Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/472 E. 2019/75 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/472 Esas
KARAR NO: 2019/75
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/10/2019
KARAR TARİHİ: 12/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Söz konusu dava mahkememizce incelenerek dosyada arabuluculuk tutanak aslının eksik olduğu tespit edilerek, arabuluculuk tutanak aslının sunulmak üzere —– tarihinde ara karar evrakı düzenlendiği, ara karar evrakının Davacı vekiline —- tarihinde tebliğ edildiği, geçen bu süre zarfında arabuluculuk tutanak aslının sunulmadığı anlaşılmıştır.
SAVUNMA:
7155 sy 23’ncü maddesi ile eklenen 6325 sy m.18/A-2 maddesi uyarınca dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır(7155 sy 20’nci maddesi ile eklenen TTK m. 5/A-1).
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. ——
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141), toplanan/sunulan deliller, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; 19.12.2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘ya eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği, dava açılışında, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya sunulmadığı, bunun üzerine —— tarihli ara karar ile davacı vekiline, anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın dosyaya sunulması için bir haftalık kesin süre verildiği ve buna ilişkin tebligatın davacı vekiline elektronik tebligat yoluyla tebliğ edildiği, her ne kadar davacı tarafça menfi tespit davasının zorunlu arabuluculuk kapsamında kalmadığı iddia edilmiş ise de, İİK 72. Maddesine göre “borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını tespit için menfi tespit davası açabileceği” tedbir alınmadığı için borç ödenmişse istirdat davası olarak devam olunabileceği, menfi tespit davası karşı tarafın potansiyel alacak iddiası ile bir takip başlatma veya dava açma tehdidini etkisiz kılmaya veya dava açılmışsa borcun ödenmesini önlemeye yönelik olduğundan ara buluculuk şartı öngören yasa anlamında davanını konusunun bir para alacağı olduğu, bu alacağın hangi tarafa ait olduğunun önemi olmadığı, Yasanın konusu bir miktar para olan borç ilişkisinin taraflarından birini arabuluculuğa tabi kılarken diğer tarafı buna dahil etmemiş olmasının yasanın amacına ve menfaatler dengesine aykırı olacağı, çünkü alacak davası da, menfi tespit davası da maddi hukuk bakımından taraflarından birinin yükümlülüğünün para borcu olduğu bir tek hukuki ilişki olmasına rağmen usul hukuku bakımından aynı borç için alacaklıya alacak davası açma, borçluya ise söz konusu borcu ödemeden kurtulmasına imkan veren menfi tespit davası açma, ayrıca bütün bunların dışında da açılacak alacak davasında savunma içinde borçluya savunma kapsamında alacağın bulunmadığını kanıtlama hakkı tanındığı (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi -. Hukuk Dairesi’nin —– Tarih, – Esas ve—- Karar), dosyaya emsal olarak sunulan karara konu davada da davacının, davayı açmadan önce (ihtiyari olarak) arabulucuya başvurduğu, arabulucunun katılımıyla düzenlenmiş olan anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın dava dilekçesine eklendiği (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi – Hukuk Dairesi’nin – Tarih, -Esas ve — Karar), dolayısıyla emsal gösterilen istinaf kararının eldeki davaya uygulanma olanağı bulunmadığı, ayrıca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi -. Hukuk Dairesi’nin – Tarih, – Esas ve —- Karar sayılı ilamında menfi tespit davasında arabulucuya gidilmesi zorunluluğunun bulunmadığına karar vermiş ise de bu karara konu ilk derece mahkemesince davacı tarafa 1 haftalık süre verilmeden dava reddedildiği gibi gerek iş davalarındaki zorunlu arabuluculuk düzenlemesindeki kanun gerekçelerindeki benzerlikler, gerekse kanun koyucunun, bu tür parasal uyuşmazlığa dair ticari nitelikteki menfi tespit davalarını da kapsama alma arzusunda olduğuna ilişkin doktrin görüşleri karşısında (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi – Hukuk Dairesi’nin – Tarih, – Esas ve– Karar) ve TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerektiği(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi – Hukuk Dairesi’nin -Tarih, – Esas ve- Karar), bu kapsamda verilen kesin süreye rağmen arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın dosyaya sunulmadığı, ihtarın gereği yerine getirilmediğinden 7155 sy 23’ncü maddesi ile eklenen 6325 sy m.18/A-2 maddesi uyarınca davanın usulden reddi gerektiği, anlaşmaya varılamadığına dair tutanağın dava açılışında dosyaya sunulmasının dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden (HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 133,45 TL harçtan tahsil edilerek bakiye 89,05 TL harcın davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle dosya üzerinden karar verildi.12/11/2019