Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/538 E. 2022/316 K. 22.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/538 Esas
KARAR NO: 2022/316
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/10/2019
KARAR TARİHİ: 22/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkilinin aleyhine —-sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, takibin dayanağını oluşturan —— tarihli çek üzerinde bulunan imzalar müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin davalı tarafa dava konusu çek yada başka bir nedenle her hangi bir borcu bulunmadığını, davalı taraf takip dayanağı çekin yetkili hamili konumunda olduğunu, . Takip dayanağı çekte yetkili hamil konumundaki davalı alacaklı çek üzerindeki imzaların kime ait olduğunu bilmek durumunda olduğunu, davalı tarafın kötü niyetli olduğunu, tüm bu nedenlerle —– sayılı takip dayanağı çekte müvekkilinin imzası bulunmadığından ve müvekkilinin davalı tarafa her hangi bir borcu bulunmadığından imzaya ve borca itirazlarının kabulü ile müvekkili hakkında açılan takibin iptaline, açılan menfi tespit davasının kabulüne, müvekkilinin mağduriyetinin önlenmesi bakımından İİK 170/2 maddesi gereğince takibin geçici olarak teminatsız olarak durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesine, davalının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden(%20) aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu(%10) oranında para cezasına mahkûm edilmesine, davalı taraf yüzünden müvekkilimiz tarafından ——- dosyasına yapmış olduğu ödemenin dava neticesinde davalı taraftan istirdatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu icra takiplerinin borçluya —– tarihinde tebliğ edilmiş olup süresi içerisinde davacı tarafça borca ve imzaya itiraz edilmediğini, İcra takibinin üzerinden neredeyse —– geçtikten sonra imzaya itiraz edilerek tespit davası açılmış olmasının hayatın olağan akısına aykırı olduğunu, dava konusu çekle ilgili olarak davacı tarafın herhangi bir şikayeti veya mağduriyeti üzerine açılmış olan bir ceza davası bulunmadığını, müvekkilinin kırtasiye dükkanına sahip olup yıllardır bu işi yaptığını, —müvekkilim — malzemeleri satmak — verdiğini ve son ciranta —— kendisine ulaşmış, malzemeleri işbu çek karşılığında satın aldığını, çek karşılıksız çıktığında —– çekin üzerinde yer alan ne keşideciye ulaşabildiğini ne de cirantalara, müvekkilinin mağdur edildiğini, çek keşidecisi —– karşı karşılıksız çek düzenleme suçundan dolayı şikayetçi olduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) ve istirdat davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından mahkememize sunulan raporda özetle; Karşılaştırma belgelerindeki —– ait imzaların kendi aralarında benzer ve uyumlu genellikle benzer şekilde başlatılmış, tersim edilmiş ve sonlandırılmış şekilsel özellikler gösteren imzalar olduğunu, İmzalara saat yönünde—-yine aynı yönde halkavi şekil yapılarak başlandığı, devamında soldan sağa doğru —– dönüşler yapıldığı, ——-edilerek imza sonlandırıldığı, karşılaştırma belgelerindeki —- —- —-atfen atılmış bitinci ciranta imzasının, karşılaştırma belgelerindeki —- ait imzalara kıyasla; aralarında önemli —– olduğu tespit edildiği, —- farklı şekillerde başlanmış ve devamında farklı gramalar yapılarak sonlandırıldığı, yine—– yürütme alışkanlıkları —–bakımından da imzalar —– yönlünden aralarında önemli —– olduğu tespit edildiği birinci ciranta yazı ve rakamları ile —– ait karşılaştırma yazı ve rakamları arasında kısmi benzerlikler görülmekle birlikte, aralarında önemli —– olduğunun saptandığı, İnceleme konusu ——-atfen——- karşılaştırma imza, yazı ve rakamlarına kıyasla,—– eli ürünü olmadığı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
—- mahkememize sunulan raporda özetle; İnceleme konusu çek — adına atılı imza —- mukayese imzaları arasında; ——- bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla —– eli ürünü olmadığı hususlarını beyan ve rapor etmiştir
Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının — tespiti için açılan davaya menfi — tespit davası denir——-
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir ——–
Ayrıca, adi senette borçlu olarak gözüken kimse, senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığının ve dolayısıyla, senet borçlusu konumunda bulunmadığının tespiti amacıyla, cebri icra tehdidi ile karşı karşıya ise, icra takibinin yapılmasından önce; süresi içinde ödeme emrine karşı imzaya itiraz yoluyla itirazda bulunmayı ihmal etmiş ve takip kesinleşmişse, takibe başlanılmasından sonraki evrede sahtelik davası açabilir, böyle bir sahtelik davası hukukî niteliği itibariyle 2004 sayılı İİK 72’de düzenlenmiş olan menfi tespit davasıdır .
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer ——-
Senet borçlusu tarafından senette yer alan imzanın kendisine ait olmadığının iddia edilmesi halinde çözümü özel veya teknik bilgi gerektirdiğinden bilirkişi incelemesine karar verilir. İmza incelemesinde öncelikle senedin düzenleme tarihinden öncesine ilişkin borçluya ait olduğu muhakkak olan karşılaştırmaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişi tarafından mukayeseye esas alınmalıdır. Yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir —– ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, ——yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ——-denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır. ——kararında da benimsenmiştir.
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu, —– tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı aleyhine çeke dayalı icra takibi yapıldığı, davacının çekteki imzanın kendisine ait olmadığını savunduğu, yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucu çekteki imzanın davacı eli ürünü çıkmadığı, davacının çekteki imzanın sahte olduğunu iddia ettiği, senedin sahte olması senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup mutlak defi niteliğinde olduğu ve her hamile karşı ileri sürülebileceği, bu nedenle davalının iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceği, çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilmekle çeke dayalı yapılan icra takibinden dolayı davacı tarafın davalı tarafa borcu olmadığının tespitine, menfi tespit talebine konu icra dosyasının incelenmesi neticesinde dava konusu bedelin kısmen davalı tarafça icra dosyasından tahsil edildiği görülmekle bu tutarın davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir. ——- yandansa dava konusu çekin ciro silsilesi düzgün olup, davalının ilk ciranta olan davacı imzasının ona ait olmadığını bilemeyeceği ve dolayısıyla kötüniyetli sayılamayacağı sebebiyle koşulları bulunmayan kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yargılama gideri yönünden ise, davalı tarafın davayı kabul etmediği de dikkate alınarak yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulması gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, —- sayılı dosyasında takibe konulan — keşide tarihli, lehtarı —– nedeniyle başlatılan icra takibinden dolayı davacının davalıya borcu olmadığının tespiti ile ,istirdat istemine yönelik talebin kabulü ile ; ——- davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Koşulları bulunmadığından davacının kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
3-Karar harcı 3.374,51 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 843,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.530,88‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 843,63 TL peşin harç olmak üzere toplam 888,03‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri, adli tıp rapor ücreti ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.750,55‬ TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.222,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —-Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/04/2022
TASHİH :
Dosyanın incelenmesi neticesinde; 1-Davanın KABULÜ ile,—- sayılı dosyasında takibe konulan — keşide tarihli, lehtarı ——–bedelli bono nedeniyle başlatılan icra takibinden dolayı davacının davalıya borcu olmadığının tespiti ile ,istirdat istemine yönelik talebin kabulü ile ; —– davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş ancak dava konusu çek yerine bono yazıldığı anlaşılmakla; söz konusu durumun HMK 304/1 madde kapsamında maddi hata olduğu kabul edilmekle, gerekçeli kararın 1- numaralı bendinindeki bono kelimesinin “çek” olarak tashihine (düzeltilmesine);
HMK.nun 304 (2) maddesi uyarınca düzeltme şerhinin ilamın tüm nüshalarına işlenmesine ya da eklenmesine karar verildi. 20/05/2022