Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/42 E. 2021/297 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/42 Esas
KARAR NO : 2021/297
DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı-borçlunun, müvekkiline ———– meblağlı fatura bedelini ödemediğini, birçok kez söz vermesine rağmen, ödemeyi geciktirip en sonunda icra dosyasına borcunun olmadığı yönünde beyanda bulunduğunu, ödenmeyen fatura bedeli için, önce———itiraz neticesinde——— sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalı hiç bir ödeme belgesi ibraz etmeden, borca itiraz ettiğini, kötü niyetli itirazından dolayı, itirazın kaldırılıp, takibin devamı ile % 20 icra inkar tazminatına, Masraf ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı, davasını faturaya dayandırıp başkaca bir açıklama yapmadığını, söz konusu faturanın, ——- plakalı aracın kira bedeline karşılık düzenlendiğini, hangi tarihler arasında olduğu ve diğer hususların belirtilmediğini, halbuki dayanak faturanın sebebini oluşturan ——–plaka sayılı aracın kiralanmasına ilişkin bedel müvekkili tarafından davacı ve ——– göstermiş olduğu banka hesabına ödemesini gerçekleştirildiğini, bu nedenle müvekkili tarafından davacıya toplamda ——— miktarında ödeme yapıldıktan sonra davacı tarafından kapalı değilde, açık fatura düzenlenerek alacak iddiasında bulunmasını kabul etmediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Celp ve tetkik edilen ——- dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından —— tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, takibin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ——– tarihinde borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak mali bilirkişi ——– tarihli raporunda özetle; seçenekli olarak banka dekontlarının dava konusu borca mahsubu halinde davalının alacaklı olduğunu, banka dekontları kabul görmediği takdirde ise davacının davalıdan taleple bağlı kalınarak —- alacaklı olduğunu, dava tarihinden itibaren ——– işlemiş faizle birlikte ———– istenebileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalı tarafından rapora karşı itiraz dilekçesi sunulduğu ve raporun iddialarını teyit ettiğini ve davanın reddini talep ettiği görüldü.
HUKUKİ NİTELENDİRME VE GEREKÇE;
Dava, faturaya dayalı başlatılan takipte İİK 67 gereğince itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için ——– sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur.
Somut olayda davacı, icra takibine konu faturaya ilişkin hizmet alacağına dayandırmış, davalı ise borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır.
Uyuşmazlığın çözümü için tarafların defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, davacı taraf inceleme gününde defterlerini sunmuş davalı taraf ise defterlerini sunmamış olup takibe dayanak olan faturanın———- yılına ait olduğu faturayı kapsayan yıla ait davacı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmadığı ve usulüne uygun tutulmadığı bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. HMK.222/2.maddesi gereğince ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. TTK.’nın 64.maddesinde ise tacirin tutmakla yükümlü olduğu defterler düzenlenmiş olup anılan maddenin 3.fıkrasında yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defterinin tutulması zorunlu tutulmuştur. Davacı tarafın defterlerine göre davalıdan —— alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de davacı tarafın —– yılına ait yevmiye defteri usulüne uygun tutulmadığından sahibi lehine delil teşkil edemeyektir. Kaldı ki aksi kabul edilse dahi davacı tarafın takibe dayanak teşkil ettiği faturanın açıklamasında ———– ibaresinin yazıldığı, davalı tarafın cevap dilekçesi ekinde sunduğu dekont açıklamalarında da ——— aracın kira bedelinden kaynaklanan ..” olarak toplam ———-ödeme yapıldığının beyan edildiği, bu ödemelerin davacı şirket yetkilisi ——– adına gönderildiği anlaşılmakla dekonttaki açıklama ve fatura açıklaması birbirini teyit eder nitelikte olduğundan artık bu ödemenin aynı ibareye dayanan fatura alacağına ilişkin olduğu ve davalı tarafından, davacı şirket adına olmak üzere dava dışı şirket yetkilisine gönderdiğinin karine oluşturduğu kanaatine varılmıştır. Eldeki itirazın iptali konulu davada ispat yükü davacı taraftadır, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanan davacı tarafa yemin teklif hakkı hatırlatılmış ancak yemin deliline dayanmayacağını beyan etmiş olup davacı taraf davalıdan takip konusu fatura tutarında alacağı bulunduğunu dosya kapsamında ispat edememiş olup davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 205,55 TL harçtan karşılanarak bakiye 146,25 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/03/2021