Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/529 E. 2021/822 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/529 Esas
KARAR NO:2021/822
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/10/2019
KARAR TARİHİ: 22/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin,—–konularında hizmet verdiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında —– her bir ruhsat sahası için ayrı olmak üzere bütün işlere resmi onay alınarak çeşitli sözleşmeler kurulduğunu, davalı şirket ile yapılan sözleşmelerin —- yılına kadar düzenli olarak devam ettiğini, ancak —– tarafından borçlu şirkete ait;—– iptal edilmesine kadar müvekkilinin hizmet vermeye devam ettiğini, ruhsatların iptal edilmesi ile birlikte —- tarihine kadar geçerliliğini koruyan —– tamamlandığını, bu süre sonunda müvekkili şirket ve borçlu şirket arasında yeni bir sözleşme kurulmadığını, —- yılları arasında yapılan işlere ait sözleşmelerin —— onaylı olduğunu, belirtilen yıllara ait cari dönem içinde kesilen faturalar ve buna müteakip borçlu şirket tarafından yapılan ödemelerin iki ayrı muhasebe birimleri tarafından kayıt altına alındığını ve karşılıklı mutabakat sağlandığını, ay sonunda —- mutabakatlarının yapıldığını, cari hesap konusunda iki firmanın muhasebe biriminin de mutabık olduğunu, müvekkili şirketin — alacağının olduğunu ve davalının borcunu ödememesi üzerine davalı aleyhine —- icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirtmiş olup, davanın kabulüne, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz eden davalı aleyhine alacak miktarının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davacı şirket ile ticari ilişkilerini cari hesap üzerinden yürüttüklerini, —- vade ile çalışmalarına rağmen davacının anlaşılan vade gününü beklemediğini, müvekkilinin takip tarihinde muaccel olmuş bir borcunun bulunmadığını, ticari defterler ve cari hesap ekstreleri incelendiğinde davacının alacağının henüz muaccel olmadan icra takibine konu edildiğinin ortaya çıkacağını belirtmiş olup, davanın reddine ve lehlerine %20’den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinden bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Uyuşmazlık; —– dosyasına yapılan itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali davasında davacının davalıdan takibe konu cari hesap sebebiyle alacaklı olup olmadığı, alacağın muaccel olup olmadığı, alacak miktarının ne kadar olduğu, icra takibine yapılan itirazın haksız olup olmadığı ve alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; davalı şirketin ticari defterleri incelenmiş olup,—– yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, —- hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Taraflar arasındaki ticari ilişkinin taraflar arasında imzalanan—– başladığı ve ihtilafsız olduğu, davacı şirket tarafından gerek dosyada mevcut sözleşmeler doğrultusunda, gerekse de sözleşme dışında ilave başkaca işler karşılığında davalı şirkete faturalar düzenlemiş olduğu ve ticari ilişki kapsamında açık hesap alacağının tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine icra takibi başlatmış olduğu, açık hesap alacağını oluşturan faturaların her iki şirketin ticari defterlerinde de kayıtlı olması, davalı şirket tarafından bağlı bulunduğu —–bildiriminde bulunması nedeniyle davacı şirketin faturalar içeriği hizmet ifasını ispatlamış olduğu, davalının takip konusu alacağında sözlü olarak anlaşılan, ya da teamül halinde anlaşılmış kabul edilecek ödeme vadesinin —- olduğu takipte talep edilen alacağın vadesinin muaccel olmadığı iddiasının ispata muhtaç kaldığı, davacı şirketin — takip tarihi itibariyle ifası ispatlanan faturalardan kaynaklanan — açık hesap alacağını talep edebileceği, takip sonrasında —- alacağı için avans faiz talebinde bulunabileceği, dava icra takibine konu davacı alacağının ifası ispatlanan hizmetten kaynaklanması, belirli, sabit ve muayyen olması, davalı şirket defterlerinde kayıtlı olması, davalı tarafından bağlı bulunduğu —- bildiriminde bulunması, davalı/borçlu tarafından bilinmesi, hesaplanması mümkün olması ve alacak tutarının yargılamayı gerektirmemesi sebepleriyle davacı alacağının likit olduğu, davacının, davalı tarafından —-dosyasına yapmış olduğu itirazın —- alacağı üzerinden iptalinin isteyebileceği hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
—- sayılı dosyası ile alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın incelemeye sunulan —- yıllarına ait yevmiye defterlerinin noter açılış onaylarının süresinde yapıldığı, yevmiye defterlerine yapılması gereken kapanış tasdikinin süresinde yaptırıldığı, usulüne uygun tutulduğu, davacının davalıya düzenlediği faturalarda — genel tebliğde belirtilen haddi geçen satışların — ile beyan edildiği, davacının — yılından devreden alacağı ile birlikte — yılında düzenlenen faturaların tamamının — yılında ödendiği ve —sonu itibarile davacı alacağının kalmadığı —yılında davacının davalıya— tutarında fatura düzenlendiği, davalını bu faturalara karşılık —- tutarında ödeme yaptığı——-davacı alacağının —- yılından davacının davalıya — tutarında fatura düzenlendiği — yılından devreden — bakiye ile birlikte toplam davacı alacağının —-olduğu ve ödeme kaydının bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —-alacağının olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Somut olayda davalı tarafın da ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu, tarafların kendi lehlerine delil niteliğine sahip olduğu, her iki şirketin —- birbirleriyle ve her iki şirketin ticari defterleriyle uyumlu olduğu davacı şirketin davalı şirketten alacağının — alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi —-yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. —- Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği davaya konu fatura ve davalı tarafından —– yapılan bildirim dikkate alındığında faturaya konu malların davalıya teslim edildiği kabul edilmiştir . ——-Davalı tarafın, vadeli olarak çalışıldığı alacağın vadesi gelmeden takip başlatıldığı iddiasını değerlendirilmesinde ise cari hesaba konu faturanın düzenlendiği tarihten , takip tarihine kadar yaklaşık— geçtiği anlaşılmakla, tarafların —- vadeli olarak çalıştığı iddiasını dosya kapsamında ispat edemediği görülmüştür. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu da hükme esas alınarak ve alacağın varlığına kanaat getirerek davanın kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,——sayılı dosyasına vaki itirazının asıl alacak yönünden İPTALİNE,
3-Kabulüne karar verilen asıl alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar harcı — davacı tarafça peşin olarak yatırılan — harcın mahsubu ile bakiye —- harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 1.323,80 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.279,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.207,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 14.362,76 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/10/2021