Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/437 E. 2020/141 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/437 Esas
KARAR NO : 2020/141

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 17/10/2019
KARAR TARİHİ : 19/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- firması —- sicilinde kayıtlı olduğunu ve — nüshasının — sayfasında ilan edilen 31.10.2016 tarih ve — sayılı kararının 3. Maddesi ile —- memuru olarak tayin edildiğini, müvekkiline ait——- ipotek bulunduğunu, bu ipoteğe konu borç ödenmiş ise de ipoteğin kaldırılması için gerekli işlemler yapılamadığını, müvekkilinince ipoteğin kaldırılması hususunda firmanın yetkilileri ile görüşüldüğünde ise tasfiyenin tamamlandığı öğrenildiğini, bilindiği üzere şirket tüzel kişiliğinin sona erdirilebilmesi için tasfiye işleminin tamamlanmasının gerektiğini, tasfiye işlemleri gereği gibi tamamlanmadığını ve tasfıyesi gereken eksik hususlar bırakılmış ise şirket tüzel kişiliğinin sona erdiğinden bahsedilemeyeceğini, anlatılanlar çerçevesinde müvekkiline ait taşınmaz üzerinde varlığı süren ipoteğin kaldırılabilmesi için şirketin tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihyasını talep etmek gerektiğini tüm bu nedenlerle müvekkiline ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması işlemlerinin yapılabilmesi için—— sicilinde kayıtlı—— ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —- usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olup davaya karşı cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konunusu şirketin tasfiye edildiği için ipoteğin hükümsüz kaldığını, davacı tarafın şirketin ihyasını değil ipoteğin hükümsüzlüğünü talep etmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davacı tarafından açılan davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce;—- talep edilen— hangi nedenle, hangi usulle, hangi yasal düzenleme gereği, hangi tarihte terkin edildiği hususu sorulmuş ve—- bağımsız bölüme ilişkin — tapu kaydı celp edilerek incelenmiştir.
Dava, ticaret sicilinden tasfiye sonucu terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan — ihyası istemine ilişkindir.
TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla,
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde,
sona erer.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 643. Maddesi uyarınca limited şirketlerin tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında—- ilişkin hükümler uygulanır.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Şirket tüzel kişiliğinin ihyası davasının, ihyası istenilen şirketin tasfiyesini yürütmüş olan tasfiye kurulu üyeleri veya tasfiye memuru ile yasal hasım durumundaki terkin işlemini yapan ticaret sicil memurluğuna husumet yöneltilerek açılması gerekmekte ve bu hususun mahkemece re’sen nazara alınması icap etmektedir. Bu tür davalarda husumet tüzel kişiliği kalmayan şirkete veya şirket ortaklarına yöneltilemez.
Yüksek Yargıtay —-.sayılı — tarihli kararında da belirtildiği üzere; “Tüzel kişilik,—kaydın terkini ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Buna göre, davanın gerektirdiği şekilde,— Memurluğu kayıtları celp edilerek incelenmiştir. Buna göre, davacı adına kayıtlı bulunan —- bağımsız bölüm sayılı taşınmaz üzerinde davaya konu —- lehine — mevcut olduğu, anılan şirketin ticaret sicilinden 01/08/2017 tarihinde terkin edilmiş olduğu, bu ipotek kaldırılmadan tasfiyenin kapatıldığı ve şirketin sicilden terkin edildiği, bu nedenle anılan bu şirketin, aleyhine ipoteğin fekki davası açılmasına münhasır olmak üzere yeniden ihyasına karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Bu nedenle tasfiye eksiksiz tamamlanmadığından —- bölüm sayılı taşınmaz üzerindeki, dava konusu şirket lehine konulan ipoteğin kaldırılması işlemleri ile sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere— yeniden tesciline karar vermek gerekmiştir.
Ek tasfiye işlemlerinin de aynı tasfiye memuru tarafından yapılması uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır.
Davalı—, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır.
Diğer davalı—– sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede, ihyası istenen şirketin tasfiyesinin— tarihinde tamamlandığı anlaşılmıştır. İlgili taşınmaz üzerindeki ipoteğin tescil tarihinin ise—- olduğu ve dolayısıyla — edildiği, bu durumda davalı —ihya davası açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla, harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutularak, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Davanın KABULÜ ile ——- sicil numarasında kayıtlıyken tasfiyesi sonucu kapatılmış olan—– ticaret sicil kaydının davacı adına kayıtlı olan —— bölüm sayılı taşınmaz üzerindeki, dava konusu şirket lehine konulan ipoteğin kaldırılması işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olarak —— yeniden tesciline,
2-Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan davalı —-tarafından yürütülmesine,—- memurunun görevinin devam etmesine,
3-Kararın———– tescil ve ilanına,
4-Harçlar Kanunu 22/1 maddesi uyarınca alınması gereken 18,14 TL harcın peşin yatırılan toplam 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,60 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan 51,40 TL yargılama masrafı ve 18,14 TL harç masrafından ibaret toplam 69,54 TL yargılama giderinin davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan — 6/1 md uyarınca belirlenen 1.700,00 TL vekalet ücretinin davalı — alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı—- yasal hasım olduğundan ve yukarıda belirtilen diğer nedenlerle aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı— vekilinin yüzüne, davalı—————– vekilinin yokluğunda verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.