Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/439 E. 2021/954 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/439 Esas
KARAR NO: 2021/954
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2019
KARAR TARİHİ: 03/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, davalıya —– satıp teslim ettiği,— peşin ödeneceğini, satım bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalı şirket aleyhine—–numaralı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz ettiğini, bunun üzerine takibin durdurulduğunu, itirazın iptalini ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —tarihinde, dava konusunu devreden davacı şirket —– aldığını, ancak ürünlerin teslim alınmasından sonra ürünlerin arızalı olduğunu fark ettiğini, bu nedenle ayıp ihbarında bulunmak üzere defalarca —- ulaşmak istemişse de bu şirketin tasfiye sürecinde olmasından dolayı —- bildiriminde bulunmak için bir muhatap bulamadığını, malın ayıplı olmasından dolayı bu malı kullanamadığını ve şirket işlerinin aksadığını, buna bağlı olarak ortaya çıkan zararı da gideremediğini, satın alınan malın ayıplı olması ve bu ayıptan dolayı——– uğramış olduğu zararın da giderilmemesi nedeniyle davayı açan şirketin Müvekkilden şirketten bir alacağı bulunmadığını, davacının tüm taleplerinin reddiyle, kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafın üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Celp ve tetkik edilen — dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından —- tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, takibin borçluya —- tarihinde borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın — hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak mali müşavir bilirkişi — tarihli raporunda özetle; tarafların defterlerinin usule uygun tutulmadığını, dava konusu icra takibinin dayanağı olan —- tutarlı faturanın, alacağı devreden şirket ile davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olması ve fatura içeriğindeki malların, faturadaki tutarlar karşılığında teslim edildiğine ilişkin —- tarihli tutanak göz önünde bulundurulduğunda fatura karşılığında mal veya hizmet teslim edildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğunu, —- takip tarihi itibarıyla alacağını devreden şirketin, davalı şirketten —– alacaklı olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davalı tarafından rapora karşı itiraz dilekçesi sunulduğu görüldü.
Davacı vekili — tarihli dilekçesi ile dava konusu alacağın tüm ferileriyle —- temlik edildiğine ilişkin dilekçeyi mahkememize sunduğu görülmüştür
HUKUKİ NİTELENDİRME VE GEREKÇE;
TTK.23. Maddesi gereğince ticari satımda satım konusu emtiayı teslim alan tarafın—- içerisinde satım konusu emtiayı incelemek var ise ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. TBK.’nın 223. Maddesinde ise alıcının, devraldığı satılan emtianın durumu, işlevin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içerisinde satıcıya bildirmek zorunda olduğu aksi halde satılanı ayıbı ile birlikte kabul etmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Diğer yandan tacirler arasında diğer tarafı temerrüte düşürecek ihbar ve ihbarlara TTK.’nın 18. Maddesinde belirtilen usuller ile yapması gerekmektedir. TTK.nun 18. maddesi uyarınca noter marifetiyle, iadeli tahahhütlü bir mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanarak yapılması gerektiği, uyuşmazlık halinde ayıp ihbarının kanıtlanmasının şekle bağlı tutulduğu, açık ayıp ihbarını sözlü olarak, mail yoluyla veyahut telefonla yapıldığı iddiasının tanık anlatımlarıyla ispatının da TTK.nun 18/3. maddesi gereğince mümkün olmadığı sabittir.
Eldeki davada davalı alacak konusu ürünlerin teslim alınmasından sonra ürünlerin arızalı olduğunu fark ettiğini, bu nedenle ayıp ihbarında bulunmak üzere defalarca ———- istemişse de bu şirketin tasfiye sürecinde olmasından dolayı —-ayıp bildiriminde bulunmak için bir muhatap bulamadığını beyan etmiş ise de alacağını temlik eden şirketin tasfiye sürecine girmesi halinde de tüzel kişiliğinin devam ettiği dikkate alındığında iddiaya konu ayıp nedeniyle davalı tarafından davacıya yasal süresi içinde mal ayıbına ilişkin ayıp ihbarı yapıldığına dair herhangi bir belgenin sunulmadığı, ayıbın varlığı halinde süresi içerisinde ihbarda bulunulması gerekirken davalı tarafın yukarıda izah edildiği üzere usulüne uygun olarak yapılan ayıp ihbarı bulunmaması ve bilirkişi incelemesi için verilen kesin süreye rağmen delil avansını yatırmaması sebebiyle ayıp hususunda başkaca bir araştırmaya gerek duyulmamıştır.
Sonuç olarak davalı taraf her ne kadar ürünlerin ayıplı olduğunu bildirmiş ise de davalı taraf usülüne uygun ayıp ihbarında bulunmamıştır. İspat yükü, emtianın kusurlu olduğunu öne süren davalı taraftadır. Davalı tarafın ; yargılama kapsamında üzerine düşen ispat yükünü yazılı delillerle ispat etmesi gerektiğinden bu yönde ispata yarar delil sunmadığı ve dolayısıyla davalının savunmasını kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar her iki taraf ticari defterlerini TTK kapsamında usulüne uygun tutmamış ise de davaya konu faturanın davalı defterlerinde yer aldığı ,taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan fatura muhteviyatındaki mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalının —— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin belirlenen miktar üzerinden devamına,
3-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.115,23 TL’den dava açılırken yatırılan 197,18 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 918,05 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına
5-Davacı tarafça yatırılan 197,18 TL peşin harç, 44,40 başvurma harcı olmak üzere toplam 241,58 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 800,00 TL bilirkişi ücreti, 190,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 990,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davalı vekili ile davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/12/2021