Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/49 E. 2021/999 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/49 Esas
KARAR NO : 2021/999

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ : 17/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının borçlu—- firmasına mal sattığı ve teslim ettiğini, borcun ödenmemesi üzerine sözleşme yapılarak —- olarak anlaşıldığı ve tanzim edilen ödeme protokolüne göre —- edileceğini imzaladıklarını ve diğer davalı/borçlu ..—- bu borca kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine İcra takibine geçildiğini ancak davalıların itirazı sonucunda takibin durdurulduğunu, ödeme protokolüne göre davacının ticari defter ve kayıtlarının münhasıran tek delil olarak kullanılacağı konusunda tarafların anlaştığını tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının vade farkı faturası düzenlendiğini, ancak işbu faturalar müvekkil şirkete tebliğ edilmediğini, .davacının ticari defterlerin tek taraflı incelenmesini talebinin HMK’nın 222 maddesine aykırı ve hukuka uygun olmadığını, faize, faiz oranına ve faizin başlangıç tarihine yaptığımız itirazlarını yinelediklerini, davacı,——olan şirketin borçlarını ödemediğini ihtar etmemiş, bildirim yapmadığını, tüm bu nedenlerle müvekkil şirket ve müvekkil … hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,—- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,—- esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Davacıya ait 2018 ve 2019 yılları ticari defterlerin sahibi lehine delil kabiliyetleri bulunduğu, davacı taraf kayıtlarına göre takip tarihi ve dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 64.083,89 TL.’lik kısmı asıl alacak , 12.795,00 TL lik kısmı tahakkuk ettirilen faiz olmak üzere toplam 76.878,89 TL alacağının bulunduğu, davacı vekili takip talebinde ödeme planına göre son ödeme tarihi olan 30.04.2019 tarihinden takip tarihi olan 12.07.2019 tarihine kadar yıllık ——– tahakkuk ettirdiği ve yapılan hesaplama ile talep edilen faiz tutarının aynı olduğu, takip tarihinde davalının temerrüde düşmesi sonucunda takip tarihinden ile dava tarihine kadar olan süre için hesaplanan temerrüd faizinin 2.604,21 TL olduğu, davacının davalıdan; Takip tarihi itibariyle——-olduğu, davalı/kefil ….—– imza yetkilisi olduğuna dair bir bilgi ya da belgeye ulaşılamadığı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi için ek rapor alınmış ve davalı şirket ticari defterlerine göre davacı tarafın davalı şirketten alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bu sebeple gerek davacı tarafın ticari defterleri gerekse davalı tarafın ticari defterleri uyarınca davacı tarafın davalı şirketten alacaklı olduğu kanaatine varılarak yukarıda izah edilen nedenlerle davanın kısmen kabulüne fazlaya yönelik talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Türk hukuk öğretisinde de, kefilin borcunun, fer’i (bağımlı) bir borç olduğu benimsenmiş; asıl borcun varlığına ve geçerliliğine bağlı olduğu vurgulanmıştır. Kefalet borcu, temin ettiği asıl borcun feri olup, asıl borç herhangi bir sebeple düşerse, kefil de borçtan kurtulabilir. Kefil, kanunun kendisine tanıdığı bu ve diğer hakları kullanmaya yetkilidir. Asıl borç ——- surette düşerse, kefalet gibi feri haklar da düşer. Kefil asıl borçludan daha fazla mükellefiyet altına giremez—- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 583/1 maddesine göre, kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Dolasıyla davaya konu ödeme protokolü incelendiğinde yukarıda izah edilen nedenlerle ; davalı —– kefaletinin geçersiz olduğu ve takip konusu borçtan sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından davalı … —- yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir—– Sayılı Kararı)
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın —– olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla kabulüne karar verilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalı … tahsiline ilişkin talebin kabulüne, ayrıca reddedilen miktar dikkate alınarak belirlenecek yargılama giderinin önemsiz küsurat oluşturduğu anlaşılmakla davacı aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABUL İLE KISMEN REDDİNE,
1-Davalı —– esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 76.877,17 TL üzerinden ve 2.998,28 TL işlemiş faiz üzerinden aynen devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-Davalı …—- açılan davanın REDDİNE,
3-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan ve kabulüne kara verilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalı—— alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar harcı 5.456,29 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 913,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.542,78 TL harcın davalı … taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 913,51 TL peşin harç olmak üzere toplam 957,91 TL harcın davalı ..—alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.035,00 TL’nin davalı ..— tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen 11.183,81 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı ..—-ararına karar tarihinde geçerli —–esaslara göre belirlenen 1,72 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ——- verilmesine,
10-Davanın davalı … yönünden red edilen kısmı için davalı … yararına karar tarihinde geçerli —— esaslara göre belirlenen 11.184,03 TL TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ….—– verilmesine,
11-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —- arabuluculuk ücretinin davalı — tahsili ile hazineye irat kaydına,
12-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.