yargıtay—- tarihli ilamında da açıklandığı üzere davalı, davaya dayanak faturaya ilişkin beyanname vermekle hizmetin sunulmuş sayılacağı değerlendirildiği, buna göre davalının davacıdan hizmet aldığı, aldığı hizmetin bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulünün gerektiği, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik —-. Kanun-23.madde)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik ———madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı, yasa hükmü, —- formları ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafın ticari defterleri lehine kanıt olarak kabul edilmiştir. Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporları da hükme esas alınarak davanın kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile;
337.674,24 TL’ nin temerrüt tarihi olan 08/05/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı faiz kanunun 2/2 maddesi uyarınca avans esasına göre değişen oranlarda işleyecek ve hesaplanacak ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Karar harcı 23.066,52 -TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 -TL harç. 5.596,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 17.299,74 -TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 170,78 TL peşin nispi harç, 5.596,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.811,18 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 198,90 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 998,90 -TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen 32.087,20-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —- uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.