Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/394 E. 2021/889 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/394 Esas
KARAR NO: 2021/889
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 11/10/2019
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillinin — ettiği evinin önünde iken;— araç ile ara sokakta seyir halinde olan davalı —- kusurlu davranışı ile ağır şekilde yaralandığını, —— zedelenmediğini, sağ bacağından ağır bir şekilde yaralandığını, kaza sonrasında—– tetkik ve tedavilerinin yapıldığını, ayrıca —-ağır bir ameliyat geçirdiğini, müvekkilinin uzun bir tedavi süreci geçirdiğini ve bu süre boyunca bakıma muhtaç olduğunu, davalı — taksirle insan yaralama suçundan — ceza dosyasının mevcut olduğunu. Bu dosya ile mağdur müvekkil hakkında —– —- raporun sonuç kısmında kişi üzerindeki etkisinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığını ve yine —— olan etkisinin — dereceli sistem üzerinden ağır —- olduğu belirtildiğini. — vermiş olduğu raporda, kazanın —— olan müvekkilinin üzerindeki yaşamsal etkisinin basit olmadığının belirtildiğini, meydana gelen kaza neticesinde ağır bir şekilde yaralanan müvekkilinin uğradığı ve uğrayacağı zararlara karşı, davacılar yönünden —- maddi tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı — cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sigorta şirketi nezdinde düzenlenen — sigortalandığını, — plakalı aracın karışmış olduğu maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacının uğradığı zararın tazminine ve davacının geçici iş göremezlik giderine ilişkin talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, hesaplanacak tazminattın davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerekli olduğunu, uyuşmazlığın haksız eylemden kaynaklandığını, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmadığını, zararın doğduğu anda, haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılacağını. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahip olduğunu, ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte —- yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün olmadığını, zira, sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen ——– maddede belirtilen belgelerinin iletildiği tarihten itibaren—- iş günü sonrasında temerrüde düştüğünü, davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılıcağını. Dava konusu olayda, davadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmadığını. Bu nedenle mahkemece asıl ve ıslah edilen bölüm için, davalı—— yönünden davanın, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinde temerrüde düştüklerini kabul ettiklerini, sigorta şirketi yönünden dava ve ıslah, diğer davalılar yönünden ise kaza ve ıslah tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesinin doğru olmadığını, hiçbir şekilde davayı kabul manasında olmamak üzere, aleyhimize tazminata hükmedilmesi halinde ıslah edilmemiş tutar için tazminat faiz sorumluluğu dava tarihinden itibaren, tutara ilişkin tazminat ve faiz sorumluluğu ise ıslah tarihinden itibaren başlatılması gerektiğini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Davalı ——-cevap dilekçesinde özetle; Davanın süresinde açılıp açılmadığını zamanaşımı itirazları olduğunu. Davalı müvekkilinin, davacıların çocuğunun yaralandığı kazada kusursuz olduğunu. Müvekkilinin aracı ile sokak arasında yavaş bir şekilde seyir halinde iken sağında yol kenarına park edilmiş halde olan —- arasından koşarak çıkan mağdur, müvekkilinin kullandığı aracın sağ ön yolcu kapısına çarparak düştüğünü. Müvekkilinin çocuğa çarpmasıyla birlikte gördüğünü ve hemen aracını durdurduğunu. Mağdurun çocuğu annesi ve kazaya tanık olan 3. Kişinin yardımı ile arabasına aldığını ve hastaneye götürdüğünü, kaza sonrası mağdurun tedavisinin — yapıldığını. Dolayısıyla —–tarafından tedavi masrafları karşılandığını, maddi tazminat kapsamında davalı müvekkilden tedavi masrafı talebinin yerinde olmadığını, davacıların kaza tarihinden itibaren en yüksek faiz isteminin haksız olduğunu, aksinin kabulü halinde talep edilebilecek faizin dava tarihinden itibaren olması gerektiğini, kaza sonrası başlatılan ceza soruşturmasında alınan— tarihli bilirkişi raporunda, davacıların çocuğu —–asli kusurlu bulunduğunu. Dolayısıyla, müvekkilinin kusuru olmadığından tazminat yükümlülüğünün de olmadığını. Davacıların talep ettiği maddi tazminat isteminin bu sebeple reddini talep etmiştir.
Davalı —- cevap dilekçesinde özetle; Maliki olduğu davalı eşimin kullandığı esnada gerçekleşen kazada davalı eşinin kusursuz olduğunu. Olay günü, eşinin aracı ile sokak arasında yavaş bir şekilde seyir halinde olduğunu, sağında yol kenarına park edilmiş halde olan — araç arasından koşarak çıkan mağdurun, eşimin kullandığı aracın sağ ön yolcu kapısına çarparak düştüğünü. Davalı eşinin çocuğu çarpmasıyla birlikte, çocuğu gördüğünü ve hemen aracını durdurduklarını, mağdur çocuğu annesi ve kazaya tanık olan 3. Kişinin yardımı ile arabasına aldığını ve hastaneye götürdüğünü, kaza sonrasında mağdurun tedavisinin —yapıldığını, dolayısıyla—–tarafından tedavi masrafları karşılandığını, maddi tazminat kapsamında tarafımdan tedavi masrafı talebi de yerinde olmadığını, davacıların kaza tarihinden itibaren en yüksek faiz isteminde haksız olduklarını, davacının maddi tazminat isteminin ve haksız olduğunu, davacıların bu kazadan ötürü —– sayılı dosyası ile görülmekte olan manevi tazminat davası açtıklarını, tüm bu sebeplerden dolayı davacıların talep ettiği maddi tazminat isteminin bu sebeple reddini talep etmiştir.
Dava, — tarihinde meydana gelen trafik kazasında küçük –yaya olduğu esnada — plaka sayılı aracın — sigortalı oldığu sigorta şirketinden meydana gelen kaza nedeniyle talep ettiği ——— tedavi masrafı tazmininin isteminden ibaret tazminatı istemine ilişkindir.
Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmemişse 6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar bedensel zararlar olarak kabul edilir.
Aynı Kanunun tazminatın belirlenmesine ilişkin 55/1. Maddesine göre ise; bedensel zararlar, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Sürücünün trafik kazasının oluşmasında kusurlu bulunması durumunda zarar gören 6098 Sayılı TBK’nun 49. maddesi gereğince sürücüye, 2918 Sayılı Kanunun 85. maddesi gereğince motorlu araç işletenine karşı dava açabilir. İşleten ve sigorta şirketi de zarar görene karşı müteselsilen sorumludur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan ve taraflarca sunulan tüm deliller, tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde;—– esas sayılı dosyasında alınan kusur raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği, kusur raporu incelendiğinde, düzenlenen raporda raporda davalı sürücü seyir halinde iken sağ taraftan park halinde bulunan araçların arasından kontrolsüzce kaplamaya giren yayaya karşı kısa mesafeden alacağı herhangi bir önlem bulunmadığından davalı sürücünün % 100 kusursuz olduğu, yayanın park halinde bulunan araçların arasından kendi can güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde kontrolsüzce taşıt yoluna girdiği ve sol tarafından gelmekte olan geçiş hakkına sahip davalı sürücünün idaresindeki otomobilin sadmesine maruz kaldığı olayda yaş ve davranış faktörlerinin sonuç üzerinde %100 oranında müessir olduğu kanaatini bildirir rapor sunulmuştur. Davalının kusuru bulunmadığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, davacının kendi kusurundan kaynaklı zarar talep edemeyeceğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere,
1-) Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin yatırılan harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalılar kendilerini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davalılar vekilleri için tayin olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-)Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-)Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/11/2021