Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/45 E. 2021/168 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/45 Esas
KARAR NO: 2021/168
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesiyle özetle; müvekkili olan bankanın —- davalı müteselsil kefil —– tarihli —- imza edildiğini, işbu sözleşmeye istinaden krediler kullandırıldığını, asıl borçlunun bankadan kullandığı kredileri geri ödemediğini, sözleşmeye istinaden kullandırılan kredinin belirlenen vadede ödenmemesi nedeniyle banka alacağının —- yevmiye sayılı ihtarnameyle — alacağın ödenmesinin talep edildiğini, ancak talep edilen alacağın bankaya geri ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine —- esas sayılı dosyasından davalılar hakkında —- işlemiş faiz olmak üzere toplam ——- temin için genel haciz yolu ile icra takibi yapılmış olduğunu, davalının icra takibine itiraz ettiğini, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğundan bahisle, davalının itirazının iptaline,%20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —–cevap dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından arabuluculuk başvurusunda bulunulmadığını, takibe borca ve faiz oranına işlemiş faize itirazı tekrar ettiklerini, kefaletin geçerliliğinin yazılı şekilde yapılmasına ve kefilin sorumlu olacağı miktarın belirtilmiş olmasına bağlı olduğunu, kefilin kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu bulunduğunu, hesap kat edildikten sonra tebliğ edilmesi gerektiğini, ihtarname ile verilen süreden sonra kefilin temerrüde düşürülmüş olması gerektiğini, TTK’nun 8. Maddesi hükmü dairesinde hesaplanacak faizin tahsili istenebileceğini, bu nedenle ihtarnamenin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, muacceliyet şartı ve temerrüt usulüne uygun şekilde gerçekleşmediğini, ayrıca müteselsil kefil hakkında takibe geçebilmek için asıl borçlu burcunu ödememiş olmasının gerektiğini, ihtarın sonuçsuz kalmasının gerektiğini tüm bu nedenlerle davacı tarafından haksız ve usule aykırı açılan davanın öncelikle usulden ve ayrıca esastan reddine, davacının kötüniyetli olduğu açık olduğundan, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan——- uygun olarak tebligat yapılmış olup, davaya karşı cevap dilekçesi vermemiş ve duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkememizce;—- kayıtları celp edilmiş, ——-sayılı dosyası celp edilerek incelenmiş ve bankacı bilirkişiden hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor ve ek rapor alınmıştır.
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir eda (alacak) davasıdır. Yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Takip alacaklısı tarafından takip borçlusuna karşı açılır. Borçlu bu davaya karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Borçlu cevap dilekçesinde itiraz ederken bildirmiş olup olmadığına da bakmaksızın bütün savunma sebeplerini bildirmelidir. Alacaklı bu davada alacağının varlığını 6100 sayılı HMK’ ya göre caiz olan her türlü delille ispat edebilir.
Celp ve tetkik edilen—-sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından —– tarihli takip talebi ile davalı takip borçluları hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara usulüne uygun tebliğ edildiği ve takip borçlularının vekilinin —- tarihinde borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan ve değerlendirilen deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı takip alacaklısı tarafından —-sayılı dosyasında toplam —- alacak itibariyle takip başlatıldığı, davalılar vekilinin takibe süresinde itirazı üzerine icra takibinin durduğu, bunun üzerine mahkememizin iş bu dava dosyasında itirazın iptali davası açıldığı, icra takibinin davacı banka ile davalı borçlu — imzalanan —– kredi limitli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, diğer davalının ise müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla işbu sözleşmeyi imzaladığı, dava konusu alacağa ilişkin olarak davacı bankaca krediye konu borç kat edilerek muaccel hale geldiği,—— nolu ihtarnameyi keşide ederek asıl borçluya ve kefile gönderdiği, ihtarnamede verilen — günlük sürede borcun ödenmediği, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre taleple bağlılık ilkesi gereğince, davalıların —- sayılı dosyasında yaptığı itirazın —- işlemiş faiz üzerinden iptali gerektiğinin belirtildiği anlaşılmış olmakla mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile —- dosyasında davalı borçlular tarafından yapılan itirazın iptali ile, takibin davalı borçlu —- asıl alacak ile — işlemiş faiz, davalı borçlu —- yönünden —- işlemiş faiz üzerinden devamına; kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden — oranında faiz uygulanmasına dair karar verilmiş, alacağın likit olması nedeni ile kabulüne karar verilen asıl alacak miktarının ——–oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalı borçlu — alınarak —— davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/1-ç ve 326. maddeleri gözetilerek dava öncesi ödenen arabuluculuk ücreti zorunlu giderlerinin yargılama gideri olarak kabul edilmesi ve davada haksız çıkan taraftan alınarak Hazineye gelir yazılmasına karar verilmesi gerektiğinden, Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk zorunlu yargılama giderinin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına ilişkin hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-)Davanın KABULÜ ile, —– dosyasında davalı borçlular tarafından yapılan itirazın iptali ile, takibin davalı borçlu — asıl alacak ile — işlemiş faiz, davalı borçlu—– yönünden —-işlemiş faiz üzerinden devamına; kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden — oranında faiz uygulanmasına,
2-)Kabulüne karar verilen asıl alacak miktarının %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalı borçlu—– alınarak davacıya ödenmesine,
3-)Alınması gereken 115.657,89 TL nisbi harcın davalılardan —– alınarak hazineye irad kaydına
4-) Davacı tarafından yapılan 8,50 TL dava açılış masrafı ile 1.284,30 TL yargılama masrafı toplamı 1.292,80 TL yargılama giderinin davalılardan —– alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-)Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davacı vekili için tayin olunan 92.059,64 TL vekalet ücretinin davalılardan —— alınarak davacıya verilmesine,
6-)Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-)Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne, davalı vekili ile davalı şirketin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/02/2021